İnsan, yaşadığı her an, sahip olduğu her şey ve aldığı her nimet için şükretmeye muhtaçtır. İslam’da şükür, Allah’a olan sevginin, yakınlığın ve teslimiyetin bir göstergesidir. Bu, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir. Rabbimiz, insanlara her an sayısız nimet sunar; sağlık, yaşam, rızık, mutluluk, sevgi, huzur ve daha birçok şey. Kuran’da şükretmenin önemi vurgulanmış ve insanlara şükretmelerinin gerekliliği hatırlatılmıştır. Nahl Suresi 114. ayette de belirtildiği gibi, Allah’a kulluk eden insan, O’nun nimetlerine şükretmekle yükümlüdür. Allah, insanlara sayısız nimet sunmuştur. Sağlık, rızık, hava, sevdiğimiz insanlar, doğadaki güzellikler, güvenli bir yaşam gibi her şey, Allah’ın insana sunduğu birer nimettir. Bu nimetlerin her biri, Allah’a olan şükrü artırmak için birer vesiledir. İnsan, her anı boyunca, her aldığını, her gördüğünü ve her duyduğunu Allah’ın bir lütfu olarak değerlendirebilir. Kuran, Allah’ın nimetlerinin sayılmasının imkansız olduğunu belirtir; Nahl Suresi 18. ayette olduğu gibi, Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışmak bile, bu nimetlerin büyüklüğüne ve çeşitliliğine yetişmek mümkün değildir. Her bir nimet, Allah’a şükretmek için bir fırsattır. Şükretmek, sadece dillerle yapılan bir teşekkürden ibaret değildir. Şükür, kalbin Allah’a olan sevgisinin ve bağlılığının bir yansımasıdır. Her anın, her nimetin farkına vararak Allah’a teşekkür etmek, O’na olan yakınlığı arttırır. İman sahibi insanlar, bu bakış açısıyla her olayı, her durumu bir nimet olarak görür ve bunlara şükrederler. Ancak, Allah’ın nimetlerinin farkında olmamak, insanın kalbini karartabilir ve şükretmekten uzaklaşmasına sebep olabilir. Şeytan, insanları şükürden alıkoymaya çalışan en büyük düşmandır. Şeytanın amacı, insanları Allah’tan uzaklaştırmak ve onların kalplerini karartmaktır. Kuran’da şeytanın, insanlara Allah’ın nimetlerini unutturmak için birçok yolla çalıştığı bildirilmiştir. Araf Suresi 17. ayette şeytan, insanları dört bir yandan kuşatarak onları şükretmekten alıkoymayı hedeflediğini ifade eder: “Onların çoğunu şükredici bulmayacaksın.” Şeytan, insanları Allah’a olan bağlılıklarını ve şükürlerini kaybettirerek onları doğru yoldan saptırmayı amaçlar. Şeytan, insanları önce Allah’ın nimetlerinden habersiz kılarak, daha sonra onları nankör yapar. Kuran’da bir örnek olarak, felaket anlarında Allah’a dua eden, ama sıkıntı geçtikten sonra eski haline dönüp şükretmeyen insanlardan bahsedilir. En’am Suresi 63-64’te, felaketler ve sıkıntılar sırasında Allah’a dua eden, ama onlardan kurtulduklarında Allah’ı unutan insanlar örnek verilmiştir. Bu durum, şeytanın insanlara nasıl etki ettiğinin bir göstergesidir. Şeytan, insanın kalbinde bir boşluk yaratmaya çalışarak, ona şükretmeyi unutturur. Kişi, sahip olduğu nimetlerin değerini bilmez ve daha fazlasını istemeye başlar. Oysa şükretmek, Allah’ın verdiği her nimete karşı duyulan minnettarlığın ifadesidir ve insanı Allah’a yakınlaştıran en önemli davranışlardan biridir. Şükretmek, insan hayatına pek çok güzellik katar. Şükreden insanlar, sahip oldukları nimetleri daha değerli görürler. Her anı, her günü bir hediye gibi kabul ederler. Bu, onları huzurlu, mutlu ve manevi açıdan güçlü kılar. Şükreden kişi, yaşadığı her olayda Allah’ın takdirine rıza gösterir ve olayların ardındaki güzellikleri fark edebilir. Nankör ve inkarcı insanlar ise, her şeyin eksikliğini görürler. Onlar için hiçbir şey yeterli değildir. Allah, şükredenlere daha fazlasını verirken, nankörlük edenlere daha da zorlaştırır. Şükür, aynı zamanda insanın ruhunu yüceltir ve kalbini arındırır. Şükreden kişi, sabırla her zorluğu aşar ve hayattaki her olayı bir fırsat olarak görür. Bu, onun manevi gelişimine katkı sağlar. Şükreden insan, Allah’a olan sevgisini her an hisseder ve buna karşılık Allah da ona olan sevgisini ve rahmetini artırır. Şükür, İslam’ın temel ilkelerinden biridir ve Allah’a yakınlaşmanın, O’na sevgi ve bağlılık göstermenin bir yoludur. Her insan, sahip olduğu nimetlerin farkına vararak şükredebilir ve her anı bir şükür vesilesi olarak değerlendirebilir. Şeytan ise, insanları şükürden alıkoymaya çalışır ve onları nankör yaparak, Allah’tan uzaklaştırmak ister. Ancak, şükreden insanlar Allah’ın rahmetini ve sevgisini kazanır, her olayda O’nun güzelliklerini görerek hayatlarını daha anlamlı ve huzurlu kılarlar.