Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal |
|
||||||||||
|
Kur’an, gerçek âlimin özelliklerini şu şekilde açıklar: "Kulları içinde ise Allah’tan ancak âlim olanlar içleri titreyerek korkar." (Fâtır Suresi, 28) Bu ayet, gerçek âlimin Allah korkusuyla hareket ettiğini, Allah’ın hem vahyedilen ayetlerini hem de kâinattaki işaretlerini tanıyıp takdir ettiğini vurgular. Gerçek bir âlim, ilmi yalnızca öğrenmek ya da başkalarına sunmak için değil, Allah’a olan imanını artırmak ve O’nun rızasına ulaşmak için bir ibadet vesilesi olarak görür. İlim, Allah’ı tanıma, O’nun eserlerini tefekkür etme ve bu bilgiyle hikmetli bir hayat sürme çabasıdır. Kur’an, bilginin yanlış kullanımına dair en bariz örneği İblis’in durumuyla açıklar. İblis, Allah’ın varlığını ve kudretini kabul eder; ancak bu bilgi onu Allah’a boyun eğmeye götürmez. Bunun yerine kibirlenerek bilgiyi kendi çıkarları doğrultusunda kullanır. Bu durum, bilginin Allah rızasına uygun bir şekilde kullanılmadığında, kişinin doğru yoldan sapabileceğini gösterir. Kur’an, bilgiye sahip olduğu hâlde bu bilgiyi doğru kullanmayanlar hakkında şu çarpıcı benzetmeyi yapar: "Kendilerine Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kitap yüklü merkeplerin durumuna benzer." (Cuma Suresi, 5) Bu ayet, bilgiyi yalnızca bir yük olarak taşıyan, ancak onu hikmete ve ibadete dönüştüremeyen kişilerin durumunu ifade eder. İblis, sahip olduğu bilgiyle Allah’a yaklaşmamış, aksine isyan etmiş ve lanetlenmiştir. Bilgi, ancak Allah’ın vahyiyle anlam kazanır. Vahiy, insana doğruyu yanlıştan ayırma yeteneği kazandırır. Gerçek bir âlim, bilgiyi Allah’ın rızasını kazanmak için kullanır; oysa İblis ve onun yolundan gidenler, bilgiyi kibir ve dünyevi çıkarlar için bir araç hâline getirir. "Hak olan, biricik hükümdar olan Allah yücedir. Onun vahyi sana gelip tamamlanmadan evvel, Kur’an’ı (okumada) acele etme ve de ki: 'Rabbim, ilmimi artır.'” (Tâ-Hâ Suresi, 114) Bu ayet, âlimin sürekli olarak Allah’tan ilim talep ettiğini ve bu ilmi Allah’ın yolunda kullanmayı hedeflediğini gösterir. Gerçek âlim, bilgiyi kibre kapılmadan Allah’a hizmet için kullanır. Günümüzde bilginin teknik ve teknolojik gelişmelerde kullanımına şahit oluyoruz. Ancak bu bilgi, insanlığı Allah’a yaklaştırmaktan ziyade, dünyayı daha karmaşık ve huzursuz bir yer hâline getiriyor. Savaşlar, çevre felaketleri ve insanlığa zarar veren teknolojiler, bilginin yanlış kullanımının somut örnekleridir. İblis’in ve onun yolundan gidenlerin bilgiyi kullanımı, bu durumu açıkça ortaya koyar. Sonuç olarak, İblis’in âlim olduğu iddiası, Kur’an’a ve İslam’ın ilim anlayışına tamamen aykırıdır. Gerçek âlim, bilgiyi Allah’ın rızasını kazanmak ve insanlara hakikati göstermek için kullanır. Bu nedenle âlimlik, bir unvan ya da diploma meselesi değil, Allah’a teslimiyet ve hikmetli bir yaşam sürme meselesidir. Kur’an’ın rehberliğinde gerçek âlimler olmaya, bilgiyi hikmete dönüştürmeye ve Allah’ın razı olduğu bir hayat yaşamaya gayret etmeliyiz. Çünkü ancak bu şekilde hem dünyada hem de ahirette huzur ve saadete ulaşabiliriz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |