..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Muhammed Rıdvan Kaya




28 Aralık 2024
Tasavvuf ve Rabıta: Kur'an Işığında Bir Değerlendirme  
Muhammed Rıdvan Kaya
Tasavvuf öğretisindeki rabıta uygulaması, İslam’ın tevhid ilkesine aykırı bir ritüel olarak dikkat çeker. Mümin, Allah’a ulaşmak için başka bir varlığı aracı yapmaz. Ayetlerin rehberliğinde, kalbimizi yalnızca Allah’a bağlayarak kurtuluşa ermek mümkündür.


:AF:
Kovulmuş şeytandan Rabbime sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
Kur’an-ı Kerim, müminlere sürekli Allah’ı zikretmeyi, O’nun ayetlerini tefekkür etmeyi ve yalnızca Allah’a yönelmeyi emreder:
> “Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) ‘Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru.’” (Âl-i İmrân Suresi, 191)
Bu ayette, müminlerin Allah’a nasıl yönelmeleri gerektiği açıkça belirtilmektedir. Ancak, tasavvuf ekollerinde ortaya çıkan bazı uygulamaların, Kur’an'da yer alan ilkelere uygun olup olmadığı tartışmalıdır. Bu uygulamalardan biri de rabıtadır.
Tasavvuf ehline göre rabıta, müridin, şeyhini sürekli zihninde hayal etmesi, ona bağlanarak manevi terbiye alması anlamına gelir. Bu bağlamda, Şeyh Fethullah Verkânisî’nin şu tanımı dikkat çekicidir:
> “Rabıta, üstadının sırf işareti veya onun rızasını bilmekle, cezbe ve tam bir muhabbet yoluyla, nefsinin şehevatını terk etmesi mümkün olacağı derecede, müridin kalbini üstadına bağlaması demektir.”
Ancak bu uygulama, Kur’an’da ne bir ayette ne de hadislerde bir dayanak bulmaktadır. Hatta tasavvufun temelini atan tarikat kurucularının bile rabıtayı dile getirmemesi dikkat çekicidir. Peki, bu kavramın kaynağı nedir? Tarihsel verilere göre rabıta, Hindistan kökenli bir uygulamadır. Şeyh Hâlid-i Bağdâdî’nin, Hindistan’da aldığı eğitimle bu ritüeli Nakşibendi tarikatına taşıdığı anlaşılmaktadır. Hinduizm’deki meditasyon (yoga) uygulamaları, bir gurunun rehberliğinde manevi aydınlanmaya ulaşmayı hedefler. Guru, müridin hayalinde canlandırılır ve manevi ışığı ile müride yol gösterir. Bu anlayışın rabıtaya dönüşmesi, İslam’ın tevhid anlayışına açıkça aykırıdır.
Mümin, kalbini yalnızca Allah’a bağlar ve her türlü aracıdan uzak durur. Çünkü Kur’an, Allah’tan başka dost ve yardımcı aramayı şirk olarak nitelendirir:
> “Allah, iman edenlerin velisidir ki, onları karanlıklardan nura çıkarır. Kâfirlerin velisi ise tağuttur; onları nurdan karanlıklara çıkarır. İşte onlar cehennemliklerdir ve orada ebedî kalacaklardır.” (Bakara Suresi, 257)
Allah, kullarına huzuru ve nuru doğrudan verir. Şeyh veya mürşid aracılığıyla bir feyz akışı Kur’anî bir kavram değildir.
Rabıta, kalbi bir şeyhe bağlamayı içerdiği için şirktir. Kur’an’da Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamayacağını kesin bir şekilde belirtmiştir:
> “Şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanları ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, büyük bir sapıklıkla sapmış olur.” (Nisâ Suresi, 116)
Rabıtada, şeyhin manevi bir vasıta olarak görülmesi, Allah ile kul arasına aracı koymak anlamına gelir ki bu durum, İslam’ın tevhid ilkesiyle çelişir.
Mümin, Allah’a yakınlaşmak için yalnızca O’nun ayetlerini tefekkür eder ve ibadet eder. Kur’an’da Allah’ın zatına yönelmek dışında bir yöntem belirtilmez:
> “Gerçekten, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanları ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (Nisâ Suresi, 48)
Tasavvuf öğretisindeki rabıta uygulaması, İslam’ın tevhid ilkesine aykırı bir ritüel olarak dikkat çeker. Mümin, Allah’a ulaşmak için başka bir varlığı aracı yapmaz. Ayetlerin rehberliğinde, kalbimizi yalnızca Allah’a bağlayarak kurtuluşa ermek mümkündür.
Mümin, karanlıklardan nura çıkmayı yalnızca Allah’tan diler ve bilir ki:
> “Allah’ın nuru, müminlerin kalplerini aydınlatır.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hakikatin Yolunda: Çobanların Davası
Ruhban Sınıfının Eleştirisi: Dini Özden Uzaklaştıran Yaklaşımlar
İnsan ve Bilim: Gerçek İhtiyaç ve İbadet Üzerine Bir Düşünce
Hurafeler, Gelenekçiler ve İslam’ın Gerçek Kaynağı
Şehirlerden Dağlara: İslâm’ın Gerçek Mücadelesi ve Tasavvufun Yanıltıcı Sükûneti
Kandil Geceleri ve İslam’ın Hakikati: Kur'an’a ve Vahye Dayalı Bir Değerlendirme
İnsan ve Yaratıcı Arasındaki İlişki
Firavun’un Sihirbazlarla Pazarlığı: Demokrasi ve İktidarın Maskesi
Kur'an'ın Doğru Anlaşılması ve Uygulanması Üzerine
Karanlıklar İçinden Nura: Allah’a Sığınmanın ve Hicretin Önemi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Tevhid

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hücrenin Kompleksliği ve Evrim Teorisinin Açıklama Yetersizliği [Bilimsel]
Evrim Sürecindeki Sorunlar ve Balıkların Kara Hayatına Geçişi Üzerine Tartışmalar [Bilimsel]
Evrim Teorisinin Eleştirisi: Bilimsel Geçerliliği ve Tartışmalı Noktalar [Bilimsel]
Evrim Gerçekten Bilimsel Bir Temele Dayanıyor Mu? [Bilimsel]
Zaman Algısı ve İzafiyet: İnsan Bilincinin Gerçeklik Üzerindeki Rolü [Bilimsel]
İnsan Evrimi: Çelişkiler ve Bilimsel Bulgular [Bilimsel]
Haeckel’in Recapitulation Teorisi ve Bilimsel Çöküşü [Bilimsel]
Evrim Teorisi Hakkında Bilimsel Gerçekler [Bilimsel]
Evrim Teorisi ve Allah'ın Varlığı [Bilimsel]
Homolog Organların Evrimsel Çıkmazı [Bilimsel]


Muhammed Rıdvan Kaya kimdir?

Merhaba ben Muhammed Rıdvan Kaya 2014 yılından 2021 yılına kadar çeşitli platformlarda dini paylaşımlar yaptım. Birgün Herkes Etik Hacker Olur, Yapay Zekayı Herkes Öğrenir, Herkes Prompt Mühendisidir, 2024 YKS TERCİHLERİ İÇİN REHBER KLAVUZ kitaplarının yazarıyım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.