..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, seçmek ve gizlemek sanatıdır. -Chateaubriand
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Demirhan Ocak




22 Haziran 2003
Gaydırı guppak mesele  
Demirhan Ocak
Tabi bizim medya “def-i hacetinde boncuk bulmuş deli ibraam gibi” konuya kör kötük bir milliyetçi anlayışla hatta yer yer ırkçı yaklaştıkları için, konun aslı astarı sizlere rahmet. Yani bu zâti muhterem Hollandalı en azılısından ırkçı olabili


:BICJ:

Merhaba ,

   Eğer biraz ablak birisi olsam ve geçen iki hafta boyunca bizim türk medyasının yazdığı her habere/yoruma biraz itimat etseydim? şu an Hollanda hapishanelerinde Hollandalı bir milletvekilini vurmaktan gün sayıyor olacaktım.

    Çünkü bizim medyanın yazıp çizdiğine göre, azılı bir Türk ve Türkiye düşmanı olan Hollandalı Ariel Oostlander’in raporunda hiç kıvırtmadan yok hemşerim “Türkiye AB’ye giremez” demiş. Eh raporun detay kısmında da hepimizin bildiği fakat işmize gelmediği için kabul etmediğimiz, bazı ülke gerçeklerini şöyle dile getirmiş;

    “AB ülkeleri için insan hakları ve hukuk üstünlüğü çok önemli. Çatışmaların sona ermesinden sonra çok şey oldu ama işkence hala sürüyor. Ülke bütünlüğünün korunmasını anlarım ama bu sırada yapılan bazı şeyler doğru değil. ”..... Türkiye’nin birliğe girmeye hazır olmadığını da savunan Ariel Oostlander, “...Geçmişte bazı hatalar yapıldı ve Türkiye Avrupa’da hala bu hatalarla anılıyor. Türkiye olmazsa olmaz koşulları yerine getirmedikçe tarihten sözetmek doğru değil....” demiş ve haddinin sınırı konusunda azcık cahil olduğundan gerek! bir de tutup “Ordunun siyasete karışmamasını”, “Milli güvenlik kurulunun kaldırılmasını”, “Atatürk laikliğinin tam bir laiklik olmadığını” ağzına geleni!söylemiş.


    Tabi bizim medya “def-i hacetinde boncuk bulmuş deli ibraam gibi” konuya kör kötük bir milleyetçi anlayışla hatta yer yer ırkçı yaklaştıkları için, konun aslı astarı sizlere rahmet. Yani bu zâti muhterem Hollandalı en azılısından ırkçı olabilir, yada dünyanın en şerefsiz adamıda olabilir. Fakat bunlar söylediği bazı gerçekleri algılamamıza engel olmamalı diye düşünüyorum.... (Adamın niyeti başka bir yazı konusu)

    Ayrıca bu medyamızda çokca bulunan diplomalı eşşeklerden bir kaçı es kaza çeşitli medya birimlerinde yöneticilik yapanları genelde puntolar arasında hitlercilik oynamaya çok heveslilerdir. Sözüm ona bu gazeteciler!! yıllardan beri şu insan hakları olayını adam gibi halka

anlatmadılar,

anlatamadılar,

anlatmalarına engel olundu.

seçeneklerinden artık siz meşrebinize göre şeçerseniz. Ama , siz neyi seçerseniz seçin olayın önemi kaybolmayacaktır..

    Mesela bu gazeteci olacak muhterem şâhısların insanlığa ne gibi bir kötülük yaptıklarını anlamak için gerek Türkiye’den gerek Avrupa’dan sokaktan yüz tane Türkiye vatandaşını bir salona toplasan ve özellikle bir kamera karşısında oturturup tek bir soru olarak “Sizce insan hakları nedir?” diye bir soru sorsanız?

    Bu yüz kişiden yirmi tanesi hepside kameraya gülümseyerek “abi be sizin işinizde çok zor valla... senin memleket nere?.. içindenmisin?” diye şaşırtmaca yaparlar. Ama, baktı ki siz soruda ısrar ediyorsunuz. İşte o zaman bu yirmi kişiden beşi ya bayılma numarası yapar yada bayılma olayını biraz daha süslemek isteyenler gerçeğine taş çıkartırcasına dandik bir sara krizi geçirir. Geri kalan onbeş tanesi “lan aman! yanlış yunnuş bir şey deyipte soluğu terörle mücadele de almayalım” diye düşündükten sonra derin bir nefes alıp belli belirsiz “efendim aslında bu insan hakları oldukça zararsız şeylerdir, hatta zaman zaman faydalı bile olurlar. Ama, zaman zaman da oldukça tehlikeli olabilir....” diye sessiz ve uzunca bir konuşma yaparlar. Fakat bir türlü sadede gelip de “ya işte senin benim gibi insanların hakkıdır” diyemezler. Çünkü kafalarının içinde terörle mücadele de de de de!...... diye yankılanan ekoların eşliğinde lafı geveleyip dururlar.

    Geri kalan seksen kişiden ellli tanesinin kadın olanları oturmaları için gösterilen sandalye ye oturmayarak ellerini göbeğinin üstünde birleştirip boynunu 45 dercelik bir açı ile kırıp, Kameramanın tüm uyarılara rağmen konuşma boyunca yere bakarak “Valla beyim senin dediğin bu insan hakkına hukkuna ben pek karışmıyom. Bizim evde bu hak hukuk işlerine benim bey karışır.. eh başka sorunuz yoksa? ve müsadeniz olursa? ben gidem ocakta yemeğim var daha...” derler.

    Bu elli kişinin erkek olanları ise “Abi benim bu tür siyasi! sorularla alakam yok inanmazsan bizim kahveci Yakup abiye sor hem valla hem billa ben bu işlerle ilgilenmiyom. Ama sen illada cevap isterim dersen? o zaman bizim takımın geçen haftadaki derbide bal gibi penaltısını vermeyen avradını biip hakeminin yaptığı biip çocukluğu değilde nedir ha?. Eğer bu memlekette insan hakları varsa? O pezevenk gibi vatan haini biip biip çocuğu hakemleri mapuslarda süründürmek lazım. En böyüükkk bizim dakım avrupa avrupa duy sesimizi aha işte bunlar bizim biipp sesleri lay lay lom lay” derler.

    Eee elde kaldı yirmi. Bunların da beşi bana dokunmayan yılan ne b.k yerse yesin hesabıyla “ben bu konuda çekimser kalmak istiyorum” der. Ondört tanesi kameranın karşısında tığ gibi esas duruşa geçip, şehitlerin ruhuna iki fatihâ okuyup birde yüksek sesle İstikâl marşını okuduktan sonra “Bu insan haklarını isteyenlerin yarısı gominist artıkları yarısıda pekakalı teröristlerdir. Ama biz Türk gençliği olarak......” diye başlayan söylemlerini akıllarının yettiğince vatan sakarya muhabbeti yaparlar.

    En sona kalan bir vatandaş ise “İnsan hakları demek insana dair ne varsa hepsinin özünde insana ve insan yaşamına saygı göstermektir.” Der ve ardından sesini yükselterek “.....Ama, gerek bu insan hakları ve gerekse işci sınıfının haklı mücadelesi ölene dek sürecektir. Kahrolsun faşizim, kohrolsun..” deyip sapla samanı karıştırdığı için, çekimler sırasında bu gibi SİYASİ!!! bir soru sorulan ortamda ne olur ne olmaz ?? diye bekleyen terörle mücadele timine mensub iki sivil memurun kolları arasında salonu terk eder.....

    Anlama özürlü olup bu konuda ısrar edenlerin yazıda ne demek istenildiğine dair muhtemel sorularına, muhtelif cevaplarım;



1.Yok ben gominist değilim.

2.Vatan haini senin babandır....

3.Korkma! bu "insan haklarını " savunmakla delikanlığın bozulmaz.

4.Bu haklar bu hukuklar AB için değil azcık gözünü açıp kendin için istemelisin.

5.Devleti, Hükümeti eleştirmek, yermek, yanlış yunnuşlarını gözüne gözüne göstermek vatan hainliği ile bir alakası yoktur.

6.Medya'dan her duyduğuna inanmayacaksın. (bana bile)

7.Yok sizin köyden "Galgımışların Halil'ini" tanımıyom.

8.Komik senin babandır!... Bu yazı sen kakara kikiri gülesin diye yazılmadığını anla ki, hakkına hukukuna sahip çık.

9. Savcı beyler bu yazıyı yazma amacım milleti gaza getirip, bilmem hangi kanuna muhalefet ettiğimden hareket ederek vatanı bölme teşebbüsü filan diye dava açıp boşu boşuna kirtasiye masrafı yapmayınız...

10. Siz akıllı geçinenler hödükler! Sapla samanı bir birine karıştırmayın ki milletin kafası bulanmasın insan hakları denildiğinde kedi görmüş fındık faresi gibi tabanları yağlayıp ortalıktan sıvışmasın.

Mısmıl olun kendinize ve hakkına sahip çıkın.

Demirhan OCAK



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Lotus Çiçeği 2 Temmuz
Sıtkımın Striptizi
Hrant Dink Ermeni Değildi
1400 Vs 85
Bu Şehitlerin Bu Savaşın, Bu Vatanın, Hiçbiri Bizim Değil!
Muhterem Bankonotlar
'62 Milyar Ödedik, Daha Ne Yapalım?'
Sorulu Tavsiye

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kına Yakın [Şiir]
Anamın Sihirli Adana Şalvarı [Şiir]
Bize Edebiyat Yapma Lan! [Şiir]
Okyanus [Şiir]
Canım İstiyooo... [Şiir]
Ben Namuslu Bir Erkek Değilim! [Öykü]
Bir kadının el çantasının anatomisi [Öykü]
Bak Postacı Geliyor Selam Veriyor... [Öykü]
Tü Rtük İye [Öykü]
Dandini dandini dastana [Öykü]


Demirhan Ocak kimdir?

Almanya'lı bir Asabi Veled

Etkilendiği Yazarlar:
Hangi birini anlatsam ki?


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Demirhan Ocak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.