|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
10 Ekim 2003
Sen ve Ben
Mümtaz Beğen
Uzaklardasın, bitmeyen yangınların içindesin, çaresizsin, umutsuzsun… Yani benim gibisin, biliyorum... Hiç bir tesellinin seni onarmayacağının da farkındayım. Hiç bir teselli beni de onarmıyor çünkü... |
|
Sen ve Ben
Uzaklardasın, bitmeyen yangınların içindesin, çaresizsin, umutsuzsun… Yani benim gibisin, biliyorum... Hiç bir tesellinin seni onarmayacağının da farkındayım. Hiç bir teselli beni de onarmıyor çünkü... Biz zor olanı seçtik. Bunu bilerek, isteyerek yaptık…
Öyle hızlı, öyle uygar, zamanı öylesine yutan bir çağda yaşıyoruz ki, bizim aşk bahsinde tercih ettiğimiz tarafı görenler, haklı olarak bizi kınayacaklar, bize kızacaklardır… Yaşamak yerine yanmayı seçmek, rahat yerine huzursuzluğu tercih etmek ve ağız dolusu gülmek varken, sabra ve çileye talip olmak… Pek de çağımızın anlayacağı kavramlardan değil gülüm...
Ama çok iyi biliyorum ki, bizim tercihlerimiz, aşkın özü ve ta kendisidir; çünkü aşk gibi ulu bir makama talip olanlar, yanmayı, vermeyi, geçmeyi göze alabilmelidirler. Biz bu bahiste çileye talip olmaktan, pişman ve rahatsız değiliz. Çünkü biz aşkı, romanlardan, öykülerden, filmlerden öğrenmedik. Aşka talip olanlarında, bir gün aşk gerçeğini anlayacaklarını ve er geç bu yanda yer alacaklarını biliyorum…
Cemil Meriç üstâdın; “Yaşamak yaralanmaktır” sözü, çoğu insan için bir şey ifade etmeyebilir. Ama her âşık, bu sözün sayfa sayfa açılımını, yürekler dolusu yorumunu yapmaya muktedirdir...
Olan bitenlerden ötürü sana dargın, kırgın ya da küskün değilim. Yine aynı şekilde, eskiden olduğu gibi, bugünde seni ayıplamıyor, suçlamıyor, yargılamaya kalkışmıyorum. Üçü de benim haddime düşer şeyler değil zaten...
Aşk ve sevgi Mevlâ’dan doğarmış. O, sevdiği kullarına nasip edermiş bu güzelliği. Bu muhabbet, bu birliktelik, yücelik demekmiş. Sevdikçe arındım, sevdikçe duruldum. Ben bu yüceliğe seninle ulaştım. Sevgi sayesinde sıyrıldım kibirden. Her şeyin Allah’tan geldiğine inandım. Seni gönderenin, dilimizi söyletenin, elimize iş yaptıranın, O olduğunu bildim…
Yine bildim ki; her dağıtanın, bir toplayanı, her kıranın, bir yapıştıranı, her ayıranın bir birleştireni olmalıydı…
Şunu da bilir ve inanırım ki, seninle benim aramızda bir fark yok. Ben senim, sende ben!.. Senin yaptığını ben yaptım demektir. Ben perdedeyim ama, hakikatte sen benden ibaretsin, bende senden!.. “Gökte Allah, yerde melekler şahittir ki, seven ne haldeyse, sevilen o haldedir…” sözünü duymuşsundur...
Hasret ve acı aşkın kanatlarıdır gülüm, bilirim… Şemsin hasretiyle yanıp kavrulan Mevlana’ya, adamın biri bir haber getirir; “Ben Şemsi Şam’da dolaşırken gördüm” der. Mevlana dal gibi soyunur, müjde bahası olarak hırkasını, haberi getirenin omuzlarına atar. Oradakiler adamın yalancı olduğuna şehadet eder, “Efendim yalan söylüyor bu adam” derler. Mevlâna buyurur ki: “Ben bu hırkayı onun yalanına verdim. Haberi gerçek olsaydı canımı verirdim…”
Biliyorsun, ben seni kelimelerle anlatamayacağım kadar çok sevdim... Ki, bu sevgiyi taşa versem dile gelir, mermeri sevsem erirdi… Ve her şeye rağmen, bana tattırdığın bütün acılar için, sana karşı minnet doluyum… Çünkü acının bile, bütün renklerini senin sayende öğrenmiş oldum…
Biliyor musun; “Sevgide dirilik bulana, kulluktan başka her şey haramdır” hükmü bizim için çok şey anlatıyor aslında… Çünkü biz, sen ve ben, ikimiz, haram olmayanı seçtik gülüm!..
Mümtaz Beğen
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
GÂYE
Ne şöhret peşindeyim, ne şan ne de bir pâye,
Gerçek olan yalnız şu; gerisi hep hikâye,
Ölesiye sevmek ve sevilmek var ya hani,
Budur dünyada benim için en büyük gâye!. .
Mümtaz Beğen
Etkilendiği Yazarlar:
A.Karakoç - Cemal Safi- Bekir Sıtkı Erdoğan
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|