Karanlığa Gelin Canlar

Karanlığa gelin Canlar,
Karanlığıma buyrun,
Ama size yol gösteremem,
Ayağınıza birkaç boş şişe takılabilir
Zeytinyağı kokulu mutfağımdan geçerken,
Durup soluklanmak isterseniz biraz,
İki küçük hasır iskemle bulacaksınız,
Davlumbazın tam yanındadır,
Bir şişe de vişne likörü bıraktım
Elimle yapmıştım bu ilkyazdan,
Molanıza neşe katacaktır sanırım,
Bağışlayın kırmızı güllerle karşılayamadım,
Özür dilerim,
Hadi yola çıkın tam sırasıdır
Ama başınıza gelecekler için
Beni sorumlu tutmayın,
Hadi Canlar !
Karanlığıma gelin.

Karanlığıma buyrun Canlar !
Karanlığıma gelin,
Yola çıkmak için dolunayı beklemeyin,
Ne de güneşin doğuşunu bir tan vakti,
Sizinle yola çıkacak ne bir kılavuz var,
Ne de öyle yürekli aslanlar,
Yolunuz belki uçurumun kenarından geçecek,
Belki de killi çürük topraklardan,
Sıkı basın ayağınızı,
Bir selvi ormanından geçeceksiniz bir gece vakti
Ellerinizde kancalar, baltalar, yağ kandilleri,
Bir sapakta yol üçe ayrılacak,
İyice şaşıracaksınız bu belli,
Niçin, neden diye başınızı kaldırıp göğe,
Haykıracaksınız kinle, nefretle,
Sonra dönüp dolaşıp geleceksiniz aynı yere,
Keskin karanfil kokan bahçeme,
Yol göstereceğim bağışlayıcı yüreğimle size,
Alın şu gözlerimi diyeceğim,
Şimdi görün beni benim gözlerimle.

Hadi yaklaşın Canlar,
Yaklaşın karanlığıma !