Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Acımasızca yazar, konuşur; eline kalemi alan, ağzına mikrofon uzatılan ya da bir sohbette sazı eline alan. Oysa sorulmamıştır tüm bu ağzı, kalemi güzel laf yapıp, yazı yazanlara: Onlara örnek olacak, onlara model olacak ne sundunuz ve önerdiniz? Kocaman bir hiç’tir o anlı şanlı altmışlar ve yetmişlerden seksenlilere miras kalan. Ne sağdan ne de soldan doğru dürüst elle tutulur, gözle görülür dişe dokunur tek bir yaşam modeli yoktur, genç insanın zihninde umudu besleyecek, kendine çeki düzen vermesine yardım edecek, hayata dair bir fikir edinip buna göre hayatını sürdürecek. Kendilerine olduğu kadar seksenlilere ve doksanlılara karşı da acımasızdırlar. “Hepsi mi?” diye sorulacak olursa “Evet!” dememek için insanın kendini tutması gerekiyor. Ve tutuyorum. Ama sözümona liderlerinin, fikir babalarının, şehylerinin deli saçması fikir, uygulama ve yaptırımları karşısında susmayı, kaçmayı veya kayıtsız kalmayı seçenleri de vicdanları ile baş başa bırakıyorum. Seksenliler ve doksanlılar da sütten çıkmış ak kaşık değil. Değil ama daha içten, kişiliklerine ;özgürlüklerine düşkün, toplumsal düzeyde olmasa da bireysel düzeyde isyankar ve tutarlılar. Evet kişiliklerine düşkünlükleri onları daha “bencil” ve hırslı yapıyor ama bu onları “umutsuz” yaşamaktan alıkoyuyor. Deneyime açıklar, yeniliklerden korkmuyorlar, yaşamı bir tek renkten ibaret görmüyorlar. Ve daha çok okuyup düşünüyorlar. Onların toplumu topyekün değiştirmek gibi birinci dereceden bir dertleri yok. Onlar Goethe gibi, Genç Werther’in acılarını çekiyorlar. Cinselliklerini sloganların keskinliği arkasında değil hatalar yapsalar da yaşamın içinde tanıyorlar. Bunca hay huyun arasında Hürriyet gazetesinde küçücük bir haber bana bunları düşündürtüp yazdırtan. Hatırlar mısınız bilmem. Ağrı’nın (Türkiye’nin doğusunda bir vilayettir!) Doğubayazıt ilçesine bağlı kuş uçmaz kervan geçmez ama Cumhuriyet’in sahibi olduğu Ortadirek Köyü (Ne anlamlı isim ama değil mi?) İlköğretim Okulu’nda çıkan yangında öğrencilerini kurtarmaya çalışırken hayatlarını kaybeden kahraman öğretmenlerimiz Aysun Kayalar ve Burçin Uysal’ı? Gazete, bu iki öğretmenimiz anısına bu ay sonunda beş bin kitaplık bir kütüphane açılacağını haber veriyor. Bir grubun öncülüğünde hazırlanıyormuş bu kütüphane: “Alternatif Hayat Dersleri” imiş grubun adı. Günümüzde Türkiye’yi yönetenler ve yönetmeye talip olanlar altmışların ve yetmişlerin gençleri. Onların “alternatif” kelimesiyle; sağcısı solcusu fark etmeden başları hiç hoş değil. Nedense, zat-ı muhteremler kendileri dışında Türkiye’yi yönetecek bir alternatifleri olmadığını düşünme hastalığına yakalanmış durumdalar. Oysa sırf “bir alternatiflerinin” var olabileceğini düşünmeleri bile onlara ve bu ülkeye ne kadar çok şey kazandıracak farkında değiller. Bu grubu kutluyorum. Aysun ve Burçin öğretmenlerin alternatif hayat konusunda bizlere; seksen sonrası gençleri olmalarına rağmen ne kadar büyük bir ders verdiklerini gösterdikleri için. Onları unutmadıkları ve unutturmadıkları için. … Her şeye rağmen umut verdikleri için. Teşekkür ederim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hidayet Ersin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |