..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En bilge insanlar bile arasıra bir iki zırvadan hoşlanırlar. -Roald Dahl
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Öyküsel > Aysel Denizeri




15 Ocak 2002
Hayalimiz Almanya  
Aysel Denizeri

:BAED:

Bir sabah kalktık aman Allah o da ne !
Gazetelerde kocaman harflerle bir yazı
Radyo ajanslarının sesinden etraf gürlüyordu
Belli ki önemli bir haber veriliyordu
Komşular bir araya toplanmış
Herkes sesini soluğunu tutmuş dikkat kesilmiş
Büyük bir heyecan içinde haberleri dinliyordu
Büyük müjde taşı toprağı altın Almanya
Türkiye’den işçi alıyor müjde müjde !
          
İşte böyle başlamıştı Almanya hikayesi
Artık tutabilir misin sen milleti
Birde baktım ki herkesin elinde gazetesi
Bir anda karışıverdi mahallenin caddesi     
Yaşlısı genci şehirlisi köylüsü
Hepsi böylece oldu Almanya sevdalısı
Sonra başladı ailede Almanya kavgası
Kimisinin kocası kimisinin karısı
Hepsinin düşleri oldu Almanya hülyası
Hazır ekmek hazır su , parası da bol
Aman ne güzeel ! Balından yenmez vallahi
          
Herkesin elinde iki resim bir nüfus kağıdı
Aşındırdılar işçi bulma kurumunun kapılarını
Memurlar yazmaya yetiştiremezdi kayıtları
Kısa sürede hemen gelirdi yanıtları
Nereden bilirdiler başlarına gelecekleri
Sevinçten gülerdi herkesin etekleri
Çoluk çocuk sefilleri oynarken kalır
Çeker giderdi evin erkekleri
Artık şansa kalmıştı kadınların kaderi
Ya geri dönecekti kocası onu da alacaktı
Ya da dönecekti yanında Alman sevgilisi
Kadının yetmiyormuş gibi hasretlik çilesi
Bir de üstüne eklenir kaynananın çenesi
Çare yok dayanacaktır kadın sersefil
Çünkü bu kavga başka kavga ekmek meselesi

Ne iş olursa olsun her şeye razıydık
Yeter ki hayal dünyası Almanya olsun
Borç harç komşulardan para bulduk
İstanbul Mecidiyeköy’ün yolunu tuttuk
İsmi okunanlar demir merdivenlerden yukarı
Koşarak uçarcasına sevinerek çıktık
Genel kontroldan geçtik sağlam çıktık
Sevdiklerimizi geride ağlarken bırakıp
Trene binip Almanya’nın yolunu tuttuk
Aman ne güzeel ! Çok para kazanacaktık
          
En sonunda geldik hayal dünyamız Almanya’ya
O zamanlar çok kıymetliydik sanki kıraldık
Kocaman çiçeklerle karşılandık çok sevindik
Sonra koyun sürüsü gibi gara indirildik
Ayı kavala bakar gibi onlar söyledi biz dinledik
Ne dedilerse onu yaptık kısım kısım ayrıldık
Sonra fabrikaların evlerine gönderildik
Tek tek odalarımıza yerleştirildik
Tencere tabak elli Demark avans aldık
Elbebek gülbebektik çok sevildik
Buna bizde şaştık kaldık sevinçten öldük
Şu paraya bak bee ! Aman ne güzeel ! Dedik
          
Bedava Demark olur mu hiç a kafa !
Ayağımızın tozu ile götürüldük fabrikaya
İlk gün tanıştırıldık usta başlarıyla
Nezaketli konuşmalardan sonra ; biz köleler
Kayıtlara geçtik damgalandık , kartları aldık
Acemiyiz işe başladık , ne yapacağız eyvaah !

Almanların kuralları saat yedide iş başı
Saat dokuzda yapmak zorundasın kahvaltı
Oniki olur bu kez öğle yemeği molası
Bu arada çok önemlidir meyve yenmesi
Ne kadar kolaymış bu memlekette çalışması
Saat onaltı oldu iş bitti ; aman ne güzeel !
          
Boru çalınca hemen paydos fazladan iş yok
Giyinip doğru sıraya , sakın ha gürültü yok
Sonra tek tek aranır herkesin çantası
Açılır kışlanın kapısı herkes fırlar dışarı
Yorgun argın gelir alış veriş zamanı
Acele et şimdi yemek pişirme zamanı
Sonra bulaşık yıka çanta hazırla derken
Saat olur akşam dokuz , geldi yatma zamanı
Aman Allahım ayni bir dam gibi ; zor iş yaa !

Sabah olur saat hiç unutmaz gelen zamanı
Acı acı kıyameti koparır kalkma zamanı
Bir saniye bile uyuyamazsın fazladan
Hadi acele et otobüsü kaçıracaksın o zaman
Her yerin dövülmüş gibi kıyılır yorgunluktan
Uyumak istersin kalkamazsın yataktan
Yoksa atılırsın fabrikadan ; zormuş yaa !

Almanlar çok nazikti o zamanlar
Frav Ayşe her Ahmet diye kibarca
Hitab ederlerdi bizlere
El hareketleri her şeyi öğretirdi bizlere
Onlar hem kibar hem kurnazdırlar
Tatlı dil güler yüz derken
Fabrikanın en kötü pis işlerini
Anlamadan yaptırırlardı bizlere ; olsuun !

İlk aylıklarımızı aldık hemen hesaba oturduk
Oh oh , Türk parası milyonları kazandık
Şap gibi açtık gözümüzü , bu kadar para haa !
Artık başladık daha çoğunu aramaya
Önce Almanlarla kaynaştık bir yol aradık
Artık ister istemez Almanya’ya alıştık
Onlar gitti biz mesayiye kaldık
Fazla para uğruna canla başla çalıştık
Ayın sonunda havamızı aldık ; dedik olsuun !

Sıra geldi memlekete para göndermeye
Hesap kitap yemeklik Türkiye derken
Elde kalan parayla canım çıktı makarna yerken
Postaneye gittik şaşırdık kaldık
Herkes çok nazikti bizde uyduk sıraya girdik
Güler yüzlü memur sordu Almanca
Biz konuştuk ona Türkçe
Hiç kimse gülmedi halimize
Hepsi koştu birden yardımımıza
Dil bilmiyorduk utandık kaldık ; ama olsuun !

Günler bir bir derken aylar geçti
Artık memleketten mektup geldi
Birisinin karısı ötekinin kocası
Onların da tuttu Almanya sevdası
Kolay mı burada ev bulmak a kadın !
İşte şimdi sorunlar başladı ; olsuun !

Madem ki geldik buraya maceraya
Dolu dolu yaşayacaktık onu mutlaka
Tek kelime Almanca yok düştük yollara
Ev aramaya , ne maceraydı ama haa !
Elimizde resimler işaretle anlattık
Derdimizi onlara acıdılar bizlere
Fırsatları kullandılar hem karına
Hem de sevabına dercesine
Kapı geçitlerini , tavan aralarını
Tuvaleti dışarda eski evlerini
Kibarca kiraladılar bizlere
Başımızı soktuk ya ; onada dedik olsuun !

Hepimiz çil yavrusu gibi dağıldık bir köşeye
Arkadaş bağları koptu dertler geçti başköşeye
Alman kadınları ihtiyarı genci
Yakaladı bizim avanak Türkleri
Kaptırdılar onların cilvesine kendilerini
Çabucak unuttular anasını bacısını
Memlekette açlıktan ağlayan çocuklarını
Almanya sevdasından yıkıldı kutsal yuvaları
Eee ! Kazanıyoruz ya Demarkı
Onada dedik olsuun !

Kafasızlar kapıldı Almanya rüzgarına
Feleğini şaşırdı döndü şaşkına
Akıllılar ailesini getirdi bağlandı yuvasına
Kimisi tutuldu ehliyet aşkına
Köyünde eşeğe binemeyen zavallılar da
Burada bindiler Alman arabasına
Şaşırdılar dediler ne oldu bana
Sonunda girdiler kara toprağın altına
Herşeyi kabul ettiğimiz gibi
Onada dedik olsuun !

Memlekette kadınlar çalışmazdı dediler
Burada da uygulandı ayni kurallar
Bir gün gurur iki gün gurur derken
Erkekler baktı ki pabuç pahalı
Gönderdiler fabrikaya onlarda karılarını
Aybaşı gelince getirdi kadınlar eve
Avuç dolusu üstü kartallı parayı
Erkekler unutuverdi yöreyi töreyi
Gözleri görmez oldu hiç bir şeyi
Kızdırmak yoktu altın yumurtlayan tavuğu
Karısı çalışıyor dedikodu olurmuş ; olsuun !

Gün ola harman ola derken
Bıktı artık Almanlar bizlerden
Araştırma yoluna girdiler bizleri nasıl
Geri göndersinler memleketlerinden
En sonunda buldular işin kolay yolunu
Özendirici primler verdiler avuç dolusu
Türkler sevinçle doldurdular ceplerini
Memlekete döndüler otobüsler dolusu
Zengin olmuşlardır artık yoktur korkusu
Var mı onlardan mutlusu ; aman ne güzeel !

Gün gün geçti memlekette cicim ayları
Çok zor oldu onların uyum sağlamaları
Bir zamanlar gurbette ikinci sınıf vatandaş
Şimdi de memlekette ikinci sınıf vatandaş
İsyan ettiler burası bizim memleketimiz arkadaş
Yine çıkmayı düşünüyorlardı yollara
Alışmışlardı buradaki rahat yaşama
Doğru yola saf kurallara
Hasret kaldılar Almaya’nın Demarkına
Onlar vatanına değil kızıyorlardı insanlara
Yolsuzluklara hazır yiyenlere vicdansızlara
Artık dönemediler onlar buralara
İster istemez kaldılar anavatanda ; ne güzeel !

Özeniyorlardı burada kalanlar onlara
Giden bin pişmandı memleketinde
Kalan bin pişmandı gurbet elinde
Madem ki buradasın , çalışmaya devam
Sonra memleketten bir ev derken iki
İki ev derken evler buldu beşi
Yaş yirmibeş derken buldu altmışbeşi
Artık bizlerin gelmişti emeklilik yaşı
Geriye dönüp bakınca hiç yaşanmamış gibi
Mazide kalıverdi o güzel gençlik günleri
Çaresiz alıştık onada dedik olsuun !

Hayat insanların sandığından da acı
Hepsi bir hayal rüzgarı sonucu
Çare yoktu düşmüştük artık bu ovaya
Karşıdan göründüğü gibi yaşanmıyordu burada
Zavallı bizlerin dirisi geldi buraya
Ölüsü koşarak götürüldü Türkiye’ye
Hepimiz sağlam geldik bu ellere
Çürüdük bittik hasta döndük Türkiye’ye
Her şeye boyun eğdik konuşamadık sustuk
Tecellimizmiş ne yapalım ; onada dedik olsuun !

Günler aylar durmadan hızla geçti
Aptallar yıllarca işçi kaldı emekli oldu
Patronun kesesi çil çil para doldu
Açıkgözler kafasını kullandı iş adamı oldu
Bizler ihtiyarladık çoluk çocuk büyüdü
Türkiye’ye dönmek artık hayal oldu
Çare yoktu bütün Türkler Alman oldu
Sonuçta değişen hiç bir şey yoktu
Sen yabancısın yine yabancı
Bir gün kendini bilmez bir avuç ırkçı
Türkleri hedef aldı yaktı geçti
Günahsız tenleri kül oldu tarihe geçti
Bizler hep sustuk barış uğruna
Sabır ettik onada dedik olsun

Böylece günler aylar rüya gibi derken
Seneler hızla uçtu gitti ömür bitti
1970 ten 2000 e geldik daha dün gibi     
Hayatımız geçti esen bir rüzgar gibi
Bu hikayede geldi geçti sona erdi
Aniden gelen bir yaz yağmuru gibi
Geçen yıllar geri gelir mi hiç ?
İnsanoğlu yeniden doğar mı hiç ?
Çare var mı ki artık ? Yine dedik olsun
İşte ömür ! İşte hayat ! Kısacık bir gün gibi
Ayni solan bir gül gibi



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın öyküsel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Eşyalar Da Ağlar
Yalnızdır O
Serçem
Bizim Türkler

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yudum Yudum Hayat
Sevgi
Kelimeler
Hatıralar
Hakkın Ödenmez Be Anam
Akşam
Ah O Bekleyiş
Ne Kaldı Ki Maziden
Şu Ölüm OLmasa
Deprem

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gerçek Şahit [Öykü]


Aysel Denizeri kimdir?

Yudum yudum hayatın içinden, bir nefes insan.

Etkilendiği Yazarlar:
Yok.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel Denizeri, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.