..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Başkaldırı > taci




25 Ağustos 2005
Sözcüklere Saklanan Gizem  
yaşadığımız dünyada sözcüklerin yeri

taci


küçük bir sözcük pek çok anlatmaya bazen o kadar yeterki bakışların ve sözün her yerde aynı kaldığı zamanda sadece gırtlağından çıkacak küçücük bir kelime belki hep aynı ama herşeyde farklı bir anlam katan kelime


:BFBD:
Şu küçük odada sakladığım o kadar çok anım varki. Bilmem anlatsam herkes bana güler bir o kadarda dalğa geçerler herhalde. Nedendir bilemem çoğu zaman kendimle başbaşa kaldığımda içimdeki korkuların sarpa sardığını hissederim. Yüzleşmeye başladığım her anda içimdeki binlerce duyğu hep bir ağızdan ben varım ordayım diyip içimi kemirir ve bir o kadarda beni yalnız bırakmaz. İnsanların hep isteyipte yapamadığı kimbilir ne kadar çok şeyler vardır. Ama hayat ve ölüm arasındaki bu ince çizğide birlikte yaşamanın verdiği bir hüzünle gidip gelen olanca şeyden sonra yalnızca kendini anlayıp anlatmak mı gerçek olan acaba. Neyse sözü çok uzatmak her zaman erdemlerin kötüsüdür derler.
Günlerden perşembe idi, havanının karanlığı camdan yüzüme sıçrayan yağmur damlalarıyla beraber odanın yarı kapalı yüzüne ışık gelmesin diye öyle sıralı duruyorlardıki her şeyden bezmiş bir halde yatağın kenarında duran yarı bayğın gibi uzanmış gözlerini tavana diken çıplaklığını örten eskimiş yatak çarşafını üzerine daha enlemesine çeken kadının somurtkan ifadesi sabahın ışımasıyla beraber daha çok belli oluyordu. Camın kenarındaki adama bakarak sigarasından bir nebze daha çekti. Yine gideceksin dimi kaç zamandır böyle sürüp gidiyor. Sen yokken hiçbirşeyden tat alamıyorum. Bu eski köhnemiş evine ne diye geliyorum bilmiyorum ama, içimi acıtın herşeye rağmen yinede burdayım. Neden hep susuyorsun seni ilk tanıdığımda böyle şeyler yapmazdın bana. Adamda kadına bakarak daha fazla hiddetleniyor gibiydi. Evet doğruydu her buluştuklarında bir şeyler olur ve sonra kimse birbirlerini tanımazdı. Ama neden istedikleri şeylerin hiçbiri olmuyordu. Veya oluyorduda kimsenin bundan haberi yokmuydu. Adam ağzının ucuyla gevelemeye başladı. Tamam her ne ise sabah oluyor artık. Sende birazdan çıkarsın Görüyorsun işte hayatım darma duman birde sen girersen bu hayata hepten telef oluruz. Herşeyin bittiği güzel an bu işte. Evet güzel an herkes alacağını almış oyun son bulmuştu. Gerçeklerle yüzleşme vakti geldiğinde kimse oralarda yoktu ya işleri oluyordu yada yapamayacak başka şeyleri.

Kadın üzerini giyinmeye koyuldu. Adam hala camın kenarından kadını seyrediyordu. pişmanlıkla beraber herkesin sorduğu soru burada ne işimiz var tarzlarında basit ama karmışık şeyler üzerine düşünüyorlardı. Üzerini giyinen kadın kapıya doğru yaklaştı. Adam cebinden çıkardığı ufak bir kağıt parçasını kadına uzattı. Almamakta direnir gibi yapan kadın elindeki kağıtı çantasının içine attı. Buruşmuş olan kağıt parçasınıın uzun zamandır saklandığı belliydi. Herşey bitmişti camın buğusunda duran adam kadına tekrar dönerek bir daha gelme artık sana verecek param yok diyip arkasını döndü. Yüzündeki ağlamaklı ifadeyle kadın adama tekrar baktı. Yapacağın buydu ha işte sana verdiğim değer diyip cantasının bir köşesine şıkıştırdığı hafif kararmış bir kolyeyi adamın suratına doğru fırlattı, ve kapının çarpılmasıyla kadın çıkması bir oldu. İşte hayat herşeyden biraz çalan ve insanı insanlıktan uzaklaştırıp insancık yapan hayat



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın başkaldırı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sen Hep Ordaydın!

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevimsiz Adam
Sustuğun An!
Mektubun Aşkı
Didaktik Yazılım
Boşuna Herşey!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yanıt [Deneme]
Okunmuyoruz Vesselam! [Deneme]
Ne Önemi Var [Deneme]
Gerçek Nedenler! [Eleştiri]
Duyumsuzluk [İnceleme]
Nevton [Bilimsel]
Düzlem Doğrular ve Işık [Bilimsel]
Metamatik Duası [Bilimsel]
Teoride İspat [Bilimsel]
Görelik Yazısına Eleştiri [Bilimsel]


taci kimdir?

üslüplu ve neden yazdığını bilen bir insan

Etkilendiği Yazarlar:
gogol


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © taci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.