..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > GÖNÜL SEVİNÇ




12 Kasım 2005
Yağmur ve Barış (Manço)  
Toprağına Rahmet Yağıyor Barış Abi

GÖNÜL SEVİNÇ


Bu buhranlı güne bu yağmurlu havaya rağmen neşelerinden hiçbir şey kaybetmemiş bu çocuklar en güzel en cici kıyafetleriyle ıslandıklarına aldırmadan kapımıza şeker almaya gelirken aslında bizlere mutluluk getirdiklerinin farkında bile değiller...


:CEAD:
Sabahın erken saatlerinde kapı zilinin sesiyle uyanıyorum.
Sersem halde kapıya yöneldiğimde, güler yüzlü çocuk grubuyla karşılaşıyorum
Üzerimde halen pijamalarımın olduğunu fark ederek bir çocuk edasıyla utangaç mahçup anneme sesleniyorum
Çocukların alaylı tavırları fısıldaşmaları arasında düşen yüzümü toparlamaya çalışarak
"Bayram nasıl geçiyor çocuklar?" diyorum
Aralarından çok bilmiş biri “Günaydın abla bayram bitiyor” diyor
Diyecek söz bulamıyorum
Neyse ki çocuklar, annemin gelişiyle
Aldıkları şeker ve harçlıklarıyla beni bırakıp anneme yöneliyorlar…
Arkalarından el sallayarak uğurluyoruz minik misafirlerimizi
Anne diyorum “ne kadar küçükler değil mi?”
Annem sırtımı sıvazlayarak iç çekiyor ve “sizler de onlar gibiydiniz bir zamanlar bak şimdi beni geçtiniz” diyor
Bu gün bayram…
Bu buhranlı güne bu yağmurlu havaya rağmen neşelerinden hiç bir şey kaybetmemiş bu çocuklar en güzel, en cici kıyafetleriyle ıslandıklarına aldırmadan kapımıza şeker almaya gelirken aslında bizlere mutluluk getirdiklerinin farkında bile değiller.
Bu gün bayram…
Annem özenle hazırladığı baklavalarını konuklarına ikram ederken iltifat cümleleri duymak istercesine konuklarının yüzlerine bakıyor.
Ve ben camdan bardaktan boşalırcasına yağan yağmuru izliyorum.
Sokağımıza yağan yağmurda aslında ben çocukluğumu izliyorum.
Neden bayramlar bana hep Barış abiyi hatırlatır?
Neden her bayram onu anarım…
Şarkı söylemeyi Barış abi öğretmişti bana...
İlk onunla öğrenmiştim şarkıların ne demek olduğumu.
Avazım çıktığı kadar çirkin sesimle haykırarak söylerdim arkadaşım eşeği...
Pazar günleri televizyonun yanındaki krem rengi koltuğu kimseye kaptırmaz, gömülür hevesle onun programının başlamasını beklerdim
7'den 77'ye adlı programı başladığında pür dikkat sohbetini izler sanki karşısındaki başka biri değilmiş de benmişim gibi sorduğu soruları cevaplardım...
— Evet dişlerimi fırçalıyorum
— Günde iki kez
— Hayır, arabanın arka koltuğuna oturmuyorum
Çünkü bizim arabamız yok
— Evet, şarkı söylemeyi çok seviyorum…
Program böyle sürüp giderken…
Bir gün belki bende orada olurum benimde elimden tutar o kürsüye çıkarır sonra mikrofonun boyunu boyuma göre ayarlar ve bana da sorular sorar
—Dişlerini fırçalıyor sun değil mi?
—Evet dişlerimi fırçalıyorum
Günde iki kez…
— Aşağı ve yukarı sağa ve sola
—Anneni mi çok seviyorsun babanı mı?
—İkisini de
—"Peki, bize hangi şarkıyı söyleyeceksin?" diye sorduğunda
Göğsümü gere gere
“Arkadaşım eşeğiiii” diye haykıracağım ve Barış Abinin memnun yüz ifadesiyle birlikte
Onun şarkısını yani benim bildiğim ilk ve tek şarkıyı söyleyecektim.
Arkadaşım eşek
Hem hepsini de biliyordum şarkının.
Sonrasında programa konuk olan diğer çocuklar şarkımın bitiminde bana puan verecekler
Tabii Barış Abi;
—“On puan on puan… Yüz puanla şampiyon” diyerek beni yerime geçirecekti.
Sonra program biterken
“Haydi, çocuklar hediyelerinizi alın” dediğinde
Ben en gösterişli en büyük kutuyu seçecektim…

Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor…
Bense çocukluğuma ağlıyorum…
Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor
Ve ben Barış Abi ye ağlıyorum…

Biz küçükken annem bayram sabahları onun şarkısıyla uyandırırdı bizi
Bu gün bayram erken kalkın çocuklar…
Son on yedi senedir bayram sabahları
Başka cümlelerle uyanıyoruz. Ya “haydi artık kalkın gelenler olacak…”
Veya televizyonun herhangi bir kanalındaki haber bültenleriyle…

Annem Barış Manço’ yu unuttu galiba
Babamda unutmuş olmalı
Abim, ablamda…
Ama ben unutmadım… Unutamam…

Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor
Ve ben çocukluğuma ağlıyorum
Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor
Ve ben Barış Abi ye ağlıyorum…
Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor
Toprağına rahmet yağıyor Barış Abi.
Ruhun şad olsun…
Gönül Sevinç
Kasım _ 2005









.Eleştiriler & Yorumlar

:: Barış Manço hakkında kısa bir yazı....
Gönderen: gönül sevinç / türkiye/Türkiye
18 Kasım 2005
Barış Manço Fransa'da bir televizyon kanalının canlı yayınına konuktur... Küstah bir spiker vardır ve Barış Manço ile dalga geçmektedir... Sürekli, "İşte Türk, yani barbar, vahşi vs..." demektedir... Barış Manço daha fazla dayanamaz ve spikere "yanınızda kâğıt para var mı?" diye sorar! Bu soruya spiker şaşırır ve "evet var ama n'olacak" der... Barış Manço ısrar edince spiker cebindeki kâğıt paraları çıkartır... Bu olaydan az önce Barış Manço canlı yayında "Anahtar" adlı şarkısını söylemiştir... Bu şarkının bir bölümü şöyledir: "Beş Akif- bir Saat Kulesi, iki Kule-bir Fatih, beş Fatih-bir Mevlana, İki Mevlana-bir Sinan" Bu şarkı bir matematik sorusudur ve şarkıda da adı geçen kişiler o dönemdeki Türk parası olan banknotların arkasında fotoğrafı olan kişilerdir... Barış Manço spikere sorar: "Bu paranızda fotoğrafı olan kişi kim?" Spiker: "General......." Barış Manço diğer paralardaki fotoğrafları olan kişileri de sorar, spikerin verdiği cevaplar hep aynıdır, "General.......", "Amiral...........", "Komutan............." Spikerin bu "falanca General, falanca Amiral, falanca Komutan" cevabından sonra, bu sefer de Barış Manço cebinden Türk paralarını çıkarır... Spikere derki: "Bu parada fotoğrafı olan kişi Mehmet Akif Ersoy'dur. Şairdir... Bu fotoğraftaki kişi Mevlana'dır. Düşünürdür... Bu paradaki fotoğrafı olan kişi Fatih Sultan Mehmet’tir. Adaletin sembolüdür... Bu paradaki kişi ise Atatürk'tür. "Yurtta barış, dünyada barış" diyen kişidir... Bizim paralarımız bunlar... Biz Türkler ince ruhlu, kibar, medeni insanlar olduğumuz için paralarımızın arkasına "şairlerimizin", "düşünürlerimizin","bilim adamlarımızın" fotoğraflarını bastık... Siz Fransızlar kendiniz barbar, vahşi olduğunuz için paralarınızın arkasına hep savaş Adamlarının fotoğraflarını basmışınız!" der... Barış Manço'nun bu müthiş cevabından sonra televizyon yöneticileri Canlı yayını keserler ve spikeri oradan kovarlar, başka bir spiker yerine gelir ve canlı yayın yeniden başlar, yeni spiker Barış Manço'dan ve Türklerden özür diler, programa böylece devam edilir... BARIŞ MANÇO’ yu Saygıyla anıyoruz. _______________________________________




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Baba Evim...
Adı Özlem Oldu! Özlenmiş Bütün Çocukluk Anılarımızın…
Baharın Rengidir Lila!
Baba (Mın) Kokusu...
Parmak Uçlarımla Dokunarak Elveda Dedim Her Anıma…
Sonbaharın Sondeminde Düştü Yüreğimize Aşk Denilen Cemre...
Tuvaletli Taşıt (Tren)
Anılarımda Saklı Çocukluğum
Kar Düşümü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Televizyonunuzu Kapatmayı Unutmayın [Eleştiri]
Eski Ramazanlar [İnceleme]


GÖNÜL SEVİNÇ kimdir?

.

Etkilendiği Yazarlar:
.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © GÖNÜL SEVİNÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.