Bir klasik herkesin okumuş olmayı istediği ancak kimsenin okumayı istemediği eserdir. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
*Oh little dreamer... * Belki de sen gerçektenden çok fazla olgunsun. Belki de sen yetişkin oldun ve ben hala çocuk bedenimin esiriyim. Sen yetişkin oldun ve tüm dünyanın dertleri omuzlarına çöktü. Belki artık hayatının anlamı ya da amacını tekrardan umursuyorsundur. Bu sefer daha öncekilerden farklı olarak ama... Bu sefer hayatın anlamı ya da amacı senin için hayatta kalmaktır. Bensiz... Belki de sen yetişkin oldun, "Küçük Prens"deki o yetişkinler gibi oldun... Belki ben gerçekten çok fazla çocuktum seninleyken. Kendimi hep Claudia* gibi hissetmiştim önceleri. Hiç büyümeyen çocuk bedenine hapis olmuş bir kadının ruhu gibi. O çocuk bedenin içinde nice ruhsal acılarla kıvranan kadının güvensizliklerini, nevrozlarını, isteri krizlerini, hayallerini, sevgi kırıntılarını, kederini, sonbaharını görebiliyor muydun? Yoksa senin yetişkin bedeninin içindeki çocuk ruhun bunlardan kaçıp kurtulmak için benim sadece çocuk bedenime mi sarılmıştı? Belki ondan anlamak istemedin, ondan okumadın yazılarım. Bunu bile okumayacaksın... Nasıl suçlarım ki? Ne diyebilirim? Ben de senin yanındayken çocuk bedenimin savunma mekanizması olan o kızı kullanmamış mıydım? Evet; ama kandırmak için değil... Belki sana karşı da kendimi savunmak için; ama asla kandırmak için değil. Gülüşüm, şimarıklıklarım, sonsuz ilgi bekleyişim ve sonsuz sevgimle belki de sadece bir maske olarak kullandığım o küçük kızı sen yeniden bana bağışladın. Gerçekten hissedebiliyordum, yanındayken senin sıcaklığın ve kokun o küçük kızın varlığını güçlendiriyordu. Senin düş kırıklıkların, hüzün, çocuksuluğun, ilgi isteyen o çocuk ruhun, sevgi ile güçlenen ruhun, yalnızlığın, yalnızlığın, yalnızlığın... Anlattıkların ve anlatmadıkların, sakladıkların, atladıkların, utandığın göz yaşların... Hepsi, hepsi bir sel gibi o küçük kızın içine akıyordu. O cansız maskenin damarlarını yaşam ile dolduruyordu. Sen bana nasıl zarar verebilirdin ki? Benim kalbim çok önceleri paramparça edilmişti. Ruhuma ihanet edilmişti. Hayallerim karanlık rüyalara dönüşmüştü. Sen neyime zarar verebilirdin? Hiçbir şeyime... Ölümden sonra huzur vardı, öyle olmalıydı. Buna inandım; çünkü bunu istedim ve onlara huzuru bahşettim, asla huzur bulamayacaklarını söylemiş olsam bile. İnanmak ve istemekti her şeyin başını çeken, her şeyin altında yatan. İnanmak istedin mi? Düzeleceğine, hissedeceğine? Bana inanmak istedin mi? İstemeye gücün olmadığı için inanmadın bunlara belki. Belki de istemeye gücün olduğuna bile inanmadın sen. Neden her şeyi bir kayboluş ve kahrolası bir yenilgi içinde parçalıyorsun ki? Tarla da sensin, ölü umut tohumları da, o ucube korkuluk da, bahcıvan da, yağmur da... ...ve her şey paramparça olmuş olan ellerinde... Beni sev ve sonsuza kadar nefret et benden... Gizem OZAN 15:28 23.09.05 ----- *Claudia - Vampirle Görüşme Filmindeki çocuk vampirdir. Yüzyıllar geçip zihnen olgun bir kadın haline gelse bile bedeni hep çocuk olarak kalmıştır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gizem Ozan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |