Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Sonunda gelmişti beklenen, hayallerinin en güzel yerinde gelmese olmazdı zaten. “Beklemek ne zor şey bilir misin?” dedi ona. “Hele bir de boşa beklediğini biliyorsan yine de beklemekten kurtulamıyorsan hayaller tekrar tekrar nasıl yıkılır, ruh nasıl da sıkışır bilir misin?” dedi sonra. “Bilirim ama…” dedi o da. Sustu… Tamamlayamadı cümlesini, sesindeki titremeyi gizlemek gibi anlamsız ama güçlü bir zorunluluk hissetti. “Beklemek nasıl çalar bekleyenin uykularını ve nasıl da yorar insanı bilir misin?” dedi ona. Bakışlarını kaçırdı, gözlerinden akan telaşlı yaşlardan utanmıştı. Sadece “Bilirim” dedi o da fısıldarcasına. “Gülmeyi unuttum, ağlamaktansa artık yoruldum” dedi ona birbiri ardına yuvarlanan gözyaşlarını bastırmanın bir fırsatını bulduğunda. “Ben de seviyorum seni aslında” dedi o da ve kocaman açtığı gözleriyle etrafına bakındı şaşkınca. “Ne kadar çok bekledim seni… Ne kadar çok…?” dedi ona. “Sevginin benim için bir anlamı yok artık, üzgünüm…” dedi sonra. Gerçekten öyle miydi acaba??? Sadece “Pekala” diyebildi o da. Başını kırgınca öne eğdi, kırılmaya hakkı var mıydı sanki?! Gizlemeye fırsat bulamadığı birkaç damla gözyaşı gözlerini terk etti ve masa örtüsünün sıcaktan kavrulan yüzeyinde yitip gitti. “Senle ben olabilirdik belki; ama sen, ben ve onlar olamayız asla” dedi ona. Sadece susabildi o da. Belli belirsiz başını salladı, ne demek istediğini çok iyi anlamıştı. “Herşeyinden vazgeçtim sevdiğim… Senden, ellerinden, sesinden, gülüşünden, herşeyinden vazgeçtim… Bir tek gözlerinden geçemedim…” dedi ona. Uzak bakışlarını dalgınca kaçırdı. Yalnız “İnsanoğlu işte…” diyebildi o da. Gözlerini, uzak ve silik bir görüntüyü kirpiklerinin arasına sıkıştırıp yakalamak istercesinde kıstı. Cümlesini yine tamamlayamadı; ancak bu kez nedeni titreyen sesi değil, iç içe geçip dolaşmış düşünceleriyle duygularıydı. Aklı öyle karışıktı ki ne demek istediğini kendi de tam olarak anlayamadı. Uzun ve anlamlı bir sessizlik kapladı her yanı… Neden sonra ayağa kalktı, masanın üzerinde ölü bir kelebek gibi durmakta olan çantasına uzandı. Dönen başına ve titreyen bacaklarına aldırmadan kendinden emin “Hoşçakal” dedi ona. Kalktı, sarıldı ona; göğsüne sımsıkı bastırdıktan sonra “Göğsüm yarılsa da…” dedi o da. Her zamanki gibi sözlerini tamamlayamadı ama. “Kıymeti yok biliyorsun” dedi ona. Gerçekten de yok muydu acaba??? “Biliyorum” dedi o da. “Ama…” dedi sonra. Belki bu kez cümlesi noktasına kavuşacaktı ama kavuşacak zaman tanınmadı onlara. “Elveda” dedi ona. “Yapma nolursun” dedi o da. Ve öylece kalakaldı koskoca dünyanın ortasında. Yoktu… Yoktu… Mutlu aşk yoktu bu dünyada… Hoparlördeki buruk ses “Söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım... Git dersen giderim… Kal dersen kalırım…”*** diyordu… Kal diyeni yoktu… Gözyaşlarını artık tutamıyordu, zaten tutmak da istemiyordu… Gidenin arkasından bakakalmak çok zordu… Başka çaresi yoktu, o da gidiyordu… Giderken “İnsanoğlu işte…” deyip duruyordu… “İnsanoğlu işte…” * Ezginin Günlüğü’nün “Mutlu Olmak Varken” isimli eserinden ** Ezginin Günlüğü’nün “Gemi” isimli eserinden *** Ezginin Günlüğü’nün “Bir Eflatun Ölüm” isimli eserinden SERAY ANIL
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SERAY ANIL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |