Yengeç kıskaçlarını parlattı. Yan yan geldi başağın yanına.Başak sarı saçlarını savurdu kaldı rüzgarda. Yengeç kumlarda iz bırakıp yürüdü;ama kimse onu takip edemedi ;çünkü onun yolundan yürüyenin başı döndü.
Yengeç, Başağın yanında uzandı bir süre. Yengeci anlamak güçtü. Su grubundan değildi b Başak belki de bu sebeple zedelendi. Toprağa fazla su karışınca çamur oldu. Dolayısıyla bir yengeçle bir başağın aşkı imkansızdı.
Yengeç kıskaçlarını bir gürültüyle açtı.Başak kırk senelik uykusundan uyandı. Yengeç Başağın etrafında yürümeye başladı. Başağın yanına sokulanları kıskaçlarına sıkıştırdı. Kimse Başağa yanaşamadı.Başak büyüdü,olgunlaştı.
Giderek boynu öne düştü Başağın. Olgunlaştıkça yere yakın oldu Başağın başı yere yakın oldukça Yengece de yakın oldu.
Yengeç aç kalmadı Başağa gelenlerle beslendi.
Başak bir gün bir tomurcuk düşürdü toprağa , Yengecin yanına.
Bu demekti ki Başak artık olgunlaşmıştı. Yengeç kıskacını parlattı. Hiç beklenmeyen bir anda Başağın yere yaklaşan boynunu kopardı.
Uzaktan izleyen herkes Yengeci Başağa aşık sanırdı.
Yanılmışlardı.
Yengecin huyudur zaten,doğasıdır.
Yan gelir yanına. Kıskaçlarını senin düşmanlarına saklar başlar da.Sen bilmezin kan yudumladıkça güç kazanır kıskaç.
Bir su bir toprağa karışırsa çamur olur. Bu öykünün sonuna da çamur bulandı.
Öykünün sonuna bir şey kalmadı.Olgunlaşmış bir Başağın kopuşu var. Sarı kumun üstünde sarı Başak.Saçları Kurudu Başağın.
Ve Yengeç...Yengeç, kıskaçlarına taktığı sarı ile yürüyor şimdi.
Ardında dümdüz görünen yolu Yengeç yan yürüdüğünden başı dönmüş,gözü dönmüş artık.
Yanınıza yaklaştığında dinlenecektir en başta.
Ve dinlenen bir Yengecin yapacağı ilk şey bir Başağa: kıskaçlarını geçirmek boynuna,mide bulantısı geçtiği anda.
Yendi ve geçti bir Yengeç daha.