..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > NOW_or_NEVER




12 Aralık 2006
Yapayalnız Bir Gece...  
NOW_or_NEVER
Gülümsedi olanlara inat. Farkına vardı yaşamın ayrılıklarla yenilendiğinin. Ve bedenini bırakıp uykuya yepyeni bir günün umuduyla kapadı gözlerini... Çünkü ‘‘Alışıyorsun zamanla herşeye...’’


:BJFG:
   Gece... Kopkoyu bir örtüyle kaplanmış bir resim gibiydi o gece İstanbul’un çehresi. Aylardan Mayıs’tı. Hani Mayıs’ta alabildiğine sıcak olur ya geceler. Veya öyle olsun ister insan... İşte o gece; serinliğini almış üzerine, ne kadar başka olduğunu gösterir gibiydi tüm güzelliğiyle. Boğaz yine her zamanki gibi ışıl ışıldı. Aslında İstanbul’un zamana inat yitirmediği tek şey; gecenin karanlığında bir yıldız gibi parlayan Boğaz’ın güzelliğiydi belki de...
   Kadın ıssız geceye eşlik edercesine yavaş ve sessizce yürüyordu sokaklarda. Bir an duraksadı. O kadar uzun zamandır yürüyordu ki nerede olduğunu anımsayamadı bir süre. Yorulmuştu. Gözüne bir bank kestirdi ve kendini yavaşça bankın üzerine bıraktı. O kadar yavaş hareket ediyordu ki üzerinde bir ağırlığı taşırcasına zorlanıyordu. Rahatladığını hissetti. Sanki bedenine işlemiş yorgunluğu banka bırakmıştı geri almamak üzere... Başını kaldırdı, çevresine baktı. Bomboş bir sokak... Hafifçe yanan bir sokak lambası ve birkaç kedi köpek; yani sokağın küçük sahipleri. Bir süre onları izledi. Sonra gözleri koluna odaklandı. Işıl ışıl parıldayan saati gözünü aldı. Baktı, saat gecenin ikisi olmuştu. O ise hala sokaklardaydı. Durdu, etrafına bakındı tekrar. Bir insan yüzü arayışındaydı sanki. Sonra doğruldu yerinden. Çantasını aldı sakince. Ve bir tıkırtı sesi duyuldu birden... Çantasının aralık olan ağzından düşen çakmağının sesiydi bu. O da farkındaydı ama dönüp bakmadı bile. Aslında bir sigara yaksaydı şimdi, tam şimdi dumanıyla kaplasaydı yorgun bedenini. Düşündü ama vazgeçti. Sokağın sonuna doğru yürüdü. Ve küçük bir caddeye vardı. Köşede bekleyen taksiye yöneldi. Kapıyı açtı, arka koltuğa oturdu. Taksiciye gitmek istediği yeri söyledi. Yol boyunca sürekli düşündü. Camdan yansıyan suretiyle gözgöze gelmemeye gayret gösteriyordu. Öyle ki kendisiyle yüzleşmekten korkar haldeydi. O sırada taksicinin onu süzen bakışlarını farketti. Fakat önemseyemeyecek kadar boşvermiş haldeydi.
   Dalmıştı...Bedeni aracın hareketinin yarattığı ritme alışmış gibiydi. Birdenbire hareket kesildi. Gözlerini kaldırdı. Taksiciye baktı, birşeyler söylüyordu. ‘Geldik abla!’ cümlesini duyar gibi oldu. Çantasından çıkardığı bir miktar parayı adama uzattı. Ve çabucak dışarı attı kendisini. Sanki az önce yorgunluktan bitkin düşen o değilmişcesine çevik bir hareketle indi taksiden. Apartmanın kapısına doğru yürüdü. Apartmanın çevresinde küçük bir çocuk gördü. Üstü başı kir içinde, pantolonu yırtık, ceketinin kolları ise ellerini kapatmış, gizler gibiydi...Çocuğa doğru yöneldi. Yakınlaştıkça çocuğun o masum güzelliğini farketti. Bu kapkaranlık gecede görebileceği en güzel şeydi bu belki de. Masmavi bir çift göz ve sapsarı saçlar. Sanki gecenin karanlığına inat, insanın gözünü alan renklerle kuşanmış gibiydi. ‘‘Adın ne?’’ diye sordu çocuğa. ‘‘Rüzgar.’’ dedi küçük çocuk. Sonra ‘‘Sokakta mı yaşıyorsun?’’ diye sordu yine kadın. ‘‘Evet’’ dedi çocuk, utançtan başını eğerek. ‘‘Nasıl yaşıyorsun sokakta? Zor değil mi?’’ dedi kadın. ‘‘Zor, evet’’ dedi çocuk. ‘‘Ama alıştım. Çünkü alışıyorsun zamanla herşeye...’’ diye de ekledi. ‘‘Bak benim evim burası. İçeri gelmek ister misin?’’ diye sordu kadın apartmanı işaret ederek. Çocuk cevap vermeden koşmaya başladı. Ve kayboldu gecenin içinde. Hayatın içinde kaybolduğu gibi...
   Çocuğun kaçışına anlam verememişti kadın. Bir süre arkasından baktı ve sonra başını diğer tarafa çevirdi. Apartmana yöneldi bakışları. Küçük ve gayet eski bir yapıydı. Eski olduğu için duvar boyaları dökülmüştü. Bir süre apartmana bıraktı bakışlarını. Kendisini görür gibi oldu. Yorgun, umutsuz ve çaresiz... Bir an ağlamaklı oldu. Durdu. Sanki çevresinde onu izleyen insanlar varmışcasına utandı. İçeri doğru koştu. Giriş katındaki evinin kapısını açtı, içeri girdi. İşte tam o an, sanki dünya değişmişti onun için. Gerçek dünyadan kendi küçük dünyasına dönmüş gibiydi. Eski kanepenin üzerinde buldu kendisini. Gözleri tavandaydı şimdi. Bomboş, dümdüz bir duvardaydı bakışları...
   Ne kadar uzun bir gündü onun için. Hiç bitmeyecek sanmıştı. Ama bitmişti işte. Ve biten yalnızca bir gün değildi, biten bir sevgi de vardı. ‘‘Aslında sevgi bitmez ki.’’ diye söylendi kendi kendine. Düşündü. Ayrılığın acısıyla tanıştığının farkına varmıştı. Doğruldu. Kanepenin üzerinde bacaklarını gövdesine doğru çekerek oturdu. Küçüldü yavaşça, iyice azaldı... Kabuğuna çekildi. Kendi dünyasında olmanın verdiği rahatlıkla içinde biriken öfkeyi ve acıyı bıraktı ruhundan dışarı. Gözleri doldu. Ağlıyordu, küçük bir kız çocuğu gibi. Babasını anımsadı o an. Şimdi onun omzunda ağlıyor olmayı düşledi. Ağlamaklı yüzüne hafif bir tebessüm yerleşti. Yerdeki çantasını aldı, içinden küçük aynasını çıkardı. Kendi suretiyle yüzleşebilecek cesareti toplamıştı. Kendi dünyasında olmanın verdiği cesaretti bu. Yalnız onun olan dünyasında... Sonra aynayı yavaşça doğrulttu. Yüzünü kaldırdı, aynaya baktı. Bir an için kendini tanıyamadı. Yüzü ona bir palyaçonun suretini andırdı. Makyajı akmıştı. Yüzü akıl almaz bir renk cümbüşündeydi. Küçükken annesinin odasında gizlice yaptığı makyajlar, daha doğrusu makyaj denemeleri geldi aklına. Yine gayri-ihtiyari gülümsedi. Ağlamak hiç yakışmamıştı ona. Farkına vardı bu durumun. Kalktı, duşa girdi. Üzerini değiştirdi. Ve tekrar salona döndü. Müzik setine bir cd yerleştirdi. Sesini sonuna kadar açtı. Ve bağıra çağıra eşlik etmeye başladı:

   ‘‘Belki şehre bir film gelir
   Bir güzel orman olur
   Yazılarda
   İklim değişir Akdeniz olur
   Gülümse...’’


   Gülümsedi olanlara inat. Farkına vardı yaşamın ayrılıklarla yenilendiğinin. Ve bedenini bırakıp uykuya yepyeni bir günün umuduyla gözlerini kapadı...Çünkü ‘‘Alışıyorsun zamanla herşeye...’’







Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yitip Gidene... [Şiir]
Zaman Susmuş... [Şiir]
Yalnızlığın Bitmeyecek... [Şiir]
Giderken Seni Bırak Bana... [Deneme]
Atatürk ve Sosyalizm Yanılsaması [Eleştiri]


NOW_or_NEVER kimdir?

Yazdıkça sessizliği azaltmak belki de inadına. . .

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © NOW_or_NEVER, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.