Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Mutlu olmak için ne yapmak lazım artık bilmiyorum. Hayatımın hiçbir döneminde kendimi böyle yalnız, çaresiz ve bitkin hissetmedim. Güzel şeyler hayatımdan gitti. Bir kuş gibi uçup gitti mutluluk. Bir zamanlar polyannacılık oynardım ve bunda da başarılıydım. Herşeyin güzel olacağına her kötü günün sonunda güneş doğacağına inanırdım bir zamanlar. Artık polyannacılık işe yaramıyor. Kendime söyleyecek yalanlarım kalmadı. Bu hale nasıl geldi yaşantım. Herşey iki yıl önce başladı. Terkedilmekle başladı herşey aldatılmakla başladı. İnsan en sevdiğinden gelen darbeyle daha çabuk yıkılıyor. Toparlanması da zor oluyor. Her yere düşüşümde kalkmayı başardım aslında ben. Sen güçlüsün, başararırsın, her zorluğun üstesinden gelirsin dedim hep kendime. Güçlü olmaya çalıştıkça dertler üst üste gelmeye başladı. Bazen herşeyin tıkandığı noktaya gelince sözler yeterli olmuyor ne yazık ki. Artık bende tüm umutlarımı kaybettim. Sonra hastalık geldi girdi hayatımıza. En sevdiklerinden biri hastalanınca insan ne yapacağını şaşırıyor. İlk şoktan sonra biz güçlü olalım ki ona da moral verebilelim diyor insan. Ama zor bir süreç. Hastalık tek değil ki. Derman arıyorsun derdine para arıyorsun. Hangi kapıya gitsen başka bir hikaye dinliyorsun. Üzüntüne yenileri ekleniyor. Dost dediğin insanların başka yüzleri olduğunu görüyorsun. Dostlukların sınanıyor. Anlıyorsun ki dost dediklerin dost değil sana. Sen öyle sanmışsın. Hepsi iyi gün dostuymuş. Kendine kızıyorsun o zaman . Nasıl bu kadar yanılmış olabilirim diye kendine işkence ediyorsun. Oysa herşey boşuna ne yapsanda. Ya dost kavramı sana göre farklı ya da onlar ne olduğunu bilmiyor. Dertleriyle üzüldüğün, her başları sıkıştığında yanlarında olduğun, mutluluklarına sevindiğin dost dediğin o insanlar yoklarmış aslında. Sadece almışlar senden ama senin dertlerini paylaşmaya sıra gelince sırra kadem basmışlar. İstediğin çok değildir aslında. Sadece yüreğinin avusunu dağıtmaktır. Ayıplanmadan bir dost omuzunda ağlayabilmeyi istemişsindir o kadar. Ama çoktan terketmiştir seni o dost sandıkların. Ve artık dost denen kavram sana çok uzaktır. Bir daha kolay kolay kimseye güvenemeyeceğini anlarsın. Daima yalnız olduğunu , her zorluğun üstesinden tek başına gelmek zorunda olduğunu öğrenirsin. Ve eğer hala birazcık gücün varsa polyannacılık oynamaya tekrar başlarsın. Bilirsin ki başka türlü hayata tutunabilmek çok zor. Hayat senden vazgeçmedikçe sende ondan vazgeçmezsin. Vazgeçmemelisin dersin kendi kendine. VAZGEÇMEMELİSİN. Bir gün mutlu olabilirsin belki kimbilir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Füsun, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |