"Anka kuşu gibi yalnızlığı adet edin! Öyle hareket et ki, adın daima dillerde dolaşsın ama seni görmek olanaksız olsun." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Bize bıraktığı not. Diğer bir deyişle son sözleriydi. Ondan bir daha hiç haber alabileceğimi düşünmemiştim. Bugüne kadar… On sekiz yaşındaydı gittiğinde. Aslında pek umulmadık bir şey değildi yaptığı bana göre. Çünkü o hep uzakların hayalini kurardı. Takma adı bile ‘kaçak’ tı...Artık siz düşünün. Hep küçük kaçışları olmuştu ama işte bilirsiniz, minik fantezilerin hayata geçişi gibiydi hepsi. Er ya da geç dönüşü oluyordu. Fakat bu nottan sonra uzun bir süre geri dönmedi. Bugüne kadar… Başını belaya sokup duruyordu ve her seferinde beladan kimseden yardım almadan kurtuluyordu. Fakat ben biliyordum bir gün başı ciddi bir belaya girecekti eğer böyle devam ederse. Gitmeden önce başına aldığı son bela; Mafyaydı. Daha doğrusu mafya babası olan bir adamın metresi olma işine bulaşmış, bununla kalmayıp bu kişiyi tabii ki aldatmış ve tabii ki bunu adama söylemiş, buna ek olarak da ‘ayrılmak istiyorum, gidiyorum’ demişti. Buyrunuz size bir adet bela. O kadar kolay değildi tabii ayrılmak. Hele hele bir ay içinde, aldatarak ayrılmak. Ama tüm bunlara kendisi bilerek bulaşmıştı. Bilerek böyle bir adama takılmayı istemiş, bilerek aldatmış, bilerek söylemişti. Kısacası her şey bilinçli bir şekilde hatta muhtemelen planlı bir şekilde olmuştu. Kulağa ne kadar da saçma geliyor değil mi? Bir de insanlar ona ‘deli, garip, tuhaf, saçma, uzaylı’ dediklerinde kızardı. Haklıydı herkes ama dediğim gibi o hiçbir zaman başkalarının doğrularına inanmaz, güvenmez ve onların doğrularını umursamaz, onlardan nefret ederdi. Bugüne kadar… Şimdi arkamda oturuyor o. ‘O’ kim mi? Benim kardeşim. Ne mi yapıyor? Hiç durmadan ağlıyor blues eşliğinde. Neden yanına gidip, ona teselli vermiyorum ha? Lütfen ama, dedim ya o bunu istiyor. O acı çekmeyi istiyor. Onun mutlu olma fobisi var. Evet teşhisini ben ve onu tanıyan insanlar koydu. O mutlu olma fobisi olan bu yüzden mutlu olacağı alanlardan kaçan, ona mutluluk veren insanlardan uzaklaşan ve devamlı olarak bela ve sorun arayan, melankoliye aşık bir kız. Kendini hiç işlemediği bir suç için devamlı cezalandırmak istiyor sanki. Peki neden evden kaçtı? Bunca sene boyunca (sekiz sene) nerede, ne yaptı? Dediğine göre evden kaçmış çünkü ona rahat batmış. Burada her şeyi tüketmiş ve dünyayı, yolları gözüne koymuş ve gitmiş işte. Bu kadar basit olay onun için. Zaten belliydi hep. Benimle konuşurken bile gözleri hep başka yerlerde, yollardaydı. Esas beni korkutan şey, gözleri şimdi hep bulutlarda. Sekiz sene boyunca minik bir hobo olarak yaşamış, ‘güzel belalar’a bulaşmış ve evi özleyince dönmüş. Bunca sene boyunca evsiz ve yurtsuz yaşamış. Hala yaşıyor olması bence bir mucize. Ama işte o burada ve sapasağlam. Bir hafta sonra Gitti. İntihar etti. Geldikten iki gün sonra intihar etti. Anlamıştım ben onu. Dedim ya gözleri bu sefer bulutlardaydı onun. Gitti! O: Fazla detayına inmeden yaşamak gerek. Zor gerçi ama yapmak gerek işte. Ben: Ama hayatını da bir uçuruma bırakmış bir şekilde yaşayamazsın. O: Yaşayabilirsin. Esas o zaman yaşarsın. Kaybedecek bir şeyin olmadığı an yaşamaya başlarsın. Yani uçurumun kenarındaysan veya uçurumdan aşağı doğru düşmekteysen. Ama bazen çok sert bir rüzgar esebilir, kaldıramayacağın sertlikte, beklemediğin bir rüzgar, fırtına gibi bir şey….İşte uçurumun kenarında yaşıyorsan şayet, o fırtınayla birlikte sen de uçar gidersin. Ama yere doğru değil, bulutlara doğru. Uçarsın…uçarsın…uçarsın. Eğer zaten uçurumdaysan o zaman bile kaybedecek bir şeyin yoktur. Sadece yere çakılırsın. Kimse de üzülmez. Yanıldın işte yine. Ben üzülüyorum kardeşim. Canım kardeşim, bu son kaçış çok uzağa oldu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Esin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |