Oysaki henüz kurulma aþamasýnda baþlamýþtý gasplarý. Ülkelerinden dýþlanmýþ insan topluluklarýnýn genel tercihleriydi ilgili kýtaya akýn halinde yerleþmek.

Ne yapardý ki gaspý yer, zülüm etmekten baþka, çalýp çýrpmak ne ala, tecavüzler hak telakki edilirken, zülüm tavan yapmýþken mazlum kimin neyine öyle deðil mi?

Hani okuruz tarih kitaplarýmýzda meþhur bir Kristof Colmp vardý hatýrlarsýnýz.
Ýlk kýtaya ayak bastýðýnda yerlileri insandan saymýyor ve katliamlar yapýyordu.

Bizzat o kýtanýn sahiplerini vahþi hayvan statüsüyle periþanlýða mahkûm edenler.

Bir batý vardý ta uzaklarda aðýzlarý kokardý, su ne demek þarap diye nara atarlardý. Taharetin ne olduðundan habersiz olan sefil insan topluluklarýydý.

Avrupa’da bir dini vahþet yaþanýyordu. Kilisenin tahakkümü had safhada olan, mezhep çatýþmalarýný ateþleyen, taassubiyeti bir marifet telakki eden enaniyet düþkünleri. Hurafeler adýna hükümler ihdas eden tuðyan gürühü.

Yaþama hakkýný, insan hak ve hürriyetini kendi heva ve heveslerine göre þekillendiren þirkin, anlamsýz iliþkilerin, illegali tenin zirve yaptýðý zamanlardý.

Bu vahþetten kaçan Püritenler, hapishaneden kaçan mahkûmlar, aranan idamlýklar, çare adýna bir umutla sarýlan zavallý olan canlar ne kadar periþanlar.

Yani etnik kimlik olarak karþýmýza çýkan genel yapýya baktýðýmýzda Ýngiliz, Fransýz ve Ýspanyollar oluþturuyordu. Ýspanya ve Portekiz Yahudileri…

Yeni bir yer adýna, altýn arama motuna kitlenen bu azgýn topluluklar nizam adýna hiçbir kayýt ve kuralý tanýmýyorlardý. Çünkü sürekli yerlileri öldürüyorlardý.

Oysaki zavallý yerliler bu insanlarý misafir zannýyla izzet ve ikramda bulunarak, dostlarý olarak görmeyi ne kadar çok arzularlardý.

Hatta ilk zamanlar tarým ve ziraatçýlýk konusunda çok yardýmcý olmuþlardý.

Ama beyaz adamlar vicdandan yoksun, gönüllerinde bir çöl iklimi mevcuttu.
Dört temmuz baðýmsýzlýk bildirgesinden sonra, yerliler için tam bir katliam süreci devlet tarafýndan bizzat baþlatýlmýþ oldu.

George Washington Kýzýlderililerin soykýrým emrini ilk veren bir kiþi olarak, Kýzýlderililerin kafa derilerinin yüzülüþünde bizar hazýr bulunarak, tarih sayfalarýnda bir kara leke olarak kalmayý baþardýlar.

Bu gasp ehli insanlar kýtanýn mutlak hâkimi olunca artýk dur durak bilmeyeceklerdi. Açýlým mutlaka þarttý, tatmin olmak yoksa neye yaradý!

Ülkelerinde katledecek kimseler kalmayýnca öncelikle iþgale baþladýlar.

1898 de Meksika ve Küba’yý iþgal ettiler daha sonra Nikaragua, Hiroþima, Nagazaki, Sandiro, Kore, Guotomala, Endenozya ve daha birçok ülkeler…
Ki daha önce ki tarihlerde cihan devletiyle iliþkileri de çok manidardýr. Ermeniler onlar için o kadar önemlidir ki iç isyanlar için en büyük malzeme gördüler.

Misyonerler göndererek yerleþmelerini temin ediyor ve bu sebeple bir kuvvet dengesi oluþturuyordu.

Üç donanmamýzý o tarihler itibarýyla kimler tarafýndan yakýldýðý merak edilirse o vakit konunun daha iyi anlaþýlacaðýný ümit ediyorum.

Savaþlarý ilk tetikleyen ve bu uðura silah sanayisini geliþtiren bu ülkenin insanlýk adýna vaatleri düþünülecek olursa ne kadar takiyye mümessili olduklarý aþikârdýr.

Her birimizin yakinen hatýrlayacaðý gibi kadýn, çocuk, yaþlý erkek vahþice katledilmeler mi dünyaný gözü önünde!

Irak 1991–2003 Fullüce… Binlerce sivilin öldürülerek köpeklere mama diye býrakýldýðý þehir…

Güya müttefikimiz olan, dünya müstekbirliðine soyunan bu ülkenin þimdilerde nelerle ve hangi ülkenin zenginlikleriyle beslendiði malumlarýnýz.

NATO, Birleþmiþ milletler, G 8 oluþumlarý kimler adýna ve hangi maksada binaen çalýþýyorlar zannederim hakkýyla bilinmiyor.

Arzý mekân üzerinde ki halen mevcut mazlum milletlere bir bakýlacak olursa, sebep ve nedenler tahkik edilse, kursaklar netleþe, izanlar deðerlense, idrakler seyrinde esinlense her þey gün yüzü misali ortaya ayan beyan çýkacaktýr.

“Kim Allahýn indirdiði hükümlerle hükmetmezse…” ayeti mucibince haclý ittifaký takiyyeleri marifetiyle bizi bizim insanlarýmýzý kullanarak kurbanlarýný kadeh tokuþturarak yok olmalarýný kutluyorlar.

Acý olan bu hakikatler diðer nesiller üzerinden ibretle hikâye edilmiþken, bizin duyarsýz olmamýz, finanslarý onlarca saðlanan kanallardan haber için soluklanmamýzdýr.

Hazýra konmak en büyük dileðimizdir. Gayretimiz oranýnda saygýyý hak ettiðimiz, ihsan için netleþtiðimiz, ihlâs için ceht ettiðimiz ne kadarsa!

Muhakkak ki geldik ve gideceðiz. Merak niye vardýr. Zekâ kimler için aslolandýr.
Gereðince kullanýlmayan akýl biliyoruz ki bir bühtandýr. Aþk böyle mi aranmalýdýr!

Nesil emniyeti artýk bir handikaptýr. Can emniyeti kuvvetin oranýndadýr. Din emniyetini merak eden var mýdýr?

Banklarda seyri âlem bir baþkadýr. Tefekkür keyfiyeti tercih edenlerin derdidir.
Sevgi ve saygý ancak hak edenlerin olmalýdýr, hürmet bunun için asýl olandýr.

Þayet yoksa fiiliyatta bir mana, maksatsýz yaþamak biliriz ki beyhude!