..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam hoştur, ölüm rahat ve huzurludur. Zor olan geçiştir. -Asimov
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Barış Umut




11 Temmuz 2002
Güzel  
Barış Umut
..Senin tek cevabın ondadır, seni doğuracak olan odur, ve [o da] senin tek doğuracağındır.


:BGED:

“Senin cevabın ondadır. Ki sen sormasını öğren, [o sana] gelecektir. Belki bir gece vakti, uykundan [uyanıp] bulacaksın soruyu, iyi belle onu, sendendir. Ve belki bir başka gece vakti, soracaksın sorunu, gerçek odur, sana [gelen] cevaptır. O gecedir seni doğuran, seni [sen] yapan, ki sen de şimdi doğurabilesin. Dokunduğun gerçektir, ve sana cevaptır, ve [sana] vereceğimiz en güzel hediyedir. Senin tek cevabın ondadır, seni doğuracak olan odur, ve [o da] senin tek doğuracağındır. Bil ki o sanadır, sen de ona.”
   

Yeşa suresi, 14-16


   
   
   
Kışla bahar arasındaki o isimsiz zamanda geldin bana belli belirsiz tarih düşemeyeceğim ne yazık oysa ben bulutlara kazımak isterdim her bir gül yaprağına not düşmek isterdim seni bulduğum beni bulduğun o günahkar anı —çünkü her aşk bir günahtır temelde— ama şu an elimden tek gelen dudaklarıma ilk konduğun —an değil de— saniyeleri imlemek gün ay ve yıl olarak ilan etmek ilgili makamlara ve yurt çapında —yok— tüm yerkürede en kutlu bayram olarak kutlanmasını sağlamak küre döndüğü sürece kitaplara yazmak soluksuz esen yükseklere köpükler ören dalgalara yazmak yazmaktır elimden gelen şimdi bu gelgitli denizde —aramızda uzanan— oysa uzansak gene yanyana —yanyana da değil aslında ama— kokuna karışsa dişlerim dokunsam tenine kar gibi —gene— yağsam tenine ve kaplasam seni örtsem üstünü —kar gibi— gene uzansak diyorum duyuyor musun beni düşünüyor musun sen de düşüyor musun benim güle oynaya düştüğüm bu gönüllü çukura —çukur dediğim bir derin vadi aslında yeşil uçsuz bucaksız ve cennetten öte— hep gözlerinin yüzünden bir de o güzel gülüşünün —gülmek kimseye yakışmıyor sana yakıştığı kadar— ve gülerken dudaklarının aldığı kıvrımların yüzünden aşık oldum belki de ben sana kimbilir oysa bir şakaydı başlangıçta ben de düşleyemezdim bu kadarını ama oldu işte oluverdi —ne mutlu— kokun doluverdi odama düşlerime şarkılarıma her bir harfte seni koklamak seni görmek —her harf saçından bir tel yatağıma bıraktığın— ve sürekli yinelemek ismini yan odadan çağırır gibi çağırmak seni buraya —yerin hazır biliyorsun— ya da pencerene tırmanmak gece çökünce sızıvermek odana bir hırsız gibi çalmak seni arsızca —her gün yeniden tanımak yeniden kapılmak sesinin rüzgarına omzunun yuvarlağına sığınmak— evet çalıp götürmek gerek seni uzaklara —hadi gel— gelir misin benimle —bırakmam elini— putperest şamanların duaları gibi mırıldandığımda ismini yanıtsız bırakmazsın değil mi sesimi duyarsın gülümsersin en azından görmesem de ben —ki görüyorum artık— meğer kör değilmiş gece kara değilmiş bildiğimiz gibi ölü doğmazmış şarkılar şimdi farkediyorum sen şarkı söylerken sen elimi tutarken başını göğsüme koyduğunda farkına varıyorum her şeyin sonunda yerini bulduğunu —bulmaca çözer gibi— ve teninin kokusunu ta ciğerlerime çekerken usulca yerleştirmeye çalışırken tenini bomboş belleğime —kutsal bir ışıltı tenin göklerden inen— hiçbir dokunuşu unutmamaya çabalarken ve tatlı meyveler gibi kızardığında yüzün —ne güzelmiş— burnunu çekerken sen anlıyorum ne kadar derin aktığını denizlerin daha yeni öğreniyorum belki de incecik parmaklarını öperken —tahminimden de inceymiş hem— ve tekrar tekrar seslenirken sana şimdi biliyorum ki çok şey varmış daha söylenecek —yeter ki doğru kulağa fısıldasın insan.
   




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Altı Ay

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hileli Deste
Dolunay Ritminde Huzursuz Eser
Kanatlar


Barış Umut kimdir?

bilmem. . kimdir?

Etkilendiği Yazarlar:
edepsiz etkiler


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Barış Umut, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.