..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Çocuk > Dilek Asar




14 Kasım 2008
Bayram Sevinci  
Dilek Asar
Pembe elbisesi bayrama yetişmişti. Çok seviniyordu.Annesi , elbiseyi yetiştirmenin gururu yüzünden okunarak ‘pek de yakıştı’ dedi.Rugan ayakkabılarını giymekle uğraşırken annesine sevgiyle bir göz attı. Bilekten bağlı rugan ayakkabıları pırıl pırıl parlıyordu. Elbisesinin altına giydiği, özenle kolalanmış dantelli ‘ jüpon’ un her deviniminde çıkardığı hışırtı kulaklarında, mutluluktan içi içine sığmıyordu. Pembe elbise yetişmiyecek, onu bayramın ilk günü giyemiyecek diye ne çok üzülmüş, ne çok heyecanlanmıştı.


:BCJE:
Pembe elbisesi bayrama yetişmişti. Çok seviniyordu.Annesi , elbiseyi yetiştirmenin gururu yüzünden okunarak ‘pek de yakıştı’ dedi.Rugan ayakkabılarını giymekle uğraşırken annesine sevgiyle bir göz attı. Bilekten bağlı rugan ayakkabıları pırıl pırıl parlıyordu. Elbisesinin altına giydiği, özenle kolalanmış dantelli ‘ jüpon’ un her deviniminde çıkardığı hışırtı kulaklarında, mutluluktan içi içine sığmıyordu. Pembe elbise yetişmiyecek, onu bayramın ilk günü giyemiyecek diye ne çok üzülmüş, ne çok heyecanlanmıştı.

Günlerce, annesi yorgun argın işten döndüğünde onun arkasında dolanmış, kimi zaman yalvarmış, kimi zaman ağlanmış sızlanmış ama yetiştirmişti işte annesi elbisesini. İçi içine sığmıyordu. Şu misafirler gelip gitse de o da bahçeye çıkabilse, yeni elbisesini, rugan ayakkabılarını arkadaşlarına gösterebilseydi. Beyaz kurdeleler ve saç fırçasıyla annesinin yanına gitti.Annesi, simsiyah,kıvırcık saçlarını taradı, kulağının üzerine topladığı birer tutam saçı bağlıyarak fiyonklar yaptı. Koşarak boy aynasının karşısına geçti, kendisini Pamuk Prenses Ve Yedi Cüceler masalındaki prenses gibi hissediyordu.

Zilin çalmasıyla kapıya koştu.Gelen komşuları övücü sözlerle onu biraz daha mutlandırdılar. Annesi onun biran evvel bahçeye çıkmak istediğini biliyordu.Onu evde tutabilmek için boyuna ondan birşeyler istiyordu. Şeker tuttu gelenlere, arkadan kolonya ikram etti. 8 yaşında olmanın avantajıyla kahve pişirip sunmaktan kurtuldu. Köpüklü kahvelerin mis gibi kokusunu, nane likörünün kokusu bastırdı. Dışardan gelen çocuk cıvıltıları ile bakışlarını annesine çevirdi, annesi gözleriyle izin verdi.Hemen dışarıya attı kendisini. Ihlamur ağacındaki salkım salkım çiçeklerin yoğun kokusu burnunu gıcıkladı. Kabarık eteğini savura savura arkadaşlarının yanına koştu. 8-10 çocuk, hepsi bayramlıklarını giymiş, neş’e içinde oynuyorlardı.Küçük kızı görünce durakladılar. Kızlar kıyaslayıcı, oğlanlar beğeni ile bir göz attılar.Sonra onu da aralarına alarak , elim sende, saklanbaç, köşe kapmaca gibi oyunlara devam ettiler.

Arka bahçeye ne zaman gidildi, kömürlüklerin üzerine nasıl çıkıldı hiç hatırlamıyor küçük kız. Kömürlüklerin arasında yanyana iki dut ağacının – biri karadut- olgunlaşmış dutlarının tadını ise hiç unutmadı. Ama unutmadığı birşey daha var. Eve gittiğinde kapıyı açan annesinin yüzü. Gözlerini aşağıya indirdiğinde, pembe elbisesinin üzerinde kara dutun yarattığı iri mor lekeleri sonra dantelli beyaz çorapların pembeliğini gördü.

Annesinin ona uzanan ellerinin başını okşamak için olmadığını hissetmişti.
Burnunu çeke çeke ağlarken kol ve bacaklarındaki morlukların hangilerinin dut lekesi hangilerinin annesinin çimdiklerinin izleri olduğuna bakıyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın çocuk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hediye

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ihlamurun Gölgesi
Veda Partisi
"Bekle Bizi İstanbul"
Sırılsıklam Aşık
Dört Köşeli Kuma
Komşularım
Benim Anna´m

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yaşam Bir Tiyatro [Deneme]
Sevgiye Çağrı [Deneme]


Dilek Asar kimdir?

Okumayı çocukluğumdan beri çok severim. Okurken içim ısınır . Okumanın bendeki tek olumsuz yönü bizzat yazmaktan beni alıkoyması oldu. Okumaktan zaman kalmadı. Bir de, öyle çok yazılmış, öyle güzel yazılmış ki ne kaldı ki yazılacak ve nasıl daha güzel yazılır ki dedim. Artık böyle düşünmüyorum. İçinden gelen içinden geldiği gibi yazmalı. Birileri benim içimi ısıttıysa belki ben de birilerinin içini ısıtırım. Belli mi olur. Hayali bile güzel.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Dilek Asar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.