Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Onları sevinçle okşadı. İçerden anne- babasının ,teyzesinin sesleri geliyordu. Büyüklerin yanından hiç ayrılmak istemiyen, her konuşulanı duymak, anlamak istiyen Seda yı, şu anda bunlar hiç ilgilendirmiyordu. Birini alıp birini bırakarak uzun uzun baktıktan sonra birinin kapağını kaldırdı. Bir tuhaflık olduğunu hissetti. Sanki sayfalar birbirine yapışık gibiydi. Kapağı kaldırdı, kaldırdı. İlk anda gördüğü şeyin ne olduğunu anlıyamadı. Her şey ayaklanmış gibiydi. Evler, ağaçlar, kedi, köpek. Sonra o ev sandığı şeyin, bir saray olduğunu farketti. Büyülenmiş gibiydi, hiç böyle birşey görmemişti. İkinci sayfayı çevirdi, yine aynı. Bu sefer başka bir manzara ... 3. sayfa, 4. sayfa sonra geriye dönüş, bir daha , bir daha baktı. Heyecanla öbür kitabı açtı.O da aynı şekilde idi. Kitaplar koltuğunun altında ‘bakın bakın teyzem bana ne getirmiş’ diye çığlık çığlığa içeriye koştu. Oturma odasında sohpet eden büyükler, yüzü al al olmuş, sevinçten zıp zıp zıplayan Seda ‘ya gülerek baktılar. Babası ‘getir de bakalım hele’ dedi. Sehpanın üzerinde sayfaları çevrilen kitaba annesi de ilgi ile bakıyordu.Teyzesi yerinden kıpırdamamış, gülümsiyerek onları izliyordu. “ Baba oku lütfen” “ ah ! hayir ,ben yorgunum okuyamam” “anneciğim oku ne olursun “ “olmaz kızım çok işim var” “ne olur baba” “lütfen anne” “yok olmaz sonra” Seda gözleri parlıyarak teyzesine baktı. ’Sen okursun değil mi teyzeciğim?’ ‘ okurum sen benim odama git ben de geliyorum” dedi teyzesi. Seda, kitaplar göğsüne bastırılmış olarak içeriye koştu. Bir müddet sonra teyzesi geldi, yatağına uzandı , yanında Seda ya da yer açtı.Seda da oraya uzandı, teyzesi okumaya başladı. “ Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” . Her resmi uzun uzun inceleyerek kitabı bitirdiler. Seda ikinci kitabın da okunmasını istiyordu. Teyzesi yorgundu . Onun bütün yalvarmalarına rağmen ikinci kitabın okunması ertesi güne bırakıldı. Ertesi gün aksamı iple çekti Seda. Belki kırk defa sayfalarını çevirdiği, o canlanan resimlerine bakmaya doyamadığı kitapların ikincisi de nihayet okunacaktı. “ Sindrella” dedi teyzesi ve okumaya başladı.Yer yer ses tonunu değiştirerek çok çok güzel okudu. Seda mutluluktan uçuyordu. Günlerce elinden bırakmadı o kitapları. Her akşam teyzesinin yolunu gözlüyor, uygun bir zaman yakalamaya çalışıyor, ona kitapları tekrar okutturuyordu.Günlerce bu böyle devam etti. Çünki o, kah ağlayarak kah yalvararak istediğini elde ediyordu.Günün birinde bu işten çok sıkılan teyzesi “ Bak Seda, yakında okula gideceksin,okumayı öğrenir kitapları kendin okursun” diyerek kararlı bir şekilde kitapları duvardaki rafa koydu. Seda ,ara sıra onların resimlerine bakıyor sonra tekrar yerine koyuyordu. Okullar yakında açılacaktı. Koşuşturmalar, hazırlıklar ,heyecan son haddini bulmuştu. Nihayet beklenen gün geldi çattı. Siyah önlüğü, beyaz yakası, örgülü saçlarının ucunda iri beyaz kurdeleleri ile hazırdı Seda. Sabah erkenden mahallenin çocuklarıyla güle oynaya gidiyor , öğlen eve geliyordu. Öğretmenini seviyor, onu memnun etmek için ödevlerini özenle yapıyordu. Okumayı söken çocuklara , öğretmeninin taktığı kırmızı kurdeleyi hak etmesi uyun sürmedi. Gururla evdekilere gösterdi onu. Artık “su gibi” okuyordu. Tatile az kalmıştı. İstanbul da tatil yapılacağı konuşuluyor, Seda buna da ayrıca seviniyordu. Öğretmeni “Herkes sevdiği bir masal kitabını getirsin burada birlikte okuyalım” demeseydi, Seda, belki de daha hatırlamıyacaktı güzel kitaplarını.Okuldan gelir gelmez tezyesinin odasına girdi, raftan kitapları indirdi. Çoktandır görmediği, sevdiği bir arkadaşını görmüş gibi bir sevinçle ilk sayfayı çevirdi ve kitabı okumaya çalıştı. Okuyamıyordu! Okuyabildiklerine de hiçbir anlam veremiyordu..Tekrar tekrar denedi, olmuyordu bir türlü. Kitabı kaptığı gibi mutfakta iş yapan annesinin yanına koştu, neredeyse ağlayacaktı. “ okuyamıyorum, okuyamıyorum” diyordu...Annesi olup biteni derhal anlamıştı. Seda yı kollarına alarak göğsüne bastırdı. “Tabii okuyamazsın güzel kızım” dedi. “ O KİTAPLAR İNGİLİZCE “
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Dilek Asar, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |