"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Sonunda olacağı buydu , bu da oldu!... Ama bunu , bu gün bile görmezden gelen , ya da görmek istemeyen , ve ya işin iç yüzünün anlaşılması işine gelmeyen kişi ve grupların varlığı da kesin. Aslında bu düdüğün ötmeyeceğini, adaylık baş vurusunun kabul edilmesinin , ertesinde davul-zurna eşliğinde AB ve Türk bayraklarıyla kendisinden geçercesine kutlanması sırasında söyleyen nice insanımız olmuştu. O insanların o günlerde yazıp söyledikleri, tıpkı davulcu yellemesi gibi gürültü patırtı arasında kayboldu gitti… Ve geldik bu günlere!... Sahi siz AB olsanız , bu yapı içerisinde Türkiye’ yi içinize alır mısınız? Ya da soruyu şöyle soralım: İş deneyiminiz ve para gücünüz var; bir iş kuracaksınız; ama bir ortağınız olsun İstiyorsunuz… Bu işe atlamaya hazır; bir evli, iki yedekli, otuz çocuklu; işsiz ve mesleksiz bir de komşunuz ve ya yakınınız var! Hani, bizim AB’ cilerin tek kozu ‘ genç nüfus ve ucuz insan gücü , ya! İşte öyle… Bu komşunuz ya da yakınınız da bir çoğalmış, pir çoğalmış!...Sıradan bir futbol maçına giderken bile “ ölmeye geldik ! “ diye marş söyleyerek gidiyorlar. Şimdi ne yapacaksınız? ‘ Tam da budur , diye ortak olmaya mı karar verirsiniz ? Yoksa ‘ bu çekirge sürüsü başıma ne dertler açar, diye kara kara düşünür müsünüz? Sonunda, ‘ En iyisi küstürmeden , ilişkileri koparmadan bunların kalabalığından getir – götür işlerinde yararlanayım… İçlerinden karpuz seçer gibi seçer güzelce kullanırım diye, AB’ nin bize uyguladığı politikayı mı izlersiniz? Karar sizin. İşin bir de öteki yüzüne bakalım: AB ülkelerinde, Türkiye’ nin AB’ ye alınmasına karşı olanların belli başlı 4 temel gerekçesi var. Görelim: 1 - Türkiye ile AB arasında din ve kültür farkı büyük bir engeldir; bu fark asla kapanmaz, 2 - Türkiye AB üyesi olursa, AB dünyanın kriz merkezleriyle sınır komşusu olur ki, istikrarsızlık AB’ ye de sıçrar, 3 - Coğrafi konum olarak, Türkiye Avrupalı değil, 4 - Türkiye’ nin gelişigüzel çoğalması, işsizlik gibi sorunları başımıza dert açar; Türkler, serbest dolaşım hakkını elde ederlerse dönmemecesine Avrupa’ yı istila ederlerse ne yaparız? İçimizdeki AB yanlıları önümüze konulan bu koşulları ya iyi okuyamıyorlar, ya da anlayamıyorlar. Ama, anlamazdan gelmeleri daha büyük olasılık gibi duruyor! Değilse, adamlar, bizim AB’ cilerin anlayabilmesi için daha ne yapsınlar? İsterseniz bir de Çince falan mı anlatsalar acaba? Diyelim, Türkiye ‘ nin AB ‘ ye girmesine karşı olanları yanlış anladık ; aslında Türkiye’ yi bağırlarına basmak için takla atıyorlar! Orada duralım ve soralım , kendi kendimize: AB de AB , diye yırtınanların ; İçtenlikle AB’ ye girmek istediklerini mi sanıyoruz? Bize göre, İşin aslı böyle değil. Bakın nasıl!... AB’ ye girebilmek için ortaya konulan çabalarda içtenlikli olan bir kadronun gündeminde şu konular yer alabilir mi? Ø İçki Yasağı… Ø Ulema’ ya Danışma Önerisi… Ø Helal Gıda… Ø Türban Mücadelesi… Ø Uygulamalı Hac Gösterileri… Ø Bildik tv kanallarında yaygın bir şekilde gösterilen afyonlu sır ve keramet dizilerinin ; sokakta , okul önlerinde uyuşturucu ticareti yaparcasına özendirilmesi… Ø Teknoloji şaheseri olan telefonda ‘ Alo, yerine selamünaleyküm safsatasının yaygınlaşması … Ø Hafta tatili Cuma olsun, polemiği… Gönülden AB ile bütünleşmekten yana olan bir kadronun bu konuları gündeminde tutması akıl , izan ve mantıkla açıklanabilir mi? AKP’ nin , Türkiye’ nin AB serüveninde gönüllülük bir yana; sahiplendiği ideolojinin hakkını vererek dibine kadar takiyye yaptığı gün gibi, güneş gibi ortada!... Bu ve benzer çelişkili durumu vurgulamak için Anadolu’ da bir öykü anlatıla gelir : Gece ava çıkan tilki karnını iyicene doyurduğu için av dönüşü deliğine giremez. Uğraşır, çabalar ama ; bir türlü ininin girişine sığmaz tilki… Baktı ortalık aydınlanacak; düşünür taşınır, işin içinden çıkamaz. Sonunda , ‘ ya Allah , der ve kuyruğuna kocaman bir de çalı bağlar!... İlerleme Raporu’ nda verilen 5 ev ödevine biraz kafa yorduğumuz zaman AB işinin başından beri , aslında ötmeyecek bir düdük olduğu daha iyi anlaşılmıyor mu?.. Nedir Bunlar? * İşkenceye Sıfır Tolerans, * İfade Özgürlüğü Önündeki Engeller Kalkacak, * Gayri Müslimlerin Durumu İyileştirilecek, * Kadın Haklarına Tam Riayet, * Sendikal Hakların Eksiksiz Uygulanmasının Sağlanması!... Hayret!... Kim Yapacak bunları? Ben söyleyeyim mi? ‘ Gayri Müslimlerin Durumunun İyileştirilmesi( ! ) maddesi dışında hiç birinden umutlu değilim… Onları da kendimiz gibi Müslümanlaştırarak ilgili maddenin gereğini ( ! ) yerine getirebiliriz ancak!... Peki, AB masalı hiç mi bir işe yaramadı? Hakkını yemeyelim! Üstüne oynayanların çok işine yaradı, hem de pek çok!... İşte bir kaçı: A - Uyum yasaları , demokratik açılımlar, (sözde) insan hakları ve istikrar proğramları gibi başlıklar altında toplayabileceğimiz dış merkezli pl ânlarla demokratik ve laik cumhuriyetin temelini tırtıklama hinoğlu hinliğinde ‘ Truva Atı , görevini yeterince yerine getirdi… B - Günbegün Ortadoğu karanlığına doğru yol almakta olan Türkiye gemisinin içindekilere ‘ rotanın AB olduğuna inandırma üçkağıtçılığında hatırı sayılır bir maskeydi. Bu anlamda da önemli işlev gördü… C - AB aşkı için bunca belâyı başımıza sardığımız yetmedi. Üstüne neyimiz var, neyimiz yok, yabancılara satıp savmayı iş sayan AKP iktidarının eline kaldık. Türkiye’ nin AB’ ye girme serüveni aslında , her iki tarafın da kendi iç kamuoyuna dönük, üzerinden siyaset yaptığı iki ucu açık borudan başka bir şey değildi, başından beri… Şimdilerdeyse, bu günlere kadar bu işten siyasi getiri elde eden politikacılara kötü bir haber var : AB üzerinden politikanın prim yapma devri kapandı! Bu günlere kadar bu yoldan beslenen politikacı takımının sözde AB yanlı demokrasi cilası ister istemez dökülüyor. O zaman rollerinden sıyrılan bildik politik kadroların kendilerine dönmesiyle işin aslını öğrenmiş olacağız; ama bu çok pahalıya patlayacak gibi görünüyor!... Yanılmış olmayı çok isterdim!...Ama nerdeeee!...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mudi Beya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |