İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
Zehir gibi bir güne daha başlamanın verdiği acının aslında sana dair hatıralar içinde bir değerinin olmadığı aşikar, sancılar içinde belki de en az can acıtanı yokluğunda yaşanılanlardır. Kimselerin sesine değil, sadece kendi içsesine duyduğun kızgınlık belki de affedememek birçok şeyi. Bazan dinlemeseydim diyor insan kendini, bazan sadece hayatı yaşasaydım, bazan sadece nefes alsaydım, unutsaydım onuru gururu sadece sevdiğimle varolsaydım, lakin pişmanlıklar çözüm getirmiyor yıllar sonra yaşlanan anılara, tazelik vermiyor ruhuna bitmişliklerin. Yıllar yılı yaşanılanlarla yaşamak bitmişliklerle ayakta kalmak ezik bir yenilginin ardında sadece susmak gibi bir olgunluk ve gurur beklerken hepsi silinip gidiyor an be an. Acının karşısında bir şey dayanmıyor, bunu farkettim en çok. Hayat denilen zamanın aşk yolculuğunda geçmişi yad edenlere acıdım hep, en çok kendime. Sana adanan tüm günlerin bir acılar yumağı oluşturup üzerimde bomba gibi patlaması belki de tek gerçek. Yokluğunda insanların acımasız bir halde her dakika bana seni hatırlattıklarını düşününce nefretim ve kinim durmadan sancı yapıyor. Bazan, senden nefret ettiğim zamanlar rüyalarıma bir fahişe kılığında giriyorsun mesela. Benim erkekliğimi başka erkeklerle kıyaslıyor beni utanma duvarının en derin yerlerinde biryerlerde boğuyorsun. Kimliksiz ve dilsiz olduğum o rüyalarda bile mutlu olacak birşeyler buluyor kendimle yaşadığım çelişkilerin umrumda olmadığı zamanlarda sadece seni özlüyor ve verdiğim kararlardan dolayı kendimi suçluyorum. Rüyalarıma bir peri gibi girdiğin zamanlar ise aşkın doruğuna çıkıyor kendimi tanrıyla eşdeğer görüyor, fakirliğin veya saltanatın hiçbir zerresiyle alakadar olmuyorum. Sadece seni hatırlatan herşeyin kutsallığına sığınıp kendime mutluluk bahşettiğim zamanlar dışında acı çektirdiğim anlarda bile varlığın hayatın gerçek zamanı oluyor. Kendi kendime soru cevaplarla kurtarırken zamanını yokluğunun, acınacak bir dilenci görürken herhangi bir köşebaşında, aklıma sadece ve sadece sen geliyorsun. Varlığında dilenmeye razı olan ben yokluğunda dilenciden farksız bir mutluluk profili çiziyorum. Gidişinle kaybettiğim tüm boşlukaların gelişinle dolacağına olan inancımı hala taptaze koruyor ve çoğu zaman bu inancıma da gülüyor kendimi acınacak biri olarak görüyor, bir an önce bir hastaneye kapatılamam gerektiğine inanıyorum. Odamdan içeri hiçbir ışığın geçmesini istemediğim zamanlar anlıyorum; sana olan kızgınlığımın zirvesindeyim. Sana olan özlemin en doruğuna çıktığım zamanlar ise aşkla doluyor gözlerim ve sözlerim şairane bir şekle bürünüyor. Hayatımda duymadığım kelimeler üretiyor dilim, sana dair hatıralar eşliğinde bir sanat varediyorum mesela. Ama ne zaman gidişini hatırlasam o an kan doluyor gözlerim, ellerim hissizleşiyor, kemiklerim unufak oluyor adeta. Dilim yabancılaşıyor bana ve acemi bir edebiyatçının dizelerini tekrarlar gibi adını tekrarlıyor. Kulaklarım sağırlaşıyor ve sadece acı bir feryat duyuyor inceden. Sen yok olduğundan beri, beni paramparça bölen zamanın tüm değerlerini alaşağı eden bir hayatın kucağındayım. Ve olur olmaz hayaller kuruyorum kendimce; hani gelecekmişsin gibi birgün, hani beni sevecekmişsin gibi, hani sana dair yazdıklarımı satırı satırına okuyacakmışsın gibi. Aşk kokuyor o zamanlar ellerim ve parmaklarım. Seni yazarken kalem ellerimde yokoluyor adeta, yutuyor kalemi sanki parmaklarım ve sadece seni varediyor sahip olduklarım. Düşler içinde bir gerçek gördüm seni ve öyle varettim herşeyini; yokluğunu da varlığını da, -ki en büyük hayalim olan dönüşünü de. saraç 06/02/09
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © seyfettin araç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |