..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > İbrahim Kilik




17 Ocak 2010
Aydın Olmak ve Aydınlatmak  
İbrahim Kilik
"Düşüncenin ve Korkunun azad olduğu bir ülke. Bir ülke ki insanları dimdik. Dünya duvarlarla bölünmemiş. Kelimeler gönlün derinliklerinden fışkırır. Emek kemale uzatır kollarını. Aklın ırmağı, Alışkanlıkların karanlıkçölünde Kuruyup gitmemiş. Ne olurdu Tanrım! benim ülkem de böyle bir ülke olsa!" Tagore. Böyle bir dünyada ve ülkede kim yaşamak istemez...


:AHHH:
Ziyalı, münevver, aydın gibi ifaderle anlatılan kişi ne iş yapar? Neyi aydınlatır, neyi karartır. Aydın düşünceye mi ideolojiye mi bağlı olmalıdır. Ya da her şeyden azade mi...

"Böyle bir girizgâhtan sonra Türkiye 'de aydının rolü nedir?" sorusunu sormak yazıyı amacı dışına çıkarmaz sanıyorum. Aslında aydın, özgün kavrayışa sahiptir. Dünyada genel kabul görmüş bir anlayıştır bu anlayış.

Bizim ülkemizde ise Tanzimat'tan beri Türk aydının kıblesi Batı'dır. Yaldızlı bir mihrap önünde secde sarhoşudur aydınımız. Yani, benliğini ve şuurunu kaybetmiştir. O yüzden de ne Batı'ya olan imanı sağlamdır ne de ruh hâli sağlıklıdır.

Bu sâri durum ayrık otu gibi kök salmış, Türk aydını kendi değerlerine kapıları kapatmıştır. Bu anlayış belki de onların ortalama aydın tipinin altına kalmalarına neden olmuştur. Halbuki aydın hiçbir bağnazlığın ve ideolojinin sözcüsü olmamalı,dogmalardan uzak kalmalıdır.

Aydın elbette popülist olmamalı; ama bizde olduğu gibi halkın etik değerlerine, geleneklerine,dini inançlarına tepeden bakan, onlara düşmanlık besleyen tipler evrensel aydın tanımına giremez.

Aydın, hangi coğrafyada neş vü nema bulursa bulsun; o bir dünya vatandaşıdır ve insanlığın yararına vakfetmiştir kendini. Bu arada yaşadığı coğrafya da bu gayretin ürününden nasibini fazlasıyla alır.


İşin gerçeği, Mevlana'nın benzetmesinden mülhem; aydın, bir ayağı kendi coğrafyasında öbür ayağı tüm dünyayı dolaşan pergel misalidir. Kendi toplumuyla birlikte insanlığı kucaklayandır. Aydın sorun yaratan değil çözüm üreten bilge kişidir.


Bu bağlamda aydın, toplumuna ve insanlığa,Tagore'un aşağıdaki dizelerinde ifadesini bulan güzelliğe kapı açan kişi olamlıdır.
"Düşüncenin ve korkunun azad olduğu bir ülke.
Bir ülke ki insanları dimdik.
Dünya duvarlarla bölünmemiş.
Kelimeler gönlün derinliklerinden fışkırır.
Emek kemale uzatır kollarını.
Aklın ırmağı,
Alışkanlıkların karanlıkçölünde
Kuruyup gitmemiş.
Ne olurdu Tanrım!
benim ülkem de böyle bir ülke olsa!" Böyle bir dünyada ve ülkede kim yaşamak istemez...
Ankara,17.01.2010 İbrahim KİLİK



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hazana Hazan Düştü
Sarası Tutan Sardunya
Küfrün Bini Bir Para
Kentlerin Pişmanlıkları

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkçe Sevdası
Yazmak Yahut Yazmamak
Argo ve Siyaset
Son Mülteci
Argodan Esintiler
Yazarlar Şairler ve Şehirleri
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 18
"Yok Bu Şehr İçre Senin Vasfettiğin Dilber"
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 16
Ayrılığın On Yedinci Günü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hüznümüz Kahverengi [Şiir]
Arzu 1 [Şiir]
Cin Biberi [Şiir]
Erguvanlar Lâleler [Şiir]
Zaman Dar [Şiir]
Düş Gülü [Şiir]
Mülteci [Şiir]
Dem Masalı [Şiir]
Çççççççççççççççççççç [Şiir]
Pişmanlık Bestesi [Şiir]


İbrahim Kilik kimdir?

Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay) Dilberin gamzeleri. Demliğin dem demleri. Bardakta keklik kanı. Tebessüm huzmeleri. Dostun dosta ikramı. Alır yürekten gamı. Fincanda türkü söyler. İnce bellide mani. Zamanın gül kurusu Gülde gülşen dokusu. Rehavetten kurtarır. Pek de şirin doğrusu. Bardaktır mihmandarı. Herkesin çeker canı. Yalnız bu kadar değil. Sohbetlerin mimarı. İnce bir gülüş gibi. İçe süzülüş gibi. Ülfete kapı açar. Kaldırır hep uzleti. Ankara,03. 09. 2007 İbrahim KİLİK

Etkilendiği Yazarlar:
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.