Mutlu insanlar tatlı şeylerden söz ederler. -Goethe |
|
||||||||||
|
-I- "Dün akşam Beşiktaş-Kadıköy seferini yapmakta olan İstinye Vapur'undan denize düşen şahıs dalgıçların da katıldığı arama çalışmalarına rağmen bulunamadı. Görgü tanıklarının anlatımına göre kırk yaşlarındaki orta boylu, kumral kişinin denize kendisinin mi atladığı yoksa kaza ile mi düştüğüde netlik kazanmadı. Cesedin bir kaç gün içinde Ortaköy cıvarında kıyıya vurabileceği söyleniyor."(Gazeteler) Ve tabi ki yanılıyorlardeğil mi Prospero, sen, sendin o ve dibe dalar dalmaz saçlarını yosunlar bağladın bir daha çıkmayım diye değil mi? Eminimki şu anda çoktan kurmuşsundur çilingir sofrasını deniz kızlarıyla da kıs kıs gülüyorsundur geride bıraktığın zavallı bizlerin haline. İyi hoşta söylermisin Prospero, aziz dostum var mı idi böyle demiri funda edip de bir şamandıra bile bırakmadan çekip gitmek. Ben şimdi uykusuz gecelerde büyüttüğüm hasret kokulu karanfillerimi hangi denizin hangi mavisine bırakacağım söylesene, söylesene hangi akşamların kıyısına kusup, hangi gecelerin şarabi yıldızlarını meze yapacağım sensiz o eski tadı bir daha asla alamayacağım sersefil içkilerime. Yüreğimin imbiğinde damıttığım göz yaşlarımı hangi ipek sıcaklığa sileceğim. Ben şimdi kime ne anlatacağım, adını Ariel koyduğumuz o bulut kanatlı martıya nasıl simit atacak ve yokluğunu nasıl anlatacağım. Yine İstinye Vapur'unda idik yanılmıyorsam, kıç güvertede bira içiyor, çığlıklar atıyorduk vapurun her baş kıç vuruşunda. Bir ara bakışlarını düşürüp dümen suyunun köpüklerine "Kim demiş bilmiyorum lakin güzzel demiş; ruhlar ölür önce bedenler diri kalır diye" kısa bir suskunluğun ardından devam etmiştin "Şunu iyi bilmelisinki Caliban Azrail izimi bulmadan, ölüm gelip beni almadan, ben kendim gideceğim Hades'in ülkesine,geriye bir tutam sevgi, bir dal kurutulmuş karanfil kırmızısı, bir ağız dolusu da küfür ha bir de olur a tesadüfen bulunurlarsa eğer, kimin nerede, ne zaman, kime ve neden yazdığı anlaşılamayan bir kaç özenti şiir." Şimdi anlıyorum ki sen kesin kararını o anda vermiştin ve vakti gelince insanlığını, vicdanını yani ruhunu öldürmeden tuttun kendini öldürdün, oysa ben ve benim gibi niceleri kıyamadığımız için tatlı canlarımıza insanlığımızı öldürerek devam ediyoruz yaşamaya, belki de inat olsun diye sana.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bekir Öğretici, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |