..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir kış sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uğramadan geçmiyor. -Hal Borland
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > İbrahim Kilik




15 Mart 2010
Bir Varmış Bir Yokmuş  
En Gerçek Masal

İbrahim Kilik


Sahi başlık bir masal giriş cümlesiydi değil mi? Binlerce yıldır, milyonlarca kez tekrarlanan ve her defasında ilgiyle ,zevkle dinlenilen masalların girizgâhı.


:ACJH:
Sahi, başlık bir masal giriş cümlesiydi değil mi? Binlerce yıldır, milyonlarca kez tekrarlanan ve her defasında ilgiyle ,zevkle dinlenilen masalların girizgâhı.


Çocukluk hayallerimizin sınırlarını zorlayan; inler ,cinler, devler ,periler, prensler, prensesler, daha neler neler…


Hangimiz, annelerimizin masallarıyla uykuya dalıp da rüyalar görmedik. Yahut, gözlerimizi şöyle bir kapatıp da hayal etsek , ninemizi bembeyaz baş örtüsüyle ve elinde “doksan dokuzluğuyla” hayal meyal görmeyiz hâlâ.

Ama, ben bugün size cinsiz,perisiz kahramanı bizzat kendimiz olan bir öykü anlatmak istiyorum. Bazen kısa, bazen uzun metrajlı olan hayat filminin öyküsü .
İlk çığlıktan son nefese kadar olan bir öykü. Ondan sonrasını anlatamam. Ondan sonrasını bir Allah bilir, birde öteye avdet eden.

Hani, merhum Hoca Nasrettin “eşikten sonrası gurbet” demiş ya. Sanırım, insanoğlunun ilk dünyayı teşrif edişindeki ağlaması da gurbet yolculuğuna merhaba mahiyetinde…

Dünyaya gelir gelmez, beşaret ve esaret ve dahi hasret faslı başlar. Sen ağlarken, henüz tanımadıkların ; ama gün geçtikçe tanıyacakların mutluluk kanatları takarlar gönüllerine…

Şöyle biraz ele geldiğinde kucaktan kucağa alınıp sevilirsin. Akika kurbanları kesilir şükür makamına. Senin hiçbir şeyden haberin olmaz. Kaşın birine benzetilir, gözün birine. Oysa sen kendine benzersin her şeyinle.


Günler böyle geçip giderken, en çok annenin göğsünde ve kollarında güvende hissedersin kendini. Ne kadar da sevimlisindir, yumuk yumuk ellerinle.


Devran sürer emeklemen olay olur, oturman olay. Sonra defalarca tekrarlanır ,söylediğin ilk hece, ilk kelime… Kimse toz kondurmaz, üstüne hep kol kanat gerilir,her tavrın sevilir.


Derken ilkokul çağı,ilk ayrılık bin bir telaş, bin bir sevinçle götürülüşün okula… İlk hüzün damlası o zaman düşer ayrılığa dair. Çaresiz bırakırsın hayatın akışına kendini. Annen , baban biraz okul koridorlarında , biraz da okul bahçesinde bekler, sonra ya eve döner ya işine. Hayatında ikinci gurbet faslı başlar… Ama, her geçen gün değişir duyguların. Önce ilk günkü sıra arkadaşınla kaynaşırsın, sonra okul hayatın boyunca en sıkı fıkı olacağın,fıtratına en yakın arkadaşını bulursun. Öğretmenini anne baba bilirsin. Gurbet yerini sıcak bir sılaya bırakır. Hayata tutunma deneyimin biraz daha artar, çocuk dünyanda . Farkında olmasan da hâlâ gurbettesindir oysa…

Hayatının en güzel çağlarıdır tahsil dönemi. Aşina olduğun suretler çoğalır gönül defterinde. İlköğretim ,lise ,üniversite .Lisan öğrenme telaşı. Duruma göre yüksek lisans, doktora, akademik kariyer. Bir iş bulma ,işsiz geçen günler vs. Bu vesaireler uzadıkça uzar…

Kader çizginde olanlar bırakmaz asla seni. En güzeli kaderinizde olanın hakkınızda hayırlı kılınmasını dilemek. Bir tevekkül zarfına bürünmek…

Evet, biz kullara düşen çalışıp didinmek ;ama ayarınca miyarınca. Hırs ve tamaha yer vermemek önemli olan. Sonra sevgililer sevgilisi de “ifrattan ve tefritten sakınınız.”diye buyurmuyor mu? “ İşlerinizde aşırılıktan kaçınınız, orta yolu seçiniz seçin” demiyor mu?


Merhum Necip Fazıl’ın insanoğlunun öyküsünü çok çarpıcı biçimde ifade eden bir dörtlüğü var.
“ Evler döşemekti bendeki tasa .
Yaptım ettim nöbet mezara geldi.
Yeter bana üç beş arşın bez olsa.
Beklenmedik mallar pazara geldi.”
N.F.K

Mü’min dünya ile ilgi kurarken bu bilinçte olmalı. O vakit biraz daha ölçülü, biraz daha hassas olabilir ancak. Yoksa, kaptırırsan kendini dünya gailesine. Ayağın bir kayarsa kaygan zeminde. Bir daha toparlayamazsın maazallah.

Bir hırsın peşine takılıp gidersen, hem değerlerini kaybedersin, hem öte dünayıyı. dönüşü de yoktur. Orada, pişmanlık tedavülden kalkmıştır...

Düşünürsek, üzerimizdeki her şey emanet. Alıp verdiğimiz nefes dahil, bizim sandığımız cümle nimet emanet. Günü gelince teslim edeceğiz asıl emaneti. Diğerlerini de geride bırakıp gideceğiz.

Ardından hayır dua ile anılabilenlere,zigzagsız yaşayabilenlere hayatı ne mutlu.


Ama, bencileyin çarıklı erkanın işi zor. Rahman ve rahim olanın, rahmet kapısını edeple adapla çalamadım ki. İnceliği bilemedim hiç. Kaba hatlarda, kabahat işleyrek idamei hayat eyledim. Şükrün kıyısını teğet geçtim hep. Tövbem nasuh tövbesi olamadı. Şükür ki tövbe kapısı hep açık . Tek ele alıncak yanım ümit kesmedim. Ey Allah'ın has kulları bana da dua edin!


Konuyu biraz dağıttım galiba; ama toparlıyorum. Teslim-i ruh ettikten sonra,
cümle geride bıraktıklarımızın, uğruna ne kıvırma ne numara çekme zahmetine katlandıklarımızın, paranın, mevkinin, makamın ötede hiçbir ehemmiyeti olmadığını anlayacağız.

Ve göreceğiz ki onca hırs, onca tamah, dünya nimetleri için uykusuz kalınan geceler; kardeş kavgaları zulümler ,işkenceler cümlesi ,iki tekerleme bir mişli geçmiş zaman hikâyesi. Bir varmış, bir yokmuş. İşte asıl gerçek.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Argodan Esintiler
"Yok Bu Şehr İçre Senin Vasfettiğin Dilber"
Kıl ve Tüy
Kılıç ve Kalem
Antalya'da Gün Batımı
Erguvan Akşamlar (N)
Yazmak Serüveni
Buğulu Günler
Muhabbet İksiri Çay
Hiçten Saadetler Ülkesi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkçe Sevdası
Yazmak Yahut Yazmamak
Argo ve Siyaset
Son Mülteci
Yazarlar Şairler ve Şehirleri
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 18
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 16
Ayrılığın On Yedinci Günü
Erbil Kalesi'ni Gezerken
"Bir Fincan Kahve Olsa" Kitabı Üstüne

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hüznümüz Kahverengi [Şiir]
Arzu 1 [Şiir]
Cin Biberi [Şiir]
Erguvanlar Lâleler [Şiir]
Zaman Dar [Şiir]
Düş Gülü [Şiir]
Mülteci [Şiir]
Dem Masalı [Şiir]
Çççççççççççççççççççç [Şiir]
Pişmanlık Bestesi [Şiir]


İbrahim Kilik kimdir?

Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay) Dilberin gamzeleri. Demliğin dem demleri. Bardakta keklik kanı. Tebessüm huzmeleri. Dostun dosta ikramı. Alır yürekten gamı. Fincanda türkü söyler. İnce bellide mani. Zamanın gül kurusu Gülde gülşen dokusu. Rehavetten kurtarır. Pek de şirin doğrusu. Bardaktır mihmandarı. Herkesin çeker canı. Yalnız bu kadar değil. Sohbetlerin mimarı. İnce bir gülüş gibi. İçe süzülüş gibi. Ülfete kapı açar. Kaldırır hep uzleti. Ankara,03. 09. 2007 İbrahim KİLİK

Etkilendiği Yazarlar:
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.