640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
Elimde tel zýmbalarla kayan kýtalarý birbirine tutturmaya çalýþýyorum. Engebeli araziler müsaade etmiyor bir türlü. Kancalar kanatýyor ellerimi. Elimi kana buluyorum sonra. Hapþuruk nöbetlerimden daðýlýyor, yörüngesinden çýkmýþ bir mavi gezegen... Dönüyor dönüyor ve tüm uzay istasyonlarýyla birlikte halýnýn içindeki mayt'lara öðün oluyor. Maytlarýn iþtahý kabarýyor, en þahbazýnýn karnýnda cinayetler iþliyorum. Üzerimde hala filinta gibi takým elbiseler var ve en diþisinin topuklu ayakkabýlarý hala raks ediyor... Bilincimin sularý çekiliyor. Sünger olmaktan vazgeçiyorum. Korteksim incecik gri tabakasýný ivedilikle sýyýrýyor. Tüm yükü kalkýyor omuzlarýmýn. Baþ baþa kaldýðýmý bile umursamýyorum bilinçaltýmla. Aðýr ve korkunç gýcýrtýlarýyla kapýlar açýlýyor. Kapýlar, kapýlar, gökyüzü... Zaman ve mekân'da bir cayýrtý kopuyor... Taþ taþ üstüne kalmaksýzýn, müthiþ bir gösteri sunuyor dýþýmda geliþen nevrotik düþler. Aynalara yazdýðým sözler, kelimeler. Kendimi kaybedercesine! Konuþmak ve anlatmaktan vazgeçmeyeceðim hakikat fýsýltýlarý. Neydi beni böylesine konuþmaya mecbur kýlan? Bilinçaltým hiç susmuyor, sürekli výdý výdý. Çözdüðüm denklemler 9 bilinmeyenli. Çizdiðim endoplazmatik redikulum ve mitokondriler. Aslýnda benim resmim de güzeldi. Hala beynimin grilerinden geliyor bu sözler... Ýnsanlýðýn makus talihi kaos! Bütün bu cümlelerle açýklanabilir mi? Mademki her þey kalabalýktan mütevellit kargaþaya büründü, haydi o zaman gidelim, zaman aþýrý yolculuklarla ilk devirlere... Habil ile Kabil. Þu an ki evrensel teröre adýný altýn harflerle tarihe yazanlarý ele alýrsak, öldürme dürtüsünün nedenselliðini ince bir ayardan tahlil etmeden önce, ilk evvela aklýmýza þu soru gelmeli. "Kabil nerede býraktý Habil tabiatýný?" Kibir; Þeytanýn kendine benzetmeye çalýþtýðý insanoðluna allayýp pullayýp içirdiði zehirden mülhem en büyük günahý deðil miydi? Kibrin yol açtýðý nice cinayetleri gördü yeryüzü. Ýlki Habil'in kanýný döken Kabil'in iþlediði cinayet idi. Terörün insan mayasýna bulaþtýðý koordinattý o malum cinayet. Terörü lanetleyen her kimse, karþýsýndaki ölüm makinesine biteviye bir öfke, kin ve kahýr duygusu hisseder. Düþünce sistemi bu kahýr duygusunu otomat bir sisteme ekarte etmiþ vaziyette çalýþýr. Terör ve lanetlemek! Ölümün ve zulmün getirdiði acýyla baðýrmak. Caný yanmak. Sövmek! Oysa kindarlýkta þeytani bir duygu deðil midir? Buðz etmekte ölçüyü ne belirler? Buðz etmekte ölçüyü, lanet etmekten daha çok, o zulmü bertaraf için çalýþmak belirler. Unuttuk azizim, unuttuk! Habil gözümüzün önüne gelse bir an. Binlerce yýl öncesinden... O sahneyi canlandýrsak genetik kodlarýn ýþýðýnda, sanal bir sinemaskop varsayýmýyla. Habil'in mimiklerini, Kabil'in öfkesini görsek. Gözleri buðulanmýþ mýdýr Habil'in? "Ey kardeþim ben öleceðimden çok, senin katil damgasý yiyeceðinden ötürü endiþe duyuyorum" demiþ midir? Ya þimdiki zaman diliminde katil damgasý yiyenler? Habil’den aktarýlan genetik þifrelerin esamesinin DNA haritasý onlarýn beden ülkelerinde ne kadar bir yüz ölçüme sahip? Ya Habil taraflarý? Kabil Habil'e o denli mi öfke doluydu ki, bugün tüm insanlýðýn yakasýný býrakmayacak terörün baþ aktörü olarak sahne arkasýndan sufle vermekte? Neyin pekiþtirmesiydi bu? Belleðimizde yürüttüðümüz kýskançlýk tohumlarý dehþetengiz imgelerle hangi radde de açýða çýkýyordu? Bilincimin iç yolculuklarýndaki duraklarýnda, acaba bende ne miktarda Kabil tabiatý var? sorusunu aklýma getirdi. Kendimi bildim bileli, sevgi, barýþ ve hoþgörü çemberini ihlal etmek istemediðim bir halet-i ruhiye de soluk alýp verdiðimi söyleyebilirim. Fakat bu bir gün, o çemberden çýkma ihtimalini göz ardý etmeme yetecek bir duygu durumu muydu? Ýþte bu kertede kolektif vicdan devreye giriyordu. Vicdanlar, irtifa kaybederek herhangi bir düzleme zorunu iniþ yapmýþ ve yahut en kötü ihtimalle bulunduðu koordinatta parçalara ayrýlmýþ bir uçaðýn "kara kutu"su gibi, iç monologlarýmýzý kaydeden bellek konumundaydý. Ve bu kara kutu okunmadan o uçak hakkýnda bilgi sahibi olmak hiçte doðru deðildi. Ýç gözümüze doðrultulmuþ bir baþka projektörün varlýðýný iliklerimize kadar hissedememek mi bunca Kabilî fatura? Hesabý neden Habil'lerin ödemesi gerekiyor? Her insanýn potansiyel bir Kabil olacaðý gibi, her insanýn da potansiyel bir Habil olabileceði ihtimali nasýl bir kýstasla açýklanabilir? Yay'dan çýkan bir ok'un tekrar yay'a dönmeyeceði gibi, Habil ve Kabil'in genleri de tüm insanlýðýn hilkatinde kol gezmekte. Isýrýlmýþ yasak bir meyvenin suyu cibilliyetimize sirayet etmiþ olsa da, affedilmeyi uman bir münacattaki dökülen gözyaþlarý da genlerimize intikal etmiþtir. Ve bizim bir an önce bir kuytuda diz büküp kara kutularýmýzýn metnini korteks (beynin bilinç kýsmý)'imize temsili imgelerle serpiþtirmemiz gerekiyor. Henüz vakit varken... Daraðacýnda ayaklarýmýzýn satýh ile temasý kesilmeden önceki son isteðimiz dahi olsa, bu yaþadýðýmýz tüm senkronize görüntüler insanlýk þuuruna big bang(büyük patlama) etkisi yapmalý, yapabilmeli. Bunu bir Habil mimiðiyle söylemeye çalýþýyorum. Bedia Belkýs BALCILAR
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Bedia Belkýs BALCILAR, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |