Bir kimse, neden oltasını, içinde tek bir balık olmadığını bildiği bir göle sarkıtır? -Adalet Ağaoğlu |
|
||||||||||
|
Sessizce akıyordu gözyaşları Ne kadar içliydi, belli ki fevkalade dertliydi, elbette bir o kadarda kederli İçim gidiyordu birşeyler yapmak adına Ne kadar belli etmeden uğraşsamda çekiniyordum, bir tedirginlik yaşatmak namına Hayli vakit geçmişti Belki hissiyatı sakinleşip, yeniden eski haline gelmiştir diye içimden temenni ettim Fakat eski halini ve gözyaşları döktüren derdini hiç bilmiyordum Eski ahvalinin durumunun yenilik adına neler bahşettiğini hiç kestiremiyordum Sadece sinemde derin bir üzüntü yaşıyordum Bin bir hali devran ederek, zafiyetlerin açtığı yaraları yeniden hesaplaşıyordum İnsan kalbinin kırlmasının, ne kadar korkunç bir ıstırap yaşattığını görüyordum Peki, niye bu kadar hoyratlık ve anmazlık diye çaresizce hayıflanıyordum Henüz çok gençti kalbimi titreten genç kız Kimbilir hangi elemin kadrinde nefesleniyor ve melalinde biçarelik yaşıyordu Çok sakin ve sessiz tepelerde hıçkırarak ağlıyordu, arkasına bakmadan yol alıyordu Kiminle hesaplaşıyor, hangi sebepleri sorguluyordu, uzun soluklu boşluğa bakıyordu Kızlarım aklıma geldi ve düşündüm bir an Ne kadar hissiyatlarını hakkıyla anlamıştık ve bigane kalmamıştık an be an Bin hüzünle gözlerim yaşardı, yüreğim daraldı, nefesim şaşkınlık yaşattı Geçim derdi adına, meşgaleler çıkıyordu karşıma, bir çaremiydi ama yüreğim sızladı Dert bir değil, lakin çareler de çok yakın olan hal bu değil Henüz vakit varken fırsat kaçmamışken, ne yapabilirdim nasıl halini teskin ederdim İşte o an neler geçti aklımdan, güven bu kadar kalplerden uzakken dedim ve çekildim Hiç seslenmeden kalkıp gitmek istedim, vicdanımı dinledim, birden sendelendim Ne olmuştu, niye bu kadar itimat kıtlığı her tarafı kuşatmıltı İnsanlar, ne kadar bir kulda olsalar, her neye inanırsa inansınlar, hak adına ne var Muhakeme namına kalbin temiz sayfalarında alınmıyor ülfetli karar Heves adına, çıkar namına, bahaneler çıkıyor sürekli karşıma, aşk, hak olmayınca Bir an suyu andım, içimin yandığının farkına vararak Kör kuyuları andım ve mahzun yüreklerin bahtıyla hayli zaman hicranla yol aldım Vurgun yemiş gül yaprağının hüznünü içim acıyarak yudumladım ve kızcaza baktım Sessizce sinemin burukluğu atamadım, dayanamadım bende onunla birlikte ağladım Mustafa CİLASUN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa CİLASUN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |