Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Günah, güzel olan her şeyi yasak ediyor. Belki de bu yüzden çok güzel geliyor insana.. Din ve toplum kuralları aşkı sadece belli kalıplar içinde yaşamayı öngördüğünden, bu kalıbın dışına çıkıldığı zaman aşkı yasak ve ulaşılmaz kılıyor. İnsanı tahrik eden o yasak duygusunun hareketlendirdiği adrenalin, vücudumuza yayıldıkça, beynimiz hazzın doruğuna ulaşıyor. Bu aynı zamanda endorfin ve seretonini de hareketlendiriyor. Böylece mutluluk diye adlandırdığımız şeyi fiziksel olarak yaşamaya başlıyoruz. Bu işin fiziksel boyutu... Bir de ruhsal boyutu var. Beğenilme ve beğenme içgüdüsel olarak ihtiyaç duyulan bir olaydır. Bu anlamda duygusal doyumlar bu ihtiyaç üzerinden yaşandığı için, aynı zamanda duygusal tatmin duygusu karşılıklı yaşanılan paylaşımlarla en yüksek seviyeye ulaşıyor. Değer görme, istenme, arzulanma istekleri kişinin egolarını beslediği gibi, bu karşılıklı olarak keyif aracı şeklinde kullanılıyor. Keyif alındıkça ve bu hormonların salınımıyla birlikte hayal gücümüz de aldığımız hazlar üzerine daha fazla çalışmaya ve bununla ilgili fanteziler üretmeye başlıyor.Bu fanteziler hormon salınımını daha da aktif hale getirerek, cinsellik hormonlarını da devreye sokuyor ve olduğundan fazla salınımda bulunarak, fiziksel hazları ruhsal boyuta taşıyor. Buna örnek olarak da sevdiğin kişiyi düşünerek mastürbasyonu ya da rüyalarda yaşanılan sevişmeleri verebiliriz. Hem fiziksel hem de ruhsal boyutta yakalanan hazlar, zamanla bağımlılık yapıyor. Çünkü beyin aldığı hazzın devamı için sürekli emir veriyor. Aşkın bu kimyası bir şekilde hayatımızın önceliklerini de belirliyor. Beyine gelen bu güçlü mesajlar, ister istemez beyni o yönde çalıştırmaya başlıyor. Günlük hayatın içinde asıl önemli olan unsurlar, beynin ilgi alanından uzaklaşmaya başlıyor ve dikkati aşka yönlendiriyor. Çünkü beyin, vücuttan aldığı sinyallere göre işlev gören bir organdır. Bu insan hayatına iki şekilde yansıyor. Eğer kişi bu aşkı istediği gibi yaşama şansına sahipse, aşkın kendisine kattığı mutluluk enerjisiyle, günlük hayatını daha kolay organize edebiliyor. Çünkü sahip olduğu pozitif enerjiyle, kişi kendini daha güçlü hissedip, olayların daha kolay üstesinden gelebiliyor. Bu aynı zamanda yaşamak istediği başarılarına daha kolay ulaşmasını da sağlıyor. Bu, aşkın insan hayatına kattığı pozitif yönü.. Bir de çok büyük hazlar alıp da, bu aşkı yaşamayanlar var. Yoksunluk duygusuyla, aşkın pozitif enerjisi negatif enerjiye dönüşüyor ve orada beynin yaşadığı yitim hali, kişiyi güçsüz ve etkisiz hale getiryor. Bu defa vücutta yüksek dozda salınan mutluluk hormonları, azalmaya başlıyor ve kişide melankoli yada depresif haller oluşuyor. Bu şekilde aynı istekle salınmaya devam eden adrenalin, bu defa kalbe rahatsızlık vermeye başlıyor. Çünkü tek başına fazla adrenalin salınımı, dengeyi ve metabolizmayı bozuyor. Bu durumda ne yapmak gerekiyor? Aşkın bu pozitif kimyası yaşam kalitemizi yükselttiğine göre, o zaman işin negatif boyutunu bir kenara bırakıp, o pozitif enerjiden sonuna kadar faydalanılmalıdır. Elde edilebilecek en küçük haz araçlarını bile sonuna kadar kullanıp, vücudumuzda aynı istekle salınan adrenalinin diğer hormonlarla karışıp, bu kimyasal bileşimin oluşturduğu aşk duygusuna sahip çıkılmalıdır. Sadece biri tarafından sevildiğini ve değerli olduğunu bilmek bile insanı hem çok mutlu eder, hem de güçlü kılar.. Sanırım buna tüm insanların ihtiyacı var. SAADET TOKSÖZ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Saadet Toksöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |