Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Dün gece; 01:00 Evinin önünden lambalarının yanık olup olmadığını kontrol etmek için önce arabayla geçtim. Ellerim titriyordu; direksiyonu kontrol etmekte zorlanmıştım. İki sokak öteye park ettim. Arabadan indim ve evine doğru yol almaya başlamıştım. Hiçbir evde ışık yoktu. Sadece sokak lambaları ve ben vardım. Evine doğru giderken, kendimi o zifiri karanlığa doğru tek ben ilerlediğimden dolayı yerin ve gökyüzünün hakimi benmişim gibi hissediyordum. Silah, paltomun iç cebindeydi. Hızlı adımlarla hedefime doğru ilerliyordum. Sanki doğduğumdan beri bunun için eğitilmişim gibi. En sonunda evinin dış kapısına geldim. Elimin titremesinden olsa gerek dış kapının gıcırdaması beni ürpertmişti. Ani bir şekilde, ayaklarımdan başıma doğru bir titreme oluverdi ve evinin kapısını (küçük bir sesle) zorlayarak açtım. Ev dışarıdan küçük ama içeriden bakınca devasa büyüklükteydi. Mobilyalar antikaydı: avizeler, büfeler, konsollar… Evin mermerleri satrançtaki gibi siyah beyaz döşenmiş bu da eve ilginç bir hava katmıştı ve içerden gelen o esrarengiz, büyüleyici Mozart-Symphony No.41 ‘’Jüpiter’’. Evin koridoruna doğru ilerlerken paltomun iç cebinden silahımı çıkardım. Piyano sesi koridorun en sonundaki odadan geliyordu. Hızlı ve güvenilir adımlarla ilerliyordum. Artık kendimi sıradan, önemsiz birinden tanrı lütfuna ulaşmışım gibi emin adımlarla koridorun en ucundaki kapıyı açtım. Pencere açıktı. Dışarıdan gelen rüzgar beyaz , naif olan perdeleri savuruyordu. Galiba o da beni bekliyordu. Odada sadece bir piyano ve piyanonun üstünde de vazonun için de bir tane kırmızı gül vardı. O güzelim notaları çalarken, ben silahımı onun alnının tam ortasına doğrultmuştum. En sevdiğim, en haz aldığım bölüme gelene kadar beklemiştim. Sonunda o en sevdiğim, en haz aldığımı bölüme giremeden alnının ortasından onu vurmuştum. Zavallı , kafası piyanonun beyaz tuşlarının üstüne düşmüştü. O iğrenç kanı piyanon her yerine yayılmıştı. Tek üzüldüğüm Mozart- Symphony No.41 ‘’Jüpiter’’ bitirememiş olmasıydı. Beslediğim kin daha ağır basmıştı. Kimin umurunda… ŞAH ve MAT!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gizem Yemenci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |