Herkesin derdi başka. -Orhan Veli |
|
||||||||||
|
Yüce mağaralarında var oldu türkün soyu, Ana rahminden çıkar gibi doğdu dünyaya, platolara, ovalara Ve unutmadı dağını tanrının evi bildi. Ona bunu anlatan bilgeleri vardı. Şaman dedi, kam dedi. Ve o bilgeler ile ziyaret etti doğduğu yerleri. Doğduğu yerdi oralar, doğudaydı. Ve doğduğu yerlerin kapısı batıya açılmaktaydı. O zaman ölüme gideceği yer de söylenmişti gök tanrı tarafından. Ölüm demek batım demekti. Ve batım batıdaydı. Ve batıya doğru seyroldu hayat yolculuğunda. Geleceğe gittiği yolda, rehberiyken şaman, Geçmişteki hatıralarının da hafızasıydı. Bir ateşle gönderirdi aydınlanmanın ruhunu insana, Dumanını ise gök tanrıya sunardı. Ve gök tanrıdan gelen buyruğu iletirken kağanına, Kımızlara karıştırılmış kanlarla Kan kardeşliği ederdi, bütün ulus batı yolunda. Önce Başbuğ Attila vardı batı yoluna Ölümün olduğu yerde papa diz çöktü önünde. Batımına gelmişlerden batmamak için aman diledi. Sonra Selçuklu vardı batım yoluna, Batarken tarihteki mazi sayfasına Daha batıya gidecek Osmanlıyı var etti yüreğinde. Ve tarih bilir ki, Türkün batıya yürüyüşü Ancak tarih bittiğinde son bulacak. Kıyamet diyordu Şamanlar ona, batım gibi ölüm gibi, Doğuyu ve batıyı birbirinden ayıran güneş söndüğünde tarih bitecekti. İşte o güneşin parçası değil miydi ateş? Etrafında dans ettiler Tanrıya yalvardılar. Ve kağan batıdan gelenlerin kendinden farklı olmadığını gördü. Onlarda bahsediyordu gökteki bir tanrıdan Huma kuşu misali bir Cebrail’den.. Ay atası gibi ademleri Ay-va anası gibi Havvaları vardı. Albız dediği kötülüğe İblis demişti onlarda. Ve batıya yürürken yeni bir kitap koydular heybelerine. Kur’an demişlerdi asırların adaleti bu kitaba Ve vardılar tekrar bunun nuru ile batıya Kitapta tanrılarının adı adaletti(el-adl). Ve vardıkları batıya adaleti götürdüler, Mohaçla, Kosavayla, Prevezeyle, Varna ile Nizam-ı Alemdi bu İlah-i Kelimetullah ile Bir gün çekildiklerinde topraklardan Adalet değişmez terazisini kaybetti, Bosnada, Bulgaristanda, Arnavutlukta, Kırımda, Hatta Filistinde, Lübnanda, Cezayirde. Ve batı batımları oldu Tekrar doğacakları güne kadar. Mehmet Fatih DOĞRUCAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet Fatih Doğrucan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |