..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Sinema ve Televizyon > Hakan Yozcu




7 Nisan 2011
"Muhteşem Yüzyıl" Üzerine  
Hakan Yozcu
Tavrım Merve Hanım’a değil. Yanlış anlaşılmasın. Hak ediyorsa mutlaka görev almalıdır. Ama o kadar konservatuvar ve sinemacılık mezunu becerikli gençler dururken, ve iş bekliyorlar iken neden Merve demekten de kendimi alamadım doğrusu.


:BDEF:

5 Ocakta Show TV’de yeni bir dizi başladı: “Muhteşem Yüzyıl”
Dizinin senaryosunu Meral Okay yazdı. Yönetmenliğini Yağmur ve Durul Taylan yapıyor. Oyuncuların başlıcaları şöyle: Kanuni Sultan Süleyman Halit Ergen, Valide Sultan Nebahat Çehre, Hürrem Sultan Alman asıllı oyuncu Meriem Sahra Userli ve Acun Ilıcalı’nın sunduğu Survivor yarışma programının birincisi olan Merve Oflaz.
     Dizi, Yavuz Sultan Selim’in ölümünden itibaren Kanuni Sultan Süleyman’ın hayatını anlatıyor. Bunun yanısıra Kanunı’nin eşi olan Hürrem Sultan ile annesini çeşitli yönleriyle anlatarak onların devlet yönetimine ilişkin davranışlarını ele alıyor.
     Muhteşem Yüzyıl adlı dizi film, 3.5 milyon TL’lik hazırlık bütçesi ile en pahalı dizi film ünvanını da eline geçirmiş oldu.
     İzlediğim ilk bölümde teknik açıdan beni tırmalayan belirli özelliklere rastlamadım. Hatta bağendim. İlgimi çekti. Fakat Survivor yarışmacısı ve aynı zamanda sporcu olan Merve Ofaz’a rol verilmesini doğrusu biraz yadırgadım. Çünkü ömründe hiç filmde oynamamış, film, tiyatro eğitimi almamış birinin, sırf bir yarışmada birinci oldu diye, biraz da fiziki güzelliğinin olması nedeniyle böyle önemli bir projede görev alması ne kadar doğru?
     Tavrım Merve Hanım’a değil. Yanlış anlaşılmasın. Hak ediyorsa mutlaka görev almalıdır. Ama o kadar konservatuvar ve sinemacılık mezunu becerikli gençler dururken, ve iş bekliyorlar iken neden Merve demekten de kendimi alamadım doğrusu.
Merve’yi Survivor’da çok izledim. Oradaki cesareti, hırsı beni kendine çekmişti. Onu izlerken büyük bir keyif de almıştım. Her birinci gelmesinde alkışlamıştım onu.
Merve’yi bu dizide oyuncu olarak da izledim. Ama düşüncemi sorarsanız hiç de başarılı bulmadım. Oyunculuktan çok uzak. Yetersiz. Yüzü çok soğuk. Bomboş bir ifade. Verilmek istenileni veremiyor. Bilinmez, belki de yönetmen öyle istemiştir. Ama öyle de olsa bence Merve’ye oyunculuk hiç gitmedi. Oyunculuğa soyunacağına spor öğretmenliğini yapsa daha faydalı olurdu. En azından bildiği, eğitimini aldığı bir işti.
Gelelim diziye. Diziyi ben pek fazla eleştirmeyeceğim. Çünkü bunu zaman içinde izleyenler takdir edecek. Benim ele almak istediğim nokta şikayetler.
Dizi, daha gösterime girmeden, fragmanların gösterilmesiyle birlikte binlerce itiraza maruz kaldı. Öyle ki RTÜK’ten yapılan açıklamaya göre yapılan şikayetlerin % 93’ü bu diziye.
Şu ana kadar RTÜK’e 80681 (Seksen bin altı yüz seksen bir) şikayet gelmiş. Bu şikayetlerden 74 911 ( Yetmiş dört bin dokuz yüz on bir)tanesi bu dizi için. Şikayetlerin çoğunlukla Osmanlı Hanedanının yanlış tanıtıldığı, tarihine hakaret edildiği, Osmanlı Devletinin kadınlar tarafından idare edildiği yönünde olduğu bildirildi.
RTÜK Başkanı Davut Dursun şikayetleri değerlendireceklerini, ancak bunun bir film olduğunu ve bir kurgu olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. Burada Sayın Dursun’a pek katılmıyoruz. Sadece kurgu diye de geçmişimizin çarpıtılmasına, sırf kurgu olmasından dolayı yalan yanlış bilgilerle donatılmasına seyirci kalınmasını doğru bulmuyoruz.
Bundan önce de yine bu tür diziler çekildi. Bunlara da maalesef kurgu denilerek çeşitli aslı olmayan sahneler eklenmişti. Tarihle gerçekte bağdaşmayan senaryolar hazırlanmıştı. Ve bu diziler izleyenler tarafından tutmamıştı. Kısa bir süre sonra gösterimden kaldırılmıştı.
Oysa tarihimiz, geçmişimiz övünülecek o kadar çok olayla dolu ki... Bırakın bunları yalan yanlış olaylarla değiştirmeyi bir tanesini bile tam hakkıyla ele alsak, gerçekleri olduğu gibi yansıtsak dünyada olay yaratırız.
Tüm dünyanın taktir ettiği, üzerinde titrediği ve “Muhteşem Süleyman” dediği bir cihan padişahı böyle elştirilere sebebiyet verilecek biçimde ele alınmamalıydı. Yazık olmuş.
Tabii bu kadar eleştiri alan, bu kadar şikayet alan bir dizi mutlaka merak edilecek. Basında bu yönleriyle ses getiren bir dizi mutlaka izlenecek. Burada, sırf, reyting rekoru kırılsın diye bu şikayetler bilerek mi yapılıyor veya yaptırılıyor demeyi de ihmal etmiyorum tabii.
Bu diziye yapılan başlıca itirazlar veya şikayetler, bir dostum tarafından bana elektronik posta ile ulaştırıldı. Ben de sizlere aktarıyorum:
“Olaylar 1520′de geçmektedir. Oysa Topkapı Sarayı’na haremin gelmesi 1540′ta başlar. Bu tarihten önce harem, Beyazıt’taki Eski Saray’daydı.
Yavuz Sultan Selim’in Rodos seferi için 200 parça kalyon hazırlandığı söyleniyor. Osmanlı’da ilk harp gemisi 1644′te inşa edilmiştir.
16. yüzyılda adına Avrupa denilen müstakil bir coğrafya yoktu. Bu kavram 18. yüzyıldan sonra aydınlanma döneminde ortaya çıktı.
Hareme kızlar, seçilerek alınır, ardından çok ciddi bir eğitimden geçirilirdi. Başta örf-âdet olmak üzere İslami ilimler ile kabiliyetlerine göre birer sanatta yetiştirilirlerdi. Dizideki harem halkının davranışlarının, asırlar boyunca süzülerek gelen ’saray terbiyesi ve nezaketi’yle alâkası yok.
Harem halkının muhafazasını sağlayan ve dışarıyla ilişkilerine yardımcı olan harem ağaları, binanın dışında kendilerine ayrılan nöbet yerlerinde beklerdi. Harem ağaları da aynı terbiye ile yetiştirilirdi.
Dizideki oryantal oyunlar ve müzik, Osmanlı eğlence anlayışı ve musikisini yansıtmıyor.
Babasının cenazesi ortadayken bir padişahın eğlence düzenlemesi inandırıcı değil.
Kostümler Osmanlı’dan çok İngiliz dizisi Tudors’tan alıntı gibi…
Osmanlı geleneğinde padişahın huzuruna baş açık çıkılmazdı.”





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sinema ve televizyon kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Gelinciğin Gözyaşları"nı İzledim

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizliğin Hikayesi Üzrine
İnciraltı Şairleri
Bir Bahar Bekliyorum Üzerine
Denizli Türk Dünyası Şairleri Buluşmasının Ardından
Her Şey Gülüşünde Saklı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Meseller ve Kurucuova Ağzı
Cevahir Caşgir’den "100süz Şiirlerim"
Orhan Pamk'un "Kar" Romanı
Boyacı’ya Büyük İlgi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vakit Gelince [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]
Helallik İstiyorum [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.