..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumsal Olaylar > Muhammed CAN




10 Temmuz 2012
Esaretin Kodlarý...  
Muhammed CAN
Kaleme and içen Allahýn adýyla...


:AFBA:

Kurulduðu günden bu yana, Türkiye'de ne batý tipi bir Demokrasi ve ne de Osmanlýdaki gibi yarý islami geleneksel bir dini yaþam standartý baþarýlmýþ deðildir...

Yirminci yüzyýlýn ilk çeyreðindeki Türk islamcýlarýn, çürüyüp yýkýlmaya yüz tutmuþ Kemalizm'in iskeletlerine giydirdiði yeni islami beden ise ayrý telden çalýyordu...


Türk islamcýlarýn devlet geleneðindeki olmazsa olmazý, güce tapýnma sendromu hiç bir zaman hýz kesmedi. Ortadoðuda kendi devlet paradigmasýný daha ileri evrelere taþýmasý ve bu iþi Müslümanlarýn omuzlarýna yüklemesi de devet erki'nin temel Karakteriydi.

Bu açýdan devletin üstün ýrk ve ideal islam anlayýþý, vatandaþýnýn kimliði ve siyeseti olmuþ. Bu karekterle kodlanmýþ vatandaþý ise, evrendeki diðer adem-evlatlarýna karþý ayrýcalýklý olduðu tezini bilinçaltýna ayrýca iþlemiþtir.


Türk Ýslamcýlarýn, kimlik kodlarýnda gizledikleri doneleri bütün çýpkalýðýyla görebilmek sanýldýðý kadar kolay deðildir. Öyle ki onlarýn Cumhuriyet tarihinde de pek fazla sýkýntýlarý olmamýþ, her dönemde, kendilerine ait kültürlerini sivil toplum kurumlarý adýna bir þekilde yaþatmayý bilmiþlerdir. (Elbette Kimlik derken; kendilerini "Müslüman Türk" olarak tanýmlamalarýný kast ediyoruz.)


Nitekim 12 Eylül1980 Cuntasý ile birlikte Cunta mesnuplarýnýn arzularý doðrultusunda Türk Ýslam sentezinin siyasi kadrolarý yeniden dizayn ve disipline edilirken, bu kadrolara özenle zerk edilen doneler, evrimin kör bir tesadüfü deðildi. Devamýndaki ilk on yýlda sol paradigmanýn iflasýyla açýkta kalan Türk-i devletciklerin de rolü hesaba katýlmalýydý. Pan-Turanizm daha bir deðer kazanmasýyla, bugünkü Türk Devlet erkinin ileri gelenleri daha o dönemde özel eðitilmiþ elemanlardan seçilmiþ oluyordu.

Bugün Türk islamcýlarýn, Cumhuriyet tarihinden bu yana iktidardaki altýnçaðý(ustalýk dönemi)'ný yaþamasýna raðmen, Kardeþ ilan ettikleri Kürtlerin en temel haklarýna saygý duymamalarý onlarýn Ümmet anlayýþýnýn kodlarýný açýyor.


Açýlan bu kodlar da gösteriyor ki Türk islamcýlarýn geçmiþte laiklik gibi kavramlara olan soðukluðu, onlarý kendi kimliklerine kalkan kullandýklarý argümanlardan ibaretmiþ. Laikliðe karþý olma argümaný, iktidar olabilmek veya hiç deðilse, Devlet yönetiminde söz hakkýna sahip olabilmekmiþ. Þayet bu Ýslamcýlar, Kürtlerin en temel insani haklarýný kabul edebilecek olgunluða eriþmiþ olsaydýlar, sistemin omurgasý olan Laikliði, sistem dýþýna itmeyi temel ilke bilmeli deðiller miydi?

Onlara göre içe dönük sorunlarda (ki bunun baþýnda da Kürt sorunu ile ilgili haklarýn kýsýtlanmasý gelmekte) en iyi bahanesi, yine onlara göre Laikliðin engellemeleridir. Böylece Ýslamcýlarýn iktidar döneminden de anlaþýlmýþtýr ki Laik'lik, onlarýn da benimsediði ve temsil ettiði kurumsal sistem paradigmalarýdýr.


Peki Türkiyede bunlar olup biterken baþka tarafta neler olmuþtu?

Komþu ülke Ýranda; Kerbela kýyamý ve bu kýyamýn verdiði derslerin yeni kullaným biçimlerini, kendi zamanýna uyarlayabilen ve pratik olanaklýðýný ýspatlayan, yetenekli bir Liderin öncülüðünde, öyle ki menkibe ve merasimlerin zinciriyle yüzyýllar boyunca esarete mahkum edilmiþ dini, yeniden siyasi boyutuyla uyarlayarak Devrimci islam adýyla zamanýna damgasýný vurabilmiþti.

Zamanýna vurulan bu damga kendisi ile birlikte islam dünyasýna ve bölge haklarýna da yeni bir liderlik perspektifi de sunuyordu. Liderliðin kendine has özellikleri ve taþýdýðý deðerler manzumesinin, sýfýr töleransla, Ýslam dýþý deðerler karþýsýnda durmasý, ona ayrý bir farklýlýk ve haklýlýkta kazandýrmýþtý.

Þu halde bu tarzdaki liderlik misyonu; Ýslamý belli mekanlara ve kalýplara indirgeyip sýkýþtýrmýþ, Kürdistan alimlerine de, klasik yaþam tarzý ve zihniyetlerin deðiþmesi gerektiðine dair, önemli doneler sunmuþ. Onlara yeniden ''öze dönüþ''ün ''özeleþtiri''lerini yapma zorunluluðunu da dayatmýþtý...

Kürdistan Alimlerinin donandýklarý yeni fikri ve siyasi birikimlerle, ''...izm''lerin süreçleri ve bu izm'lerin dimaðlarda býraktýðý derin izlerden arýndýrma metodunu, Kerbela'ki ''öz'' ile yeniden inþa edilebilineceðini, tarihi olaylarýn, zamanlarýndaki olaylarla özdeþleþtirilerek, arasýndaki asýl misyonun kopuksuzluðunu yakalama yeteneðini, ortaya çýkarýlan yeni liderlik olgusu ve aynýlýklarý, analizin temel taþlarý haline de gelmiþti.

''Ýslamý Kuram''sal çerçevenin dýþýna çýkaran islam Ýnkilabýnýn Þuleleri, evrenselleþerek kalýcý islami deðerlerini sunmasý ve yeniden ''eylemsel çerçeve''den yola çýkarak; dil, ýrk, coðrafya, kültür sair farklýlýktaki toplumlara sunduðu dönüþümü; siyasi, kültürel, sosyolojik, askeri, bilimsel olarak tarihsel eleþtirel bir perspektiften analiz ettirerek kendine yaniden yaþam alaný yaratýyordu...

Ýþte Türk Ýslamcýlarýn, Türk solu kadar Kürt halkýnýn gasp edilmiþ vatandaþlýk ve yukarýdaki paragrafta zikredilen insani deðerlerine atýfta bulunmaya ve savunmaya, sözlü de olsa sahip çýkamayýþý ya da çýkmak istemeyiþi, onlarýn nasýllýðýnýn aynasý olurken, Kürtler bu yeni liderlikte, kendi tarihlerinin derinliklerinde yüzerek beþ asýr önce yitirdikleri ''öz''ünü buluyordu.

Öz'e dünüþteki deðiþim ve dönüþümler, sadece Kürtlerle sýnýrlý deðildi. Ortadoðu'da var olan sorunlar da, Ýslamýn sahip olmak istediði söz hakký ve ýsrarcýlýðýn haklý sebebi, ( Ki Ýslam sadece maddi fenomenler dünyasýný tanýmlayan bir din deðildi) çeþitli politik çýkarlar, popülist siyasetciler, partizan ve kayýrmacý iliþkilerden uzak, aile veya kabile sermaye birikiminin sahnesi olmaktan çýkmýþ, bizatihi halka/hakka ait olan oluþumlar oluþturmaya baþlamýþtý.


Yine Ýnkilabla birlikte; Ortadoðu'da, despotizm ve elitizm'den kurtulmak isteyen halklar, asli kültürlerine ve inançsal deðerlerine kavuþmak, kabilesel ve partizan rantlarýn, hizmetlerin paylaþýmýnda ki eþitsizlik yerine, sosyal sýnýfsýzlýk, adalet ve Ýslam hukukuna ihtiyacý olan ýsrarcýlýðý, ulusal mekanlarda yeniden ayrýþmalarý derinleþtirerek yaygýn hale geliyordu. Ve gayet tabiidir ki Kürdistan halký da bu etkileþimden uzak kalamazdý.

Gelinen aþama evrensel insani hareketler adýna; Dünya halklarý istisnasýz tahakkümü altýnda yaþadýklarý dikta rejimleri alaþaðý etmek için kýran kýrana, canla baþla mücadele verirken, kendilerini Kutlu elçinin mensubu sayan, Ýslam dünyasýna geçmiþte sözde önderlik yapmýþ, Türk-i milletlerin hala tiranlýk sistemini meþrulaþtýrma çabalarý, Ýslam þöyle dursun insanlýk deðerleri ve onuru ile ne derece baðdaþýyor du?


Dünya halklarý Huseyni mektebin ''Heyhat mine zilleh'' nidasýyla evreni sarsarken, Türk islamcýlarý hala Osmanlý saray mollalýðý küstahlýðý ile aziz islam dünyasýnýn evlatlarýna ninni söyleme hülyasý güden Emevi islamcýlýðý döneminin kapandýðýný görmek istemediler.

Ýslam dünyasý yeniden Alinin evinin etrafýnda mahþeri kalabalýkla, özlem dolusu hürrüyet ve izzeti kuþanmaya adanmýþken, Ki bu adanmýþlýk, tekrar tekrar Neynova çölünü Huseyni yarenlerin kanýyla sulamasý pahasýna evrenselleþiyordu...

Kemalizm diktasýnda sýkýþmýþ Türk Ýslamcýlarý, Arap baharý diye lanse edilen islam dünyasýndaki hareketliliði kendi adýna canlandýrmak ve hanesine artý olarak yazdýrmak için yeni bir izm veya düþünceye ihtiyaç duyuyordu. Ýþte tam da bu kulvarda sisteme can simidi kadar elzem olan ''iki ana akým'' sosyal hayata akýtýlmaya baþlandý.

1-Devletin kontolünde olmasý gereken ''Kemalist Þiilik.''

2- Yine ayný erk'in mahiyetinde ve çok önceden palazlanmasýna müsaade edilen ýlýmlý islam/ ''Nursizm'' Ki bu da kendinde/Türki ve Kurdi olarak/ ikiye ayrilir...

Sistem her ikisini de kontrollü olarak kendi ana gövdesine baðlamayý bir kez daha bilmiþti. Öyle ki iki ''ana akým'' içinden Ýktidardaki Parti vesilesi ile sistemde palazlanan Türk Ýslamcýlarýn öncü gücü olan Nursizm, dün olduðu gibi bugünde bir daha oklarýný Kürtlere yöneltti! Hatta kapalý kapýlar ardýnda yükselttiði þu meþhur: ''Kürtlerin öncüsü dinsizler olursa, terör bizim için kolay lokma olacak. Peki ya Kürtlerin siyasetçileri Ýslami bir dille konuþurlarsa ne yapacaðýz?'' Sözleri tarihe geçti!

Türk Ýslamcý dostlarýmýzýn, Kürtleri kardeþ ilan ettikleri ve bunu her fýrsatta bir þekilde minnetvari dille söylemekten çekinmedikleri, Kürtlerin de özellikle islamcý cenahý onlarýn bu iyimser tutumlarýndan dolayý þükanlarýný büyük bir eziklikle iade ediþlerini söylemezsek, vefasýzlýk olacaðýný bilmeyen var mý?

Son yarým yüzyýl boyunca, Türk egemen güçleri tarafýndan, sol Paradigma kucaðýna atýlan Kürtler, ki yüzyýllar boyunca egemenler, her türlü hile ve desiselere raðmen Kürtleri Ýslamdan uzaklaþtýrmayý baþaramamýþlardý. Hükümet adýna iktidarda olan Türk Ýslamcýlarýn, Ýslam dünyasýna olan ikinci el yönetim iþtiyaklarý ve bu uðurdaki düþ ve didiþmeleri çöldeki suya hasret bedevi serabýndan öteye gececek de deðil. Çünkü ''Türk Ýslamcýlarýn Stepnesindeki Kemalizm'e ram olan Þia-cý-lýk'ta tutmayacak.'' Bugün Kemalizm'in kanatlarý altýna sýðýnan, iki koltuk ile bir sokaða berdel, ana Fatýma'nýn evinin risalet kokusuyla deðiþenler, Kemalizm'in zulmu ile yoðrulmuþ bu topraklarýn egemenliðine, TV Ekranlarinda ''Güzel Cumhuriyetimiz'' diye mehdiyeler dizen bu þiacýlýðýn versiyonlarýný, ne bugünün, ne de yarýnýn ''Velayet güneþi'nin evlatlarý'', onlarý; tarihin önünde yargýlamaktan alsa vazgeçmeyecek ve de af etmeyecektir.

Onyýllar önceden Türk egemen güçleri tarafýndan, ''Baðýmsýz Türkiye'' süsü ile kulaða hoþ gelen ve milli duygularý da kabartmayý ihmal etmeyen parti amblemleriyle, Ehl-i Beyt Mektebi adýna ''Baþ'' olmak, yeni bir oluþum sergilemek, böylece Kürt-Türk Ýnkilabi Ýslamcýlarýn rotasýný egemen güçlerin payandasý adýna bir daha hizmet ettirmeye atanmýþlarýn oyunlarý da ''esaretin kodlarý''ný gizleyemiyor artýk .

Tarih; her dönemde egemenlerin payandasýna ram olmuþ, zamane saray mollalarýný, esefle kara sayfasýna kaydetmiþtir.

Tarih; bir satýr da olsa, Huseyni duruþu sergileyerek, tarihin ak sayfasýna harf harf, kayýt düþenleri, gelecek zamana asla unutturmayacaktýr.

Tarih; Türk Ýslamcýlarýn, her dönemde zamana ve mekana göre ''gömlek deðiþtirmesi'', onlara yalnýþlýklarýndaki sürecin baþlangýcýný, onlarýn çýkmazda olduklarýný gösterecektir.

Zaman; egemen güçlerin, kýlýç zoruyla Kürdistanda tarihe gömdükleri ''Velayet islamý''ný, yeniden diriltmeyi baþarmýþtýr. Bu baþarýnýn telaþýnda olamlý ki Türk islamcýlarý ''Huseyni ekol''e olanca hýncý ile saldýrmakta. Öyle ki düne kadar egemen devet anlayýþýndaki Zerdüþt-i bayramlarýn hanesinde zikredilen ''milli günler'' hakkýnda, Ehl-i Beyt adýna hadisler üreten saray mollararý yetiþtirmektedir!

Oysa Kürdistan ve Kürt milleti, dün olduðu gibi bugün de Ali'nin ve soyunun Velayetine ram olmuþ. Bunun için nice gençlerini baðrýnda taþýmaktan gurur duymuþ ve asla yorulmamýþtýr.

Ancak bu Kürdistan'ýn: Türk islamcýlarýna göre deðeri dünya politik arenasýndaki (hinterland) arka bahçesi olmalý. Ki ABD ve Batý'nýn hayalindeki ýlýmlý islamý bu kapýdan Ortadoðuya ve dahi kafkaslara akýta-bilsin!

Yine bu Kürdistan, ýlýmlý Ýslamla sulanmalý. Ki Kýrmýzý Þerhadet çizgisinin varisleri, Zagroslarýn eteklerinde ablukaya alýnsýn. Öyle bir abluka ki ''Risalet ve medeniyetin beþiði'' olan Mezopotamya, adeta dünün Mekkesinde, Þib'i Ebi Talip!?

Ýþte Esaterin kodlarý

Mayýs 2010 da “Mavi Marmara gemisinde bulunan yolcu ve mürettebat, Kendi vatanýnda her þeyi elinden gasp edilmiþ Kürt halkýna yardým götürüyor olsaydý, o zaman da ayný þekilde tepki gösterir miydiniz?” Þeklindeki soruya, hükümetten önce, Türk Ýslamcýlarý þiddet ve celalle, “Bu iki halk asla kýyaslanamaz!” Türünden gelecek nesillerin unutmayacaðý þekilde karþýlýk verdiklerini tarih kaydetti.

Kürtlerle Filistinliler arasýnda asla öyle bir benzerlik yok. Biz (Kürt-Türk) tek bir milletiz! Gibi gülünç cevaplar alýnmasý, Siyonistlerin inancýndan dolayý, Filistinlilere uyguladýðý zulme raðmen dilini ve alfabesini yasaklamadýðý, oysa her fýrsatta Kürt-Türk kardeþliðinden melodiler sunan Türk Ýslamcýlarý, Türkiye’nin takýndýðý tavrýn Ýsrail’i aratmayacaðýný Kürtlerden önce söylemeli deðil miydi?

O geminin misyonu, Arap Ýslam dünyasýna sunulmak istenen, Osmanlý Hilafetinin manevi liderliðinin 21. yüzyýlda ilk bedelini mavi sularda verir iken…

Kürtlere, islamcý aða-bey rolünde olmayý ayrýcalýk kabul eden Türk Ýslamcýlarý, Kürt halkýna zulm yapanlardan ölenleri þehit ilan edip Cennete göndermeyi Ýslami zorunluluk ve dini vecibe bilirken, Kürtlerin ölülerini ise Cennet þöyle dursun, terörist ilan ederek gayta kuyusuna atan kardeþliðin ölçüsü ölümlerde nasýlda tecelli ediyordu!?

Böylece Türk Ýslamcýlarý için NATO askerleri dahil þehit olurken(zira Türk askerleri Kore’den Afganistan’a, Afganistan’dan Lübnan’a kadar bügün dahi NATO bayraðý altýnda ayný hedefler için verdiði zayiatýný Þehit ilan ediyor. Bunun en son örneði Afganistanda ölen 12 Türk askerinin þehid ilan edilmesidir. Bu þu halde NATO askerleri de þehittir. Öyleyse ABD askerleri de...), Karþýnýn verdiði zayiat ise (Kürdistanlý Kürtler, Iraklý Araplar ve Afganistan halký ise) Terorist!

Rahmetli Cibran der ki ''Yol boyunca; Yola çýkýp da yürümeyenleri, yola oturup, gelen-geçenin ayaðýna çelme takanlarý, yoldan metafizik uyuþturucularla keyif çatanlarý, telörgülerle çevirdiði yolu kendisine zindan edip volta atanlarý, maratona yüz metre koþucusu gibi hýzlý girip ellinci metrede yola yatanlarý; yürüyüþün uzun ve yolun zahmetli olduðunu görünce, yolculuk üzerine zar atanlarý, yürümeyi býrakýp, yol-yolcu ve menzil üzerine kalem oynatanlarý; ayaðýna batan tek bir dikenin faturasýný çýkarýp, ömür boyu tafra satanlarý; beyaz atlý kurtarýcýyý gözlemek için ufka bakýp bakýp daðýtanlarý; yanlýþ kýlavuzlara kýzýp yolu satanlarý göreceksin!

Siyonizm’in beslendiði zihniyette, ýlýmlý Türk islamýndan farklý deðil.
Emevizm ile bütünleþmiþ bu aksiyonun “Ýslami öz”e karþý olduðunu daha ne zamana kadar görmezden gelineceði ise bilinmiyor.
Peki, bunu evrensel tabloya yansýttýðýmýzda resmin bütünü nasýl olmalý?

Öz’ün son yýllardaki ivmesi ile genelde islam dünyasýnda 14 asýrlýk Emevist zihniyetin, özelde Kürdistanda son beþ asýrlýk öz'deki gizliliðin aþikâr olmasý sorununu
Son dönemlerde daha bir bilinçlenen ve ayaklarý yere basan Müslüman Kürtler; “Türk Ýslamcýlarýný muhatap almýyor. Muhatap almayýþýndaki haklýlýk, Türk Ýslamcýlarý somut ve nesnel olgularla Kürtlere yaklaþmaktan uzak kalmasýdýr.” Bunun içindir ki Kürtlerin, Türk Ýslamcýlarýna bakýþlarý daha olgun bir sürece girmiþ. Burada Sayýn Ýlhami Gülerin tabiri ile “Osmanlý-Türk Müslümanlýðý ilmihal Müslümanlýðýdýr” demesi sanýrým esaterin kodlarýný açýklamaya yeterli gelir.

Üzülerek belirtelim ki gerek Türk ve gerekse Kürt islamcýlar, ''siyasal islam'' adýna bir kez daha sistem tarafýndan, sistemin yeni yüzyýl Stratejisinin kurbaný oldular. Sitem kendi kodlarýný onarýn ruhlarýnda gizleyip onlarý dizaynda kullanmayý þu ana kadar baþarmýþtýr.

Esaretin Kodlarýyla; Ýki milletin yazgýsý birleþtirilmiþ, yeni bir millet yaratýlmýþ. Hiç batmayacak olan güneþ imparatorluðunun, ikinci el yönetimi adýna hýrslý ve bir o kadar da ürkek nazenin gelini...

Esaretin Kodlarý!

Ve ben hala (Kardesim tarafindan!) vuruluyorum: Cudide, Gabarda, Ciloda... Zaðroslarýn eteklerinde, medeniyet adýna. Mezar taþlarýna adýmýn yazýlmasýna tahammül edemeyen kardeþlerim, mezar taþlarýmla yeniden bir medeniyetin kutsal mabedini yapýyor. Fýratý Sakaryaya akýtacak kadar ulvi bir medeniyetin varisi Kardeþlerim! Oysa bu yaþlý gezegendeki bütün aynalar bile analarýn gözyaþlarýyla dolup-taþan Fýrat kadar gerçeði yansýtamazken, saflýk ve berraklýðýný korumasý adýna Sakaryaya akmalýydý Fýrat!

Hem Ademin varisi Habil ile Kabili temsil eden iki kardeþ deðilmiydik? Birbirimize nasýl da vurulmuþtuk, ölümüne bir sevda uðruna! Sevdamýzý ancak aynalar yansýtabilirdi bütün sadeliði ve vurgunluðuyla...

Fýratýmýz her bakýþýmýzda, birimizin diðerini gördüðü aynamýz!

Esaretin Kodlarý!

Zemheri soðuðunda Gurvil daðý eteklerinede beli bükülmüþ büyük babalarýn anýlarý ile kendi dünyalarýnda, yoksulluðun alýn yazgýsý ile tutuþtuðu metalli ateþ dansýlarýna katýlmak üzere yeniden dönüþünü müjdeliyecek?

Esaretin Kodlarý!

Yýlanlar gibi kývrýlýp giden zagros daðlarýnýn eteklerindeki patika yola düþtüðünde bir akþam vakti. Henüz býyýklarý yeni terlemiþ, buðulu gözlerle ardýnda býraktýðý gizliden gizliye fýsýldaþtýðý adý konulmamýþ gözaðrýsýna, sonsuza dek sürüp gidecek bir elveda hüznüdür. Gözlerinden pýldýr pýldýr damlayan iki damla pýrlantayla. Gecenin zifiri karanlýðýnda kurþunlarýn masumlarýn körpe bedenlerinde raks ederek çizdiði ölüm tablolarý betimlemeleri ile birleþtiði an olan Roboski...

Esaretin kodlarý!

Esaretle yoðrulmuþ atalarýmýn et ve kemiðinden irsi olarak devr aldýðým utanç mirasý. Sürekli olan bir olgunun içinden süresiz olaný alamak o kadar zor gelmiþ ki anlamaya çalýþmak bile korkunç bir ürküntü. Öylesine serserpe uzanmýþ düþler ülkesindeki Gülistanda hayale dalmayý tapýnmanýn en kutsal seremonisi. Her þeye inat, her devinime kör, her deðiþime kapanmiþ kutu, her sunuma dolu bir boþ olduðum halde öylesine güzel düþlerle öyle güzel gelecekler kurmak!


Esaterin Kodlarý!

Bir ülke varsa bana benzeyendir. Bir benzeþme varsa bendenliðimdir. Orada yaþamak ve orada ölmek üzere oraya dönüþ düþlerde kalsýn diye...

Üstünde bin yýllarýn küflü yoksulluðu,Vatana hasret vatansýz sürgünler yýðýný.

Cehennemsi ihanetlerle yazýlmýþ yazgýsý. Oya oya, leçek leçek, iþlemiþ süslenmiþ de

Bir ucundan bir ucuna dünyanýn, sere serpe...

Esaretin Kodlarý!

Habil ile Kabil'in sonu gelmez destansý kavgasý ve …!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplumsal olaylar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Arap Dünyasýnda Ortaçaðýn Sonu Mu?

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Velayet-i Fakih ve Siyasla Ýslam
Kürt Ýslam Tarihine Farklý Bir Bakýþ (I)
Gündem Özel - 2 Ýslam ve Medeniyet
Gündem Özel - 3 Mýsýr ve Ýslam
Afrika’da Nal Toplamak!
Ýslamda Kadýnýn Rolü - 1
Bugün Tek Baðýmsýz Devlet Ýran’dýr
Afrika’da Nal Toplamak!
3. Dünya Savaþýnda Ýraný'ý Anlamak!
Ýslam Dünyasýnýn Arayýþý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dost Ýçin [Þiir]
Serzeniþ [Þiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Þiir]
Ne Ýnsanlar Gördüm [Þiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Þiir]
Ayrýlýk Senfonisi [Þiir]
Hatýram! [Þiir]
Namus'un Adýna! [Þiir]
Hum Kýyýsýnda Bir Gece [Deneme]
Muhammed Can S. Demirtaþ'a Soruyor [Eleþtiri]


Muhammed CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.