MUHAMMED CAN, SELAHATTÝN DEMÝRTAÞ'A SORUYOR

Kýsa bir açýklama:
Yazarlarýmýzdan Þükrü Gülmüþ’ün arkadaþýmýzýn sorduðu soruyu, sayýn Muhammed Can’a da sorduk ve ilk defa kendisinin yanýtýný veriyoruz.
Ýlk daime zordur.
Ama Can zor sorularýn ve zor görevlerin insanýdýr.
Selamlarýmýzla.
BB- Editörü
——————————————-xxx—————————————–
Sorunuzun deðerli olduðunu bilmenizi isterim. Evet, sizin de belirttiðiniz gibi Sayýn Demirtaþ aktif Kürt politikacýlar içinde yadýrganmayacak kadar entelektüel bir isim. Demirtaþ’ýn entelektüel boyutu, mevcut Türk politik parti liderlerinin çok açýk arayla önde olmasý tartýþýlmaz bir gerçeklik. Türk politik kavramýný bilinçli olarak kullanýyorum. Zira Türkiye de mevcut ideolojik yapýdan baðýmsýz olarak kendi Paradigmasýný oluþturmuþ Kürt politik arenasý, Kuzey Kürdistan da hala oluþmuþ deðil!
Ancak sizin de bildiðiniz gibi Türk Politik arenasýnda entelektüellik öncelikli deðil. Belki zorunlu olan öncelik, taþlaþtýrýlmýþ ve hiç de kutsallýðý olmayan kavramlara öncelik vermekle popülerlik kazanýlýr.
Þimdi sorunuzun birinci kýsmýna dönersek, Sayýn Demirtaþ’ýn entelektüel kiþiliði Ýmralý sakinine hiç de yabancý deðil. Diyebilirim ki Demirtaþ’ýn bu yönü Ýmralý’ya artý puan olarak yazýlýyor.
Gerek PKK ve gerekse HDP’nin siyasal Paradigmasýnda baðýmsýzlýk kavramý olmadýðý için Parti liderliðini (ki buradaki Parti Liderliði kavramýnda topu Öcalan’ýn sahasýna atýyorum…) üstlenen kiþi ya da kiþilerin Popülaritesi, parti olarak algýlanmasý istenmektedir. Neticede bu döngü Parti Popülaritesi olarak tekrar Ýmralý sakinine oradan da Türkiye politik çýkarlarýna uyarlanarak tekrar Kürtlere sunuluyor. Anlayacaðýnýz bir nevi ‘‘erke dengeci’’ gibi bir mekanizma oluþmuþ. Nitekim Devlet’in çözüm süreci dediði aþamaya Kuzey Kürtleri adýna nihai merci olarak Ýmralý sakinin muhatap almasý da bizi haklý çýkartýyor.
Selahattin beyin abisi hakkýnda bir görüþ belirtmek ve Sayýn Selahattin’in de Aðabey’inin mücadelesinden politik Rant devþireceðini sanmýyorum. Kaldý ki Aðabey’inin 11 cezaevinde kalmasý, o’nu Gerilla içinde önemli karar mekanizmasýna getirecek bir etken olmayacaðýný düþünüyorum.
Eþ baþkanlýk gibi bölgesel ve küresel siyasal açýlýmýn tam karþýlýðý ve özerk yönetimlerde nasýl bir mekanizmaya dönüþeceðine dair kendimi ikna etmiþ de deðilim.
Müsaade ederseniz burada sizin aracýlýðýnýzla Sayýn Demirtaþ’a bir soru yöneltmek istiyorum.
Þöyle ki HDP; Büyük çoðunluðu Kürtlerin oylarý neticesinde Parlamentoya 80 Milletvekili kazandýran bir parti olduðu halde Erdoðan’ýn; ‘‘Cumhurbaþkaný olarak benim konumum 78 milyon insanýmýzýn hakkýný hukukunu savunmayý gerektiriyor. Bunun için ne yapmam gerekiyorsa onu yaparým kimseden de çekinmem.” Sözündeki ebleh çeliþki ile Sayýn Demirtaþ’ýn; “Kürtler bu ülkeye ne kattý diyenler iyi duyun. Kürtler kendi vatanlarýný kattýlar Türkiye’ye, Kürdistan’ý kattýlar. Daha ne yapsýnlar?” Sözü arasýnda ne fark var? Acaba Kürtler, sadece Kuzey Coðrafyasý ile mi tanýmlanmalý? Ya da babalarýn suçlarý evlatlar mý ödemeli? Bunu anlamakta zorlanýyorum. Sayýn Demirtaþ, beni ikna ederse sevinirim.