“Senin eline diken batar mý?”
     Beyaz camda haftalardýr keyifle izlemekteyim Ata’yý.
     Kimisi Ata’yý ticari bir reklam metasý yapmanýn yanlýþ olduðunu savundu.
     Kimisi reklam filminde anlatýlanlardan çok “Aaa… ne kadar da benzetmiþler…” yönüyle ilgilendi.
     Reklam filminde gül bahçesinde Atatürk ile bir çocuk arasýnda geçen diyalog yansýtýlýyor.
     Filmin baþýnda Atatürk'ün eline gül dikeni batýyor. Çocuk þaþkýnlýkla… “Aaaa…” diyor. Atatürk çocuðun hayretle bakýþ ve tavýrlarý üzerine dönüyor ve “Ne oldu çocuk?” Diyor.
Ve Atatürk ile çocuk arasýnda herkesin ama herkesin anlayarak ibretle dinlemesi gerektiðine inandýðým þöyle bir sohbet geçiyor:
Çocuk;
-“Senin eline diken batar mý?”
Atatürk;
-“Batmaz mý?”
-“Senin elin kanar mý?”
-“Kanamaz mý?”
-“Ama sen Atatürk deðil misin?”
-“Öyleyim çocuk.”
-“Ama….”
-“Sen þimdi býrak benim kim olduðumu. Bu gülü yetiþtireceksen canýn yanacak. Elin kanayacak. Güneþ seni terletecek. 'Bu bahçede gül bitmez' diyenler olacak. Gül öyle yetiþtirilmez böyle yetiþtirilir diyenler olacak. Sen kendine þunu soracaksýn: 'Ben burayý gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanýn en güzel güllerini yetiþtirmek istiyor muyum. Eðer çok istiyorsan, ne eline batan diken, ne de söylenenler umurunda olmayacak. Kim olursan ol. Tek isteðin… þu kokuyu duymak olacak...”
-“…”
-“Anladýn mý?”
-“Anladým…”
Ben Atatürk’ün bu reklam filminde ne reklam metasý yapýlmasý ile ne de fiziksel olarak benzetilmesiyle ilgileniyorum. Benim bu reklam filmini izlerken anlatýlmak istenenlerin kalbimde ve ruhumda oluþturduðu milli duygularla ilgileniyorum.
Bir çoðu bu reklam filmindeki diyalogda anlatýlanlarýn sadece bir gül bahçesi kurmaktan ibaret olduðunu dahi düþünüyordur…
Ama eminim bir çok kiþinin de aklýna þu dizeler geliyordur:
“Yeniden cemre gibi düþmek topraða.
Yeniden haram etmek gece gündüz uykuyu.
Yunus Emre gibi atsýz pusatsýz.
Yeniden fethetmek Anadolu’yu.”
Ýþte Anadolu’yu vatanlaþtýran atalarýmýzýn haykýrýþýdýr bu gönülleri dolduran.
Yüzyýllardýr Türk’ün büyümesini engellemek isteyen iç ve dýþ düþmanlar bir çok defa “Bu bahçede gül bitmez!” demedi mi? Ulusal kurtuluþ savaþý öncesi mandacýlar “Bu topraklarý kurtaramayýz” deyip ABD himayesini istemedi mi?
Türk’ü tarihten silmek isteyen bu zihniyet yakýn tarihte sað-sol ayrýmcýlýðý ile kardeþi kardeþe kýrdýrdý. Bunda baþarýlý olamayýnca Alevi-Sunni ayrýþtýrmasýný kullanarak milli birlik ve beraberliðimizi zehirlemeye çalýþmadý mý? Bu da olmadý, þimdilerde Türk-Kürt savaþý körüklenmeye çalýþýlýyor. Bu olanlara þimdi de sözde aydýnlar baþta olmak üzere ülke yönetiminde bulunan bir çok zat da destekler mahiyette söylemlerin peþinde. Dýþ güçlerinin bu milleti bölmek için kullandýðý lügatý kullananlara üzülerek bakýyorum. Siz kimin maþasý olduðunuzun farkýnda mýsýnýz ?
Ýþte gül bahçesi solmaya yüz tuttu.
Gül bahçesini tekrar o güzel görünümüne kavuþturma zamanýdýr artýk. Yeniden cemre gibi topraða düþüp yeþertmek þarttýr gül bahçesini. Çýkacak her engel, kurulacak her tuzak daha da kamçýlamalý. Tek düþünce mis gibi Anadolu kokan gül bahçesini gerçek güzelliðine kavuþturmak olmalý.