Muğlalı Mısınız?
O gün işimiz yoğundu. Okullarda karne verme telaşı tüm yöneticileri ve öğretmenleri olduğu kadar bizi de sarmıştı. İşimiz gereği okulları dolaşıyor, işlerin nasıl gittiğini yerinde görüyorduk.
"Yazmak, bir hayaletle tartışmak gibidir; sen ne kadar haklı olursan ol, o yine de duvarlardan geçer." – Oscar Wilde"
"Yazmak, bir hayaletle tartışmak gibidir; sen ne kadar haklı olursan ol, o yine de duvarlardan geçer." – Oscar Wilde"
O gün işimiz yoğundu. Okullarda karne verme telaşı tüm yöneticileri ve öğretmenleri olduğu kadar bizi de sarmıştı. İşimiz gereği okulları dolaşıyor, işlerin nasıl gittiğini yerinde görüyorduk.
Hastalığımı belli etmeden, içimde kalanlar... Baki dua ile...
Çok yorucu bir gün . Deliler gibi koşturuyorum. Ha bitti ha bitecek kameraman stop bu karede bu film bitecek.
'Yıllar geçmiş, hissettirmeden, sinsice kayıp gitmişler..' Olur ya bazen bu duygu fena yakar içini, yatağın soğukluğu acıtır ya canını hani, işte öyle bir gece yine....
özlemle dolar bazen yürekler... kimi zaman yaşananlara kimi zaman toprağın kokusuna....
Yutkundu, yanıt vermek ne kadar zordu, aslında ağlamak istiyordu ama akıtamazdı yaşlarını
erkek adam ağlamazdı hele asker adam hiç ağlamazdı....
Yüzünde acı bir gülümseme belirdi, kısık bir sesle
“ bugün benim doğum günüm” diyebildi....
Bu anı, her halde insan sevgisinden yola çıkmış olmalı. Kaldı ki her olayı, her kişiyi, her durumu kendi öznel çerçevesi içinde ele almak gerek...
Su yüzlü bir çocukluk benimkisi../Henüz tamamlanmamış../Yağmur bulutları geçiyor üzerimden../Islanıyorum gözlerinden.. /Yüzümün her köşesi aşk../..daha mevsimsiz..
Bazen hiç düşünmeden yaptığımız küçük bir yardım girişimi, karşılıksız uzatabildiğimiz ellerimiz nice canların kurtulmasına, yaralı ve çaresiz yüreklere umut tohumlarının serpilmesine, hayata büyük bir şevk ve inançla sarılmalara vesile olmaktadır...
Gizli ve özel sırlara çözüm sunması, yeşil yapraklı meyve ağaçların geleceğe ümit aşılaması ve o anda canlı, tefekkür keyfiyeti sunması, benim ufkumda çağrışımlar yaptı.
Küçük kağıt parçalarından birini aldım veya örselenmiş olanı böldüm. Yazdım; H-Ü-Z-Ü-N. Ve elim bilinçsizce koydu soru işaretini peşi sıra. Kâğıdın ardını çevirip bekledim. Neydi Hüzün? Umutsuzluk, üzüntü, bekleyiş?
Nasıl bir büyüymüş bu Allah’ım. Gitmeden insan anlayamıyor ama bir kez de görünce, artık göz O’ndan daha değerli bir şey bilmiyor. Gitmeden bilinmiyor Rabbim ama dönünce de hasretine dayanılmıyor.
Bir insanın dünyada görebileceği en güzel yer Kâbe. Görmüş ve gördüğüne kara bir sevdayla bağlanmış tüm sevdalılara...
Aslında bi sistem olacak / utandığın her şeyden kaçıp gideceksin