Yüzümün her köşesi aşk
Su yüzlü bir çocukluk benimkisi../Henüz tamamlanmamış../Yağmur bulutları geçiyor üzerimden../Islanıyorum gözlerinden.. /Yüzümün her köşesi aşk../..daha mevsimsiz..
"Yazmak, aslında, 'Bunu ben de yazabilirdim!' diyenlerin yazamadığı şeydir." - Franz Kafka"
"Yazmak, aslında, 'Bunu ben de yazabilirdim!' diyenlerin yazamadığı şeydir." - Franz Kafka"
Su yüzlü bir çocukluk benimkisi../Henüz tamamlanmamış../Yağmur bulutları geçiyor üzerimden../Islanıyorum gözlerinden.. /Yüzümün her köşesi aşk../..daha mevsimsiz..
zamansız çekip giden ve bir daha da göremediğim babama ...
uzun zaman affetmediğim...içimde bildiğim...içimden silemediğim...yokluğuna sarılıp yokluğunda büyüdüğüm ...onsuzluğumu dolduramadığım boşluğuma yazdım...içimden ne geliyorsa babama söyleyemediğim...söyleyemediklerimi yazdım...
yerin doldurulamaz baba...
Baba demek...
Bir şarkı geliyor aklıma 'Kader kime şikayet edeyim seni bilemem,alnıma yazılmış yazısın derinsin silemem.'Bu misal...
Dişlerimi birbirine geçirdim..
Sımsıkı... Belki bu durdururdu bu saçma sapan hayatı.. Durdurmalıydı..
Ben yazardım, o olmazdı. Arada gözüm yatağa kayardı. Yokluğu kâbusumdu. Gömerdim kafamı satırlara, kâbuslarım düşerdi kelimelere. Kedinden yazılırdı başlıklar "Anladım"
Millî kültür ve sanatımızın günümüzdeki önemli temsicilerinden birisi olan Mimar Turgut Cansever' in vefatı sebebiyle kaleme alındı. Cansever' in sadece mimarlıkla değil , tasavvuf , felsefe , sosyoloji ile olan âlakasının dışında aynı zamanda Geleneksel Türk Musikisi ile de de ilgilendiği , "ney" sazını , ressam-neyzen Halil Dikmen'
kimileri sessizliğin sesini dinlermiş kısmi delilik bir anlamda... sesin de sessizliği olmalı bu durumda ? bu da körlük , işitme körlüğü ... ya da kelimelerle oynamak azmışlığı ?
Baban kahveden dönerken bize leblebi alırdı. Her akşam korku dolu masallar, her akşam korkudan fal taşı gibi açılmış gözler, her akşam leblebi, kuru üzüm ve badem. Boş kozalaklar yanardı teneke sobada. Her akşam kötü kalpli cadı öldüğünde gece biterdi
Cehennem Cevdet! İplerin hepsi kopmadı, unutma. Hepsi kopsa nasıl gönderirdim sana selamımı? Selam olsun sana...
durağan bir günde hiç bir şeye "sahip" olamamışsam da , saydığım sayamadığım yada beynimde netleştiremediğim bir milyon soru işaretinin "sahibe"si olarak evime döndüm yürüyüşten.
Bir türkü tutturduk şimdi
Ayrılığın çizgisinde
Bir adım ötede özgürlük
Geride çocukluğum
Anıları kazıyıp yüreklerimize
Rüyadayım yine yeşil çimle ve aralara serpiştirilmiş papatyalar... Getirmişsin beni yine temiz, mis kokulu yere.
Yaşanılan günleri çalmaya karar verdim tarih sayfalarından.. 15in payına düşen şımarık bir kaç hatıra. Artık kimsecikler alamaz elimden temmuz 15i
Varlığımdan haberdardın ama sadece o kadar, çünkü haberdar olmadığın daha önemli şeyler vardı; mesela sana olan sevgim.
Köy ilkokulunda okuduğumuz üç yılda, okumak için yeteri kadar kitap bulamıyorduk. Çoğumuzun sadece ders kitaplarımız vardı okuyacak. Birkaç tane de masal kitabımız. Okulumuzun kitaplığı yoktu. Zaten biz de okullarda kitaplık bulunması gerektiğini bilmi
Ayfer Tunç