Mutlulukla İlintili Şeyler
Bir beş dakikalığına herşeyi bir kenara bırakıp gökyüzünü, bulutları, doğayı seyredin. O kusursuz yapı içindeki bir canlı olarak, kendi kusursuzluğunuzun tadını çıkarın.
"Benim için bir kitap, bir buz baltası olmalı, içimizdeki donmuş denizi kırmak için." - Franz Kafka"
"Benim için bir kitap, bir buz baltası olmalı, içimizdeki donmuş denizi kırmak için." - Franz Kafka"
Bir beş dakikalığına herşeyi bir kenara bırakıp gökyüzünü, bulutları, doğayı seyredin. O kusursuz yapı içindeki bir canlı olarak, kendi kusursuzluğunuzun tadını çıkarın.
Yinede insan; Kararı yargıçlar tarafından verilmese de, uzun yola çıkmaya hüküm giyiyor. İnsan iç denizindeki fırtınalı havalarda, ruh gemisine, kayalıklardan sızan ışığıyla yol gösterecek deniz fenerine ihtiyaç duyuyor.Ya da modern zaman kahinlerine
Küçüğüm ;
Tükürükle hohlayıp parlattım sözlerimi .Nasıl da saydamlaşıyorum yazdıkça .Kaytan bıyıklarımdan vazgeçerim ama yazmayı bırakmam . Bir delik açmaya mı çalıştığımı ya da açılmış bir deliği büyütmeye çalışıp çalışmadığımı anlamayacaksın . Yazıyoru
Bütün bu sorular İslam inancı açısından sorulabilecek sorular ve cevapları da Kur'an-ı Kerim'de en net şekliyle yer almaktadır. Her ne kadar bazı uyarıcı ilahiyatçılarımız "Tevhid inancını zedelemiyorsa reenkarnasyon olabilir" gibi hem nalına hem mıhına bir ifade ile konuya yaklaşsa da, esasen ilahiyatçıların tamamında bu konuda görüş birliği vardır
"Hatta bir akşam kendi kendine “Madem kirlenecektin çocuk neden o kadar saf kalmaya çalıştın?” diye sorarken, peçetedeki balığı görmüş bu çocuk, balık ağlıyormuş… “Neden ağlar peçetedeki balık?” deyivermiş o anda...
Çocukluğumda, herkesten çok sevdiğim bazı kişiler vardı. İşte bunlardan biri Hötdük Nineydi. Annem hastalanıp hastaneye yattığında, bize bakan akrabamız.
Rus gazeteci Gleb Şulpyakov ile Mimar Sinan'ın izlerini sürdük. Bir Rus'un gözüyle büyük mimarımızın izini sürmek benim için hem çok eğlenceli hem de öğreticiydi. Yüzlerce kitabı karıştırarak elde edebileceğim bilgileri 10 günlük bir geziyle elde ettim.
Gözümden uyku aksa da, o sofrada bulunmanın, ailemle birlikte o heyecanı, o coşkuyu yaşamış olmanın keyfini hiçbir şeye değişmezdim.
çocukluğuma dair aklımdan çıkaramadığım bir anı.yirmiüç yıl önce beni arkadaşı olarak kabul eden insanın ülkemizin en hayırsever insanı olduğunu ogün anlayabileseydim herhalde bugün bu yazıyı yazamazdım...
"Abi buyrunuz. Bugün Efendimiz'in doğum günü" deyiverdi. Doktor eline aldığı güle neden sonra teşekkür edebildi. Biraz şaşkın biraz utangaç sordu: "Pardon dostum, EFENDİNİZ KİM?"
27 Aralığın ilk saatlerinde uzun süren sancıların ve acıların sonunda doğum masasının başucuna koydu Doktor Zeliha Hanım seni. Al bakalım bebeğini dedi. O an kalbim yerinden fırlayacaktı. Bu cümleyi mecazi anlamda kullanmıyorum. Gerçekten kalbim yerinden fırlayacaktı. Hoş geldin bebeğim diyebildim o heyecanla.
Tesadüflere inanmadığımı söylerim hep. Tesadüfen tanıştığım her insanın, rastgele yaşadığım her olayın bana farklı ufuklar açmak için karşıma çıktığını düşünür, bir nehire benzettiğim yaşamımı, her rastlantı ayrı bir denize taşır diye inanırım.
Boş şişe toplayan yaşlı bir adamla tanıştım o akşam da...Bana “E ile başlayan üç tane meyva say bakalım bilirsen ben sana bilemezsen sen bana bira ısmarlayacaksın” diyen ton ton ama sokakta yatan bir amca..
Biliyormusunuz? Akşamları deniz kıyısında; gezerken vapurlar, ışıl ışıl geçiyorlar ya. Hani, ışıkları suya vuruyor, allı yeşilli.. Ben ilk günler, onların da benim için geçtiklerini sanıyordum.
Gözümü hayata açtığım zaman daha çok küçüktüm. Övgüler Allah’adır ,kula övgü
olmaz ama bazen de ister istemez kişiler ister istemez övgülere maruz kalabilir. Hiçbir zaman kendime övgüler yağdırmayı da sevmem,ama bunları anlatırken de ister istemez övgüye maruz kalacağı
Enis Batur