Akrep Yelkovan Kadar Hızlıdır Sana İnat.
Kendi ihtiyaçları olduğunda seni kibarca içeri alanlar, sen aradığında seni tek tuşla meşgule alırlar. Tek "tuş olan" nedense hep sen olursun.
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
Kendi ihtiyaçları olduğunda seni kibarca içeri alanlar, sen aradığında seni tek tuşla meşgule alırlar. Tek "tuş olan" nedense hep sen olursun.
Kadın saçını topladı aynanın karşısında. Oysa ne hayaller kurmuştu o aynaya en son bakışında .
Her insanın yaşamında yarım kitapları vardır, ne okuyabiliriz ne de atabiliriz. Kitaplıktan öylece bakarak içimizde derin yaralar açarlar. Ya okunmalı ya da atılmalıdır, yoksa gerisi bunalım. Yaşamımızdaki ilşkiler de böyle değil midir? Yarım kalmaya hiç
Gitmek ve kalmak üzerine bi yazı...
Mutlu gidebilen azınlığa karşı mutsuz gidemeyenlerin o bitmek bilmez kavgası....
Kimileri, insanları bir bütün olarak ele almak yerine yalnızca dış görünüşleriyle değerlendirirler. Ruh güzellikleri, insani değerler, yetenekler onlar için hiç önemli değildir. Bunun nedeni ise söz konusu özelliklerin hiçbirisini kendilerinde h
Oysa gerçek sevgi; hiç karşılık beklemeden, karşımızdaki insanlara yüklediğimiz rollerden önce; insan olduğunu, hataları, eksikleri olduğunu kabul etmek ve onu anlamaya çalışmakla başlar.
Yıldızları hiç farklı düşündünüz mü?Acaba hiç farkettiniz mi aşıklarınızı?
kendi içinizde yolculuğa çıkarken dikkatli olun sizi de ziyaret edebilirler.
Birtanem, diplerdeyim işte... Nefesimi bırakıyorum. Kalbimi bırakıyorum aşkımı ise gözyaşlarına terkedip yalnız sessiz sensiz geceye başlıyorum. Boşveriyorum sabah olmasın ....
? Külkedim, çocuk düşlerimde kalan. Saatler geceyarısını gösterdiği anda ruhumun ardında kalan cam ayakkabı , eski çileli hale dönen zor bir yaşam. Cam ayakkabı sayesinde düşlerin gercekleşmesi mümkün olsa keşke, keşke...
Bir yürek bu kadar eşit bölünebilir miydi, dolunay bir daha hiç görünmemecesine tutulabilir miydi, seninle onun arasına giren gece beni daha ne kadar düşündürebilirdi. Kendi içimde, kendime kalan son kara parçasının üzerinde düşünüyorum şimdi olan biten
Posta Gazetesi'ndeki kosemde cok ilgi gormus bir yazi...
Kadinlar, erkeklerin de okumasini istiyordu ozellikle.
Belki okuyup da bir seyler kaparlar diye.
Mutlular...İçlerindekini bir kabızmışçasına içlerinde tutuyorlar.Çıkarmak isteseler bile çıkaramıyorlar...
Hatice’nin şimdiki zamanı yok....-dili geçmiş zamanların yenilmez,içilmez, ele avuca sığmaz çaycısı Hatice ....
Her sabahın kimilerine göre erken, kimilerine göreyse geç uyanışları vardır... Göz kapakları kendilerine gelene kadar geçen sürede gecenin bir yarısı başlamış bir düşün kırıntıları görülür. Karın boşluğundan yayılan tuhaf seslerin adıdır açlık. Özellikle
Mutluluğun ta kendisi!Dört kişilik bir ailenin büyük kızının evlilik hikayesi anlatılmakta.Gülümseyerek okuyacağınız,yaşanmış bir olay.
Orhan Pamuk