Dün... Bugün...
Dün, bir kor idi aşk, "alevinde yanmaya yürek gerek" diyen sevdalıların gözlerinde yanan. Bugün, kafeterya köşelerinde bir bardak çayla tüketilen iki çift söz oldu…
Dün, bir kor idi aşk, "alevinde yanmaya yürek gerek" diyen sevdalıların gözlerinde yanan. Bugün, kafeterya köşelerinde bir bardak çayla tüketilen iki çift söz oldu…
Somut sen oluyordun. İsmin oluyordu. Ünvanın oluyordu. Gözümün görebildiği ne varsa sende külli aşk oluyordu.ç
ben kimim sahiden.
damlatan bir musluk,
kaçak elektrik,
yeşil reçete ile satılan ilaç
sünnet derisi,
Hakikati boğazı tahrik etmeden,
Ve ahenksizliğe ödün vermeden,
Haykırmayı ilmi siyasetin,
Öne çıkması olarak görebilmeliyiz.
Bunları hak etmedin küçüğüm ve yemin ediyorum, başın dik kavuşacağız tekrar.
Efradın ayalinden bihaber, aile, mahalle,
Toplum ve milletin, çözülmesi kaçınılmazdır.
Ahşap bir bağ evinin eyvanından bakacaktık oysa ağaçlara; Sigara kokmayan dudaktan, kuşku çekmemiş gözlerden tadacaktık; Yalansız ve katıksız bir aşk bulacaktık yüreğimizde...
Dün seni düşündüm. Sevmenin karanlık ucundaydın. İhenetin ve kabusun pususunda
sevdikçe ortak olduğum bir yalandın. Her fırsatta yatağına sokulduğum çekici bir yalandın.
Nedir dost, dost?
Dost, ona “yağmurun hiç bitmesin dostum” diyebildiğindir.
En sıcak hislerle bağlanmalıyım sana... sevgi, şefkat, saygı ve güven olmalı..
Kaybedince mi daha iyi anlıyoruz , kaybetmeden önce sahip olduğumuz değerleri? Arkasından ağladıklarımız için, yanlarındayken yeterince gülmeyi becerebildik mi ağladığımız içtenlikle?
"Su uyur, düşman uyumaz"... Bu sebeple; neme lazım, parmakuçlarımı klavyenin tuşlarına hafif hafif bastırarak yazayım da kimsecikler duymasın, görmesin....
kadın erkek ilişkisi üzerine değişik bir bakış
garip ama gerçek