Müzik Film - Hair
Hair müzikali ile birlikte 68 kuşağı ve hippilerin bir karşılaştırmasıdır.
"Yazmak, bir intikam biçimidir. Özellikle de okumayanlar için." — Oscar Wilde (kurgusal)"
"Yazmak, bir intikam biçimidir. Özellikle de okumayanlar için." — Oscar Wilde (kurgusal)"
Hair müzikali ile birlikte 68 kuşağı ve hippilerin bir karşılaştırmasıdır.
72 FIRKA………..!
Fırka lüğat manası itibari ile,PARTİ,İNSAN GRUBU,KISIM OLMAK, VE AYRILMAK.BÖLÜK,TÜMEN.Gibi anlam taşır.
Efendimizin buyruğu olan hadisinde S.A.V.Benim ümmetim 72 fırkaya ayrılacak,sadece 1 Bir grubu olan FIRKA-İ NACİYE kurtuluşa erip.Cenabı ALLAH’IN c.c.hu nun Rızasına kavuşup kıyamete kadar var olacaktır.İradı günümüze kadar ulaşmıştır.
Hülya’nın başından kaynar sular akmaya da başlamıştı. Belli etmemeliydi. Bütün ağır yükler bu yaşta omzuna yükleniyordu, nasıl altından kalkacaktı ki?
Dost sözcüğünün yakıştığı senden başka kimse yok benim için. Bazen seni kendim sanıyorum, kendimi sen... Ne güzel şey sana ‘DOSTUM’ diyebilmek
NEDEN FAKİRİZ ACABA….?
Değerli okuyucum;FAKİRLİĞİN karşılığı ZENGİNLİK.İnsanoğlu olarak fakirliği,yaşlılığı,çirkinliği kimse sevmez, üzerine kondurmak istemez.Her şeyin zenginlikle hal olunacağı na yüzde yüz inanırız.Toplumda paran kadar adamsın,zenginliğin insanı konuşturduğunu,oturmasını kalkmasını,yürümesini değiştirdiğini,cakası,arabası, havası dahi göreni imrendirdiği para ,para, para.GERÇEK BÖYLEMİ bakalım.Bu tez doğrumu.
Sadece sendin ve sadece etrafa neşe saçan gülüşün, içten bakışın, beni kor gibi yakışın vardı...
Şimdi sen yoksun...
ATEŞ,SU,HAVA VE TOPRAK
İnsanoğlu birbiri ile hiç alıp veremediği, bir şey yokken,birbirinden GICIK kaptım diyerek sevmez, hoşlanmaz,kanı ısınmaz,Yıldızı barışmaz gibi kavramları, sebep yokken öne sürer.Size bu gün, buna sebep olan MAYA dan söz edeceğim.
Henüz hayat arkadaşım karşıma çıkmadan önce kaleme alınmış bir iç döküştür.... ve ilk evlilik yıldönümümüze az bir zaman kala tekrar elime geçti ve beklentilerimden çok daha fazlasını bulduğumu gözlerim yaşararak düşündüm ve bu yazı ilk yıl dönününüzde be
Bazen , kendi kalbini çıkarıp aşkının eline vermek istiyorsun , bazense nasıl olurda bunu yaparsın deyip onun kalbini eline almak istiyorsun :)
Toprak kokardı yazılarım, mezarlıklarda dolaşır, karanlık hüzünlerle arkadaş olurdu yazılarımdaki kahramanlarım. Hepsi ayrı bir dertle uğraşır, karakterleri gereği tüm acılara bağışıklık kazanırlardı..
Bundandır ki beklenmedik ayrılıklar düşünüldüğünden daha büyük yaralar açar, yine zamandır yaraları saran terk edilen alışkanlığın yerine yenisi için çalışan.
Hala bitmesin, gitmesin diye kendimizi yok sayıp beklerken, bekleyip en olmaz ayrıntılarda kendi canımızı yakarken, onlar çoktan bitirmiş olur ve giderken arkalarına bile bakmazlar...
Zamansız olduğuna inanmıştım oysa herşey gerektiği anda meydana gelirmiş...
Nerede tanıştık, nerede karşılaştık, nerede buluştuk, nerede güldük, nerede ağladık, nerede birlikte mutlu olduk?
Ne zamandı bilmiyorum, neredeydi hiç farkında değilim...
Hangi şehirdi, hangi köy, kasaba ya da hangi ülkeydi?
Bir parkta mı, otobüs durağımıydı, herkesin uğrak yeri miydi yoksa ıssız bir
Bir gece ansızın bir yazı yazarsınız ve o yazı belkide sizi birine çıkarır. O kişi beklediğiniz midir aceba yoksa kaderiniz mi. Muzip bir anlatımla, buyrun..
Kadın, her zaman kapalı kutu olarak görmek istemiş kendini ve öyle yansıtmaya çalışmış karşısındakine.
Tanrı’nın atölyesine bakıyorum sanki. Karşımda uhrevi bir tezgah, ne kadar sivri, geçimsiz kıvrım varsa benliğimde, törpüleyip yumuşatacağım bir işlik… Onun kırgınlığı keski, onun öfkesi balyoz, onun üzüntüsü mengene, onun aşkı ateş, onun sevg
Senin ki sesin rüzgar, varlığın hayal, renklerin uçuk ve tebessümlerin kaçamaktı. Küçük bir hıçkırıktın gecemin sessizliğine damlayan. Sen ki yaşanılmaya çalışılan bir düş yangını.
Çek gemilerini benim sularımdan..