serenat-i istanbul
sen,
yuregi ellerinde sehir, gozleri kuf kokan, puslu sabahlarin sahibi;
mavi bir yurek ve icli bir sevda tasiyan sehir,
kaldir gozlerini yerden!
"Yazarlık, uykusuz kalmak için en saygın bahanedir; çünkü kâh kahve, kâh delilikle beslenir." – Franz Kafka"
"Yazarlık, uykusuz kalmak için en saygın bahanedir; çünkü kâh kahve, kâh delilikle beslenir." – Franz Kafka"
sen,
yuregi ellerinde sehir, gozleri kuf kokan, puslu sabahlarin sahibi;
mavi bir yurek ve icli bir sevda tasiyan sehir,
kaldir gozlerini yerden!
Solumak, hem de İstanbul'u. Bir kaktüsün arkasındaki kum taneleri gibi sonsuz benim için. Her nefes alışımda hayat, her verişimde ise ölümü hissettiriyor bana. Herkes vapurun peşinde yarışan martılar gibi. Yarışıyorlar, yoruluyorlar ama farında degil...
Bogazda ucan her martıda umutlarım gizli benim..Hepsine de fısıldadım umutlarımı...Parlayan bir ışık görürlerse onun benim umudum oldugunu söyledim onlara..
Yağmur yağıyor, dün geceden beri. Hani diyorum, tarlası olanlar, rahmet bekleyenler için, iyi oldu herhalde. Çok da emin değilim tabii. Bu güne dek, ne köy gördüm, ne de ırgatlık yaptım. Kulaktan dolma, solmuş bilgilerle fikir yürütüyorum kendimce. Sıcak
yazıda; istanbul, kalbim, aşk, trenler ve vapurlar var. ama bütün bunların yanıbaşında ve ötesinde, yolculuk teması hakim.
bu yazı, bir türlü gidemeyenler için..
Iki büyük sey hayatimda. Biri hic görmedigim Istanbul, digeri gözümün önünden gitmeyen sen...
Tüm camilerin tüm minareleri secdeye varıyordu sanki. Bütün suyu çekilmiş boğaz öylece bekliyordu beşik gibi sallanan köprünün üzerindeki otomobillerin üzerine düşmesine. Deniz kuşları çıldırmışlardı hani bir parça simit için yapmadıkları orospuluğu bırak
Haberlerde dünyadaki tiksintilerden bahsederlerken
Oysa oda satılık 10 milyona.
Eveeet.