
Uyanmak Bir İhtimal
Bir ihtimal uyanırsın, ama gerçekten uyanabilirsin ya da bir sonraki rüyayı bekler bihaber olduğun umudun. Kimbilir, bir ihtimal vardır bir yerde kendinle buluşman için.
Bir ihtimal uyanırsın, ama gerçekten uyanabilirsin ya da bir sonraki rüyayı bekler bihaber olduğun umudun. Kimbilir, bir ihtimal vardır bir yerde kendinle buluşman için.
Sen sakın doğum günümü kutlama
Benim doğum günüm
Senin bana geldiğin gün bir tanem
"Sabah lokmalarını hayal et gelecekteki, Sen beni nasıl sevdiysen, seveceğim seni.."
Yıldızları toplayıp merdiven yapıp odana
Gizlice içeri süzülürken parmakların ucunda
Uyandırmadan seyretmek doya doya
Her dönüşünde saklanmak yatağın dibine
Malatya Basın-Yayın Tarihi kitabın müsveddesi bile beni heyecanlandırdı.
1930’ladan beri Malatya’da yayınlanan tüm gazete, dergi, mecmua… ne varsa, hepsini, bir araya getirmiş kitap yapıyor Kemal Deniz.
Yalnız gazete, dergi değil, radyo, televizyon… basın-yayın adına ne varsa, hepsi var Kemal Deniz’de…
Hatta belediyeler
Zamanın çok çabuk geçtiğinden hep şikâyet eder dururuz. Bu konuda haksız da sayılmayız. Gerçekten de zaman su gibi akıp geçiyor. Fakat zamanın geçiş hızı, onun içini doldurmayla alakalı bir mevzudur. Siz zamanı dolu dolu yaşarsanız, zaman sanıldığı kadar çabuk geçmez. Zamanı boş meşgalelerle geçirirseniz ondan hiçbir şey anlayamazsınız.
Bence, boşanmak, evliliklerin sağlıklı yapılmadığının, bir kanıtı gibi. Aslında fotoğraf belli iken, ortam ve şartlar nedeniyle, görüntü farklı renkler içerebiliyor. Ancak National Geographıc’ in ekim sayısında bir fotoğraf var ki bunun kanıtı gibi. 65-70 yaşlarında bir adam yanında 17 yaşında bir kız ,damat ve gelin, kızım bu resmi
Sizler de sık sık rüya görür müsünüz? Gördüğünüz rüyaları hatırlar mısınız uyandığınızda veyahut unutur musunuz rüyanızı hatırlamayı? Buruk bir tat yahut derin ıstıraplar veren rüyalarınız var mıdır sizin de?
O kadar tatlı, o kadar güzel bir meyvedir ki hemen hemen her mevsim yersiniz elmayı ama dalında taze olarak, ama buzhanede saklanmışını. En başta cildi güzelleştiriyor. Yani bu demek ki buluğ çağında ki gençler fazla elma yerlerse, yüzlerinde daha az sivilce çıkacak, ciltleri pürüzsüze yakın olacak. Bu da
Bütün dünyada bir ay boyunca ramazanın doyumsuz atmosferi gönüllerimizi şenlik yerine döndürecek. Diğer zamanlara göre hayata can ve heyecan gelecek. Yürekler maneviyatla dolup taşacak. Zaman nehirlerinden akıp giden her gün, hüzün tortusunu da geride bırakacak. Gönlümüzdeki hatıralar kalacak geriye. Yaşanmışlıklar bu hatıra sarmalı içinde yarınlara aktarılacak. O unutulmaz
Aşkı kelimeler dökmekle kalmayıp ona sesinden yeni bir tını veriyor, anlamı derinleştiriyor.