"“Yazarlık, kelimelerle saklambaç oynamaktır; okuyucu daima oyunu bozan çocuk olur.” – Umberto Eco"

Deneme

Yeni Anayasamızı Hazırlarken

“Kürt aydını” olarak tanımlanan Enver Sezgin’in sözleri doğru mu ola?
Ben aynı düşüncede miyim?
Hayır…
Bana göre ister, sivil ister resmi, hiç fark etmez çünkü anayasanın ya da yasaların beslendiği/dayandığı iki temel kaynak vardır. Bu kaynaklardan birisi, beşer aklıdır/halkın iradesidir, diğeri ise,

yazı resim

Sorular, Sorular, Sorular...

Bir gün güneş açıverirken ruhuma gelen güzellik, bir gün yağışlıyken gelen hüzün, odamdaki topak topak açan bembeyaz sardunyalarım ve bir tarafta kurumuş olanları. Bugün bembeyaz topak topak olan sardunyalar gün gelecek kuruyacak, yenileri açacak ben baktığım beslediğim sürece. Halbuki bir zamanlar kırmızı beyaz açardı, neden kırmızlar yok oldu,

Din

Belki Bu Bizim Son Ramazanımız Olacak

Dün, bugün ve yarın Zaman bir sacayağı misali Dün geçti, bugün yaşanıyor, yarın henüz gelmedi. Yarının gelme ihtimali ne kadarsa, gelmeme ihtimali de o kadardır. Böyle düşünüp hayatımızı bu minval üzere devam ettirmeliyiz. An, yaşadığımız andır. Yarınlar meçhuldür. Bugünü değerlendir(e)meyip yarına güvenip dayananlar, basiret fakirleridir. İnsanın ömür sermayesinin

Yokluğun Rüyası

Taze bir gül goncasının kokusu
Toprağa düşen ilk yağmurun telaşı kadar karmaşık
Son kalkan vapura yetişme telaşı gibi heyecanlı
Issız ormanların saflığı kadar temiz bedenin
Bugün yaşıyorsam yaşama nedenim

Yalnızız

Yapayalnızız. 80 milyonun yaşadığı ülkede herkes gibi yalnızlık çekiyoruz.. Çünkü cep telefonlarımız, internetimiz var. Facebook, twitter, instagram velhasıl kelam sosyal medya hesaplarımız var. Kendi hobilerimiz, kendi fobilerimiz var. Yapayalnızız bir başımıza, yapayalnız...

Güzel Başlangıç

Hızlı, soluksuz, mağrur, arada duygusuz! Korku bir derin hayal, umut en azından faal! Kendinden önce, farklı çıkar sesin, nedendir bilinmez gerekli mi bu iyiliğin! Nasılda, derinden, soluğunda asılı kalır, kırılan bardak yerine konur. En azından yeni bir başlayıştır, yeni bir dünya, sonu belki de bu olur!

Yine 17 Ağustos

Hala 1999'daki Gölcük değil bu Gölcük. Toparlanamadı. Hala yıkılacak mı, onarılacak mı, yeşillendirilecek mi molozlarıyla mı kalacak belli değil kimi yerler. Unutmak mümkün mü? Ben Gölcüklüyüm. İstesem de unutamam.

Burhan Günel Aramızdan Ayrıldı

son yıllarında, hastalıklarla uğraşarak geçti günleri. hasta haliyle yine de yazmadan vazgeçmedi. burhan günel, 21 aralık 2012 günü, 64 yaşının eşiğinde aramızdan ayrıldı. kırkbir yıldır aralıksız yazan, burhan günel'e kırkbir kere maşallah demeden geçemiyoruz. ışıklar içinde yatsın.

Başa Dön