Yitik Yazar Tortusu
Büyük bir yazar olarak yatılıp bir hiç olarak uyanılabilir. Bukowski'nin buna benzer bir sözü vardı. İşte bu da öyle bir tükeniş, kıvılcım gibi bir şey. Her ne dersen de.
"Sabah 5'te uyanan tek canlı türü ya horozlardır ya da henüz uyumayı başaramamış yazarlar." - Douglas Adams"
"Sabah 5'te uyanan tek canlı türü ya horozlardır ya da henüz uyumayı başaramamış yazarlar." - Douglas Adams"
Büyük bir yazar olarak yatılıp bir hiç olarak uyanılabilir. Bukowski'nin buna benzer bir sözü vardı. İşte bu da öyle bir tükeniş, kıvılcım gibi bir şey. Her ne dersen de.
Pencereler, evlerimizden sokağımıza açılan yüreğimizdir bizim. Mahremiyetimizin dışında olanı öğrenme isteğimizdir. Cadde de yürüyen kalabalıkların telaşlı koşuşturmasını görmek, yudumlamakta olduğumuz kahvenin damakta bıraktığı lezzetle tasasız bir günün dört duvar arasında keyfini sürmektir. Mizacımıza göre önünde yerimizi aldığımız bir dayanaktır bize pencereler, bazen mahcup ve sıkılgan bazen de hoyrat
Doğum emeklemeye başlar sonrasında yavaş yavaş adım atma çabalarına girişip yürümeye çalışırız.Farkında olduğumuz gözümüzün gördüklerinden fazlasını öğrenmektir.Görsel örenme şansımızı geliştirmek için farkında olmadan farkındalığımızın sürüklediği sürece hızlı hızlı adımlar atar kimi zaman bulunduğumuz bir bar bir çay bahçesi boş bir sokak yaşlı bir adam yaşlı bir çınar ağacı
Mehmet Rauf
"Issız yerlerde kendin için bir evren ol."
“Mademki bana akıl verecek kadar akıllısın, neden kişiliğinle hiçbir şeyin birbirine uymuyor?”
O gün, bu gündür, yolda karşılaşmamak için, ya yolunu değiştiriyor ya da bir şeylerle oyalanıp, görmüyor gibi davranıyor.
Sanki çok ta önemliydi!
Pehhh!!!
Susmanin Erdem Sayilmadiği, Sadece Can Acittiği Zamanlara Dai̇r…
Hiç kimse haksız olduğunu kabul etmez, kabullenmez. En azılı bir hırsıza, en acımasız bir katile de sorsanız, kendisini haklı gösterecek bir takım sebepler ortaya atacaktır.
Herkes yaptığının iyi ve doğru olduğunu düşünür. Gasp, terör, çete ve mafya... gibi işlerle ilgilenenlere de sorsanız, kendince haklı sebepler ileriye
Bulutun buhara doyduğu, göğün içini boşalttığı andır yağmur. Yeryüzünün gökyüzüyle selamlaşmasıdır; yerin kirlerden, göğün buluttan arınmasıdır. Canlı cansız tüm varlıklara karşılıksız bir hediyedir yağmur, hem rahmettir hem berekettir.
Kaç zamandır gözlere bakmadınız , ne zaman ilk heyecanınızı hissettiniz..kaç zamandır en mutlu anınızı düşündünüz..ilk öpüşmenizi..ilk sevişmenizive daha bir çok ilkleri
Temel bir gün parkta yürürken, bir adamın şınav çektiğini görür. Yanına yaklaşır, bir altından bakar, bir sağından bakar, bir solundan bakar, sonunda adama döner ve der ki
Engin Geçtan