Müşteri Hizmetin En İyisine Layıktır
2000 Yılında bir fabrikada çalışıyordum ve bu fabrikada düzenlenen bir yarışmada aşağıdaki yazım ile 2. lik ödülü almıştım.
Bakalım sizde beğenecek misiniz?
"Bazen, okuyucunun 'İşte bu!' dediği an, yazarın 'Ah, şimdi yandım!' dediği andır." – Terry Pratchett (kurgusal alıntı)"
"Bazen, okuyucunun 'İşte bu!' dediği an, yazarın 'Ah, şimdi yandım!' dediği andır." – Terry Pratchett (kurgusal alıntı)"
2000 Yılında bir fabrikada çalışıyordum ve bu fabrikada düzenlenen bir yarışmada aşağıdaki yazım ile 2. lik ödülü almıştım.
Bakalım sizde beğenecek misiniz?
Entelektüel-Aydın farkı bağlamında Irak Türkmen aydın tipolojisi üzerine kısa bir deneme....
Yürek ve duygu işçisidir şâirler… Dış dünyayı geniş ufuklarıyla algılayarak insanlığa sunarlar. Üçüncü gözleri vardır onların… Bizim iki gözle göremediklerimizi onların üçüncü gözü görür. Yürek gözü de diyebiliriz buna…
Kış geldi,
Anadolu’ya kar “Elif elif”, diye yağmakta.
Toprak nimeti bereketlendirmek için karı emmekte, tıpkı sevimli bebeğin açlığını gidermek için annesini emdiği gibi…
Çocuklar coşmakta, tıpkı yeni ayaklanan yavru ceylanın kırlarda annesine cilve yaparak koştuğu gibi…
Serçeler saçaklara yeni bir
Sezai Karakoç’un Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatına armağan ettiği ve ona “Mona Roza” şairi denmesine sebeb olan bu şiir on dokuz yaşında iken yazılmıştır. Yıl 1952. Edebiyatımızın en güzel örneklerindedir. Dört bölümden daha doğrusu dört şiirden oluşmaktadır. Bu şiir üniversite gençliğinin baş ucu şiirlerindendir. Karakoç, o yıllarda tanınmadığından dolayı
Yalnızca gökyüzü değil, insanın iç dünyası da bulutlanır bazen...
Her anını zorla da olsa dolu dolu yaşatır bu kent. Bu kentte sarı, siyah,
yeşil, mavi ve zıt renklerde gökkuşakları var. Her kesimden, her tecrübeden,
her serüvenden türler var.
Birbirinin içine girmiş iki daire olabilmeli aşkı kaldırabilmiş iki yürek. Üstünlük gelmemeli ki akla, zedelenmesin incelikler ve dahi kalınlıklar. Birbirine güvenir birbirine yaslanır iki daire... üst üste gelince birmiş gibi görünen aslında bir olmayan iki daire... Hem bir hem iki daire...Yani niceliğinin müşkülat yaratmadığı mutlu daireler...
Hayatı anlamlandırmak biraz da kendimizi anlamlandırmakla alakalı galiba...Nasıl bakıyoruz hayata ya da hangi renk gözlükleri kullanıyoruz bu mana keşşaflığına soyunurken?
Bu devirde imaj herşeydir. Ve ne yazık ki, dış camiada Türk imajı pek olumlu değildir!