Küçük Bir Otobüs Garında Sakladım Sendeki Beni
Şimdi otobüsün camından sana akan yüreğimi geri ver desem, sende bıraktığım o uzun saçlı yosun yeşillinden bir vücut bulabilsem...
"Benim tek tutkum, hiçbir şeye tutkuyla bağlı olmamak." - Albert Camus"
"Benim tek tutkum, hiçbir şeye tutkuyla bağlı olmamak." - Albert Camus"
Şimdi otobüsün camından sana akan yüreğimi geri ver desem, sende bıraktığım o uzun saçlı yosun yeşillinden bir vücut bulabilsem...
Paket yaptım hüzünlerimi, rafa kaldırdım. Ne ederlerse etsinler umrumda değil bugün.
Bu gece, gözlerimin mehtabında, gönlümün mihrabında, inleyen sevda şarkılarıyla, sevdiğimle birlikteyim...
Ya benimle yaşarsın ya da ölümü koluna takarsın demiştim! Seni kabirde de sıcak tutarım yanıma uzan... Kuş kafesi, dert kümesi, hüsran kefesi... kalbimiz artık huzura mekan. Hey gidi koca dünya; bize ev sahipliği yapamadın ya utan!!!
Sessizlik o kadar güzelki sanki yıllarca hasretim bu sessizliğe.İnsanın benliğini alıyor. Büyülü bir iksir gibi insanın ruhunu alt üst ediyor.Başımı kaldırıyorum ve gündüzün maviliğinden geriye kalan simsiyah bir gökyüzü görüyorum
ben sana 'ne kadar hızlı geçmekte zaman seninleyken' dememeliyim.. durmalı akrep yelkovanın boyuna takılıp. kovalamasınlar birbirlerini....
Bedenim diz çökerken toprak zemine, ruhumu şad eden nefesin çoktan aldı aklımı, dualarım hayatlandı. Senin cümlelerinle kefeni yırtan duygularım yolunu tuttu sana kanatlandı. Kader sevine dursun bizi geç karşılaştırdığına lakin sen içimde biriktirdiğim ve bekareti bozulmamış aşk inancımın duvağını kaldırıp alnından buselendirensin. Unutma unutama diye, en soğuk kışlar
Bir aşk daha bitti diye yazmalı gazeteler,boş bir cadde ortasında ölen iki çocuktan bahsetmeli.Faili mechul katiller aranmalı heryerde.Robot resmimizi çizmeli polisler.Ve o sahil kenarında çekindiğimiz fotoğrafa benzemeli gözlerimizdeki hüzün.
Şimdi ışığında, sıcağında, yangınlarındayım...Vuslata çok var bilirim. Güneş öldü! Rüzgar korkuda! Mevsimler sıraya geçti...
Sen sus! Ses etme, öğrenmesinler rakiplerinin onlardan biri; bir BULUT olduğunu!
Kavgamı ben başlattım ben bitiririm.Ama bana söz ver? Kaybedersem ıslatmayacaksın toprağı!!!
Benim dağlarımda mevsimler değişmez. Gelmez ne yaz, ne ilk, ne de sonbahar. Yağan tipi, kar; esen boradır benim dağlarımda sevdiğim. Bağlarım yeşili unutmuş; börtü, böcek, kuşlarla zamansız bozulmuştur benim..
Yitik yaşarım eğer sensizde yaşarsam. Tutunurum müziğin acılarınla savaşanlarına. Boşluğun kendinden habersiz yolculuğuna tutmuşum ışığını vuran cennetine, yoksullara selam veririm isyan eden hayatlarında ve ne olur onları ’da tanı ve karış yazarların bize öğrettiği şiirlere.
Aşk bu mudur?
Aşk böyle mi olmalıdır?
Nerede kaldı utancından sılanın yüzüne bakamayan aşıklar?
Nerede şimdi o en eski hatıralar?
Hapsedilmiş ruhların en özgür anı yaşanıyor. Geçmişle gelecek arasında sıkışmış bütün benliklerin mutluluk nidaları duyduğum.
Efkârlandıkça, dağılan acıların ne menem bir şey olduğunu ilk kez görüyor gözlerimiz. Çalan şarkılar ağlatmıyor bu gece. Gürültü dedikleri; birer beyaz bulut...
köşeye sıkıştı ve cenin şeklini aldı bedenim... kımıldayacak halim yok. bir şizofreniyi oynuyorum nicedir!yollara çıkacak takat kalmadı güçsüz bedenimde. yolsuzum, yolluksuzum ve gittiğinden beri bende yokum...
Orhan Pamuk