Bazen...
Bazen de umarsızca sevdiğini , onun da senin kadar seni özlediğini umarak beklersin. Aynen şu an benim yaptığım gibi.
Bazen de umarsızca sevdiğini , onun da senin kadar seni özlediğini umarak beklersin. Aynen şu an benim yaptığım gibi.
Korkuyorum… Ölümden, sensiz ömrümü geçirmek fikrinden ve başkalarıyla seni sevmekten; ne olur kızma! En az benim kadar sende biliyorsun sensizliğimi…
büyük aşklardan sonra geri sadece küçük şeyler kalır...Çünkü büyük parçalar içimizden kopup gitmiştir. Kalan küçük parçalara, önümüzdeki aşklar için ihtiyaç uyarız...
belki de ben abartıyordum bilmiyorum, belki çok şey bekliyordum aşktan. beklentilerim karşılanmadıkça da karalara bürünüyordum, sevda rengini yitiriyor artık ben kararıyordum
Hey aşk; sen adama neler yaptırırsın.
Aşk için senin yanından pas geçiyorum. Aşk uğruna ve aşkımla..
Durup durup ellerin vuruyor bugün aklıma. Bembeyaz, bakımlı ellerin.. tombul beyaz bileklerin.. ve o kokun.. göğsüne yattığımda, bana tüm dünyayı unutturan kokun.. Sen benim kokumu unuttun mu?
aşka inanıp,sonralarda kandığını sanan herkese ithaf olunur...
-sanki tüm olanlar bir rüyaydı.
artık uyandım veya uyandırıldım.
son telefondan sonra kendimi alıştırmaya dair-
Bana içimdeki kişiliğin derinliğini sorma! İnan özümün kat(l)ettiği yolun hiçbir önemi yok şimdi/ öylesine bir derinlik bu…
Erkekler neden ‘huysuz ve tatlı’ kadınları hiç unutamadıklarını söylerler ve bu söylemlerinde ne kadar inandırıcıdırlar?
(Teninin kokusunu, özlerim tabii ben. Ama sevinirim, bir başkası benim kadar içine çekemez.) Büyümeye devam etmeliyim..