Özleminin Ağıtı (Sen!)
Artık ağlayamıyorum bile!.. Gözyaşı tükenmez zaten de, ben tükendim... Bir damla düşünce saatler sürüyor senin ağıtın...
Artık ağlayamıyorum bile!.. Gözyaşı tükenmez zaten de, ben tükendim... Bir damla düşünce saatler sürüyor senin ağıtın...
Şu anda yazılmış birşey.O yüzden çok nitelikli ya da derinlik sahibi değil.
"...Sadece Sevdiği kişiyle olmak ve hayata bir çelme takmak istiyor. Kuşlar gibi kanat çırpmak istiyor göklere, çocuklar kadar şen olmak istiyor, anla Sevdiğim AŞK’ı yaşamak istiyor bu beden..."
Mutsuzum uzun zamandır. Senin de dahil olduğun bir sürü sebebin sonucu mutsuzluğum... Yaşam boyu mutsuz olmak için o kadar çok hediye edilen acı içinde sana nasıl kızabilirim ki içime bıraktığın küçücük bir sızı için. Hayatın tuhaf yanlarından birisidir i
Evet biz terk edildik sayın okuyucu, kahvemde bende …
Müsaadenizle uyumaya çalışacağız ama bilirsiniz kafein uyutmaz
"Biliyordum aslında ;seninleyken yazdığım bu mektubu;günün birinde sensiz okuyacağımı"
Şimdi durup yüreğime sorduğumda tüm bunları bilseydin yinede atarmıydın o son adımı diye bırakın cevabı sesimin yankısını bile duyamamaktayım; ama adını aşk koydum bu oyunun bir sonraki adımın bana nelere malolacağını peşin bir hükümmüş gibi çakıp alnıma, aldanıyorum birkez daha bu masala...
Bu muhteşem his hakkında bir kez daha yazmalıydım. Kimbilir, belki onu tarif eden o doğru kelimeyi bulurum umuduyla...
Birgün kalple değilde beyinle seveceğime karar verdim acı çekmemek için.. Çünkü beynin kalbe hüküm edebileceğini düşündüm.. Kalbin saçma tavırlarını kontrol altına almak istedim.. Ama yanılmışım, yanlış düşünmüşüm.. Bi şekilde kalp acıyı kendine çekiyor ve bütün vücuda pompalamayı başarıyor yine.. Seven insan hep acı çekermiş meğer..
Bir sevdanın gülünü sisli ufukların yağmurların da bırakarak; gözlerden uzak, gönülden ırak kalmıştım. Kalıp'ta donan ruhum erimiş, satırlar da duran hasret kalbime inmişti.
Bir aşkın peşine düşmeyi bırakalı üç sene oldu. Karnı çok aç biri gibi deli divane olup yemek aramak yerine doymuşluğu yakalamış biri gibi damak tadıma en uygun yemeği bekliyorum, arıyorum yavaşça ve sabırla.
Çocuksun. Mutlusun. Hiçbir mutluluk yakışmaz hiçbir çocuğun gözlerine bu kadar, sen tebessüm edince...
Ben derdimi taş yaptım da denize attım. Yüreğim öyle yalnız ki bir insan bu kadar sevgi dolu iken bu kadar sıcak duygular içindeylen nasıl olurdu da bu kadar soğuk düşler yaşardı? Kimi incittim de yalnızlık kaderim oldu. Öyle bir uçurumdayım ki ne dağ ne kayalık düştüğüm bu yalnızlık
SENİN NE KADAR GERÇEK OLDUĞUNU VE GERÇEĞE NE KADAR İHTİYACIM OLDUĞUNU GÖRÜYOR VE GERÇEĞİ, GERÇEĞİMİ ÖZLÜYORUM BEN. BEN SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM...
hazan da olsan, kuru bir yaprak gibi dökülsen de artık içime “ vazgeç kalbim! “ diyemiyorum. oysa artık çok geç biliyorum; sensizlikte saadet