Kaybediş
Var sanılan aslında her zaman yoktur. Bazen yanımda dediğin aslında çoktan yok olmuştur.
Var sanılan aslında her zaman yoktur. Bazen yanımda dediğin aslında çoktan yok olmuştur.
Afrodizyak etkisiyle kokusu insanın aklını başından alırken; fazlası her zaman kalbi yorar sıkıştırır nefesini daraltır. Ama insanoğlu vazgeçmez aşktan.
Etrafı kapalı bir odada ruhum örselenirken bi köşede susmuş kapı aralığından sızan ışıga bakıyorum...
Acaba bunu hesaplayabilir miydi matematik dehaları? Beynimizin ne kadarı aşkı sorguluyor, aşkı kurguluyor, bizi karanlık bir kuyuya itip yankılanan kendi sesimizden korkmamızı sağlıyor? Aklımızın hangi bölümü ile sever, aniden çıka gelir, aşka rehin ve rehineler alır, sonra hangi bıkkınlık ile terk ederdik o cennet bahçesini. Ama aşkın matematikte
.........nazli yare, kalan bir damla umudun harcanmasi... yar o ki, inletmektedir, kendi agitiyla masugunu. bicare, pespaye gonlun son zerresi terennum etmektedir nazende' yi...
İlk bakışta bunca şaşkın ve sakar olabilir mi bir insan? Seni ilk gördüğümde yüzündeki sıra dışı tebessüme, parıltıya takıldı ayaklarım; bir sakarlık yaptım işte, kendimi yere düşürdüm… Yıllar geldi geçti önümden bir kervan misali, yeri böylesi özlemedi dizlerim!
Sen benim ellerimi zayıflatıyorsun.Her ne zaman sana ellerimi uzatsam, benim kolumu kanadımı kırıyorsun. Her ne zaman kollarımı sana açsam, boşluğu sarıyorum.
Aynadaki buharda esrik izler bırakan bedenim kadar silikti düne kadar yaşam gözümde. Bir banyo küvetinde aşk girdi içime, aktı dudaklarımın kenarından yedi tepe kıvamında… Öpen dudakların mıydı Ege’yi? Ah kirpiklerinde alev saklayan adam, tülünü yırttın soluksuzluğumun. Kabuğumda en derinlerde sakladığım istiridyem inci beyazı oldu artık sana. Üst perdeden
Seni bu gece de her gece ki gibi seviyorum. Delice, körü körüne...
Bilir miydik, serüvenlerden bir daha asla onmaz yaralarla dönecektik evlerimize.