"Yazmak, aynada kendi saçma halinle kavga etmek gibidir; ama en azından kağıt daha nazik davranır." – Franz Kafka"

Deneme > Unutulamayan Dönemler

üzgün

Kanlı ve Kınalı Topraklar: Çanakkale

Selam sana... Bin bir çile ve zahmetlerle yoğrulmuş. Al kana bulanmış ve gözyaşı sulanmış. İzanlarımızın muhakemesinde buluşmuş. Toprağının her bir metresi şehitlerin kemikleriyle süslenmiş. Hüzünlerin alevlerinde çığlık olarak kopan mahşerin kanları duygularımızı incitmiş bulunan. Hicran alevlerine sokulan korlarla kalb odamızı yakmış olan. ÇANAKKALE...

olumlu

Kara Tren

-Bindiğiniz trenin ismi "Kara Tren" miydi?
-Hayır Ahmetciğim. Eskiden trenler kömürle çalışıyordu. Çıkardığı dumanlar nedeniyle dış yüzeyi kapkara olduğundan, halk arasında "Kara Tren" ismini almıştı.

düşündürücü

Lut Gölü'ün Fenomeni

Dünyanın en eski yerleşim birimlerinden olan bu bölgedeki Sodom ve Gomore Şehirlerinin kalıntıları ile Kumran Mağaraları yazmaları(Lut Gölü Yazmaları) esrarını korumaktadır. Dünyanın bu deniz seviyesinden alçak alanı tarihi geçmişindeki nice sevap ve günahlarıyla ayakta olup yaşamağa devam etmektedir. İsrail’in sanayi artıkları ve küresel ısınmayla aşırı buharlaşan göl fiziki

karamsar

"Rüzgâr Gibi Geçti"

Her dönemin kendine özgü bir “trendi” vardır. Kimi dönemler insanlık adına önemli “yükseliş”lerin tanıklığını yaparken (örneğin Reform, Rönesans, Aydınlanma, Ekim Devrimi vb.), kimi dönemler de tam tersi bir pozisyon alarak “inişe” geçer. Yani “tarih” dediğimiz hikâye klasik giriş-gelişme-sonuç (serim-düğüm-çözüm) hattını zaman zaman terk eder, inişli çıkışlı vadilere, patikalara

karamsar

Karanlık ve Yok Olmak

Yok olmak aslında karanlığın içerisinde, ışık varken bile. Yok hissetmek kendini aslında var olduğunu bile bile. Ne kadar da zor aslında yalnızlık, paylaşılabilinicek biri bulunamadığında artık, yani bir bakıma da yok olmak göz kamaştırıcı varlığın içer

olumlu

İki Sevgili

Akşam evde bağdaş kurup oturacağım ve çocukluğumdaki gibi yıldız şehriyeleri suluboya ile rengarenk boyayarak kolyeler yapacağım. Dilimde
eski bir reklam şarkısı olacak. BİZ PIYALECİYİZ, ONLAR PIYALECİLER, SİZ PİYALECİMİSİNİZ.???… PIYALEEEE...

nostaljik

Yalan Dünya

Oturduğumuz ev. Demir Apartmanı'nın altıncı ve en üst katıydı. Pencereden sepet sallıyor, "Bakkal Dimitri!" diye bağırıyor, sonra da apartmanın tam karşısındaki binanın altındaki bakkalından Dimitri çıkınca da herkese duyura duyura siparişimizi veriyordu

karışık

Keşke

Acım acınla birleşti... Büyüttü içindeki yangını... Hiç doğurmasaydım dedin mi? KEŞKE dedin mi?

üzgün

Kızıla Boyalı Dünya

Küçük kasabamda küçük insanlara inat, dik, keskin, sivri ziryeye tırmandım. Ve tüm kente "Savaşa Hayır" diye haykırdım! Soluğum kesilene, damağım kuruyana dek... Yazık ki aşağı indiğimde kimsenin beni duymadığını anladim. Hain rüzgar! Tüm kelimelerimi yut

Başa Dön