Güneşi Kestirmeden Doğduran Özgürlük İksircisi; Yasak Delme Saati
Özgürlük için kanat çırpmayınca bir kuş
Rüzgar gökyüzüne uzatmaz elini
Özgürlük için kanat çırpmayınca bir kuş
Rüzgar gökyüzüne uzatmaz elini
Bir insanı, yemini ve de sadakati üç durumda tanırsınız. Ya elindeki tüm güç ve konfor alanını alırsınız; tepkilerini izlersiniz. Ya eline sonsuz güç ve yetki verirsiniz. Ya da sadece onun kararlarına güvenir, onun karakterine ya da sözüne güvenirsiniz.
Bir gün özgürlüğü ve soru sormanın ne olduğunu anlayacak bir toplum hayal ediyorum. İskender Pala’nın kitabı sanki bana bu hayalim gerçek olacak ümidi veriyor.
"kast” kelimesi hindistan’da çok şey ifade ederken türkiye için pek bir şey ifade etmediğini başlangıç için düşünülebilirsiniz. ancak detaya girdikçe arada pek bir fark olmadığını göreceksiniz.
Yolcu bu yolda yürüyen yolcunun haykırışıdır. Bir anadan doğan yolcuların hikâyesidir bu. Dünyaya bakanların, insan olarak doğanlara öte dünyanın hatırlatıcısıdır.
Avrupa'nın 7 ülkesinde satılan haftalık SESVER GAZETESİ'nde yayınlamış bir makale...
Durmadan aydın sorumluluğundan dem vuruyoruz ya hani, külliyen yalan. Sorumluluk görevini, sorumsuzluk hakkını kullanmaya dönüştürmüş ikiyüzlüleriz hepimiz. Hep birlikte el ele verip kendi geleceğimize kıymışız biz.
Mürekkebi kurumamış yazıları eleştirirken “dobra”lığın ardına gizlenerek “zorba” olan eleştirmenlere ithafen…
Zamanına sahip olmak yaşadığı dönem boyunca olacaklara karar verebilme, belirleyebilme gücüne ve iradesine sahip olmak mıdır?
Yapıtta Darwin’in yaptığı yolculukta nerelerde durduğu, neler yaptığı hakkında bilgiler var. Şunu belirtmeden geçemeyeceğim; Darwin hiç de doğa korumacı değilmiş.
Benim kelimelerim suya yazılmıştır..Nuh tufanı yeniden kapladığında yeryüzünü, hiç bir şey kalmayacak geriye..Hiç kalmayan aşklarımız, dostluklarımız, anılarımız ve merhametimiz gibi..
"Yaralar vardır hayatta,ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkten yiyen,kemiren yaralar.Kimseye anlatılamaz bu dertler,çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar.Çünkü henüz çaresi de,devası da yok bu dertlerin."
Bu tıpkı Emir karakterinin geçmişiyle yüzleşmeden gerçek huzuru elde edemeyeceğini bilmesi gibiydi. İnsanlar geçmişte onları üzen, hep huzursuz eden olayları unutmak isterler ama şu bir gerçek ki geçmişle yüzleşmek çoğu zaman insanı huzura erdirir. Rochester’ın Bertha Mason’u yıllarca gizlemesi, tıpkı Emir’in kendisi için canını dahi feda etmekten çekinmeyecek
Adaşına seslenmiş Sabahattin Ali, su değirmenini anlatarak... Ve günümüz modeli aşkları betimlemiş devamında. Bir demiş, ikinci demiş, üçüncü, dördüncü ve devamı... Hikâyenin sonundan habersiz kafamızda tasarlamaya çalışıyoruz. Değirmenleri, sevgilileri, aşkı, köylüleri, köleleri...
Dört edebiyat ve şiir gönüllüsü bir araya gelerek bir tarih, kültür, sanat ve edebiyat dergisi çıkarmaya başladık. Dergi yolculuğumuzda el ele yürüdüğümüz dostlarımızdan biri Avukat Abdulhadi bay. Değerli bir şair olan dostmuz
110 yıllık tarihi konağa reva görülene bak…
Yoksa Malatyalılar Karakaş Konağı’nın yıkılıp yok olmasını mı bekliyorlar?
Oysa bu konak, istenirse yeniden ziyarete açılabilir.
Hem bir dönem “Malatya Evi” ya da “Etnoğrafya Müzesi” olarak kullanılması için düşünülmüştü…
2005 yılında da Sanatçı
Pinokyo belli bir zaman sonra artık gerçek bir çocuk olmak ister ve Mavi Peri’den kendisini gerçek bir çocuğa çevirmesini diler. Tıpkı bir robot çocuk olan David gibi...Ama David Pinokyo kadar şanslı değildir.
fransızlar, hatay’dan giderken yanlarında neler götürdüler, onu çok iyi bilmiyoruz, ancak arkalarında neler bıraktıklarına kuşbakışı bir göz atarsak neler görürüz...