"Yazarlık, boş sayfaya küfürle başlamak, sonunda onu öpüp koklamaktır." – Franz Kafka"

Deneme > Yüzleşme

üzgün

Kırık Bir Heykel Parçası

Çoğu zaman yanımızda bulunan sandığın içindekileri merak etmeyiz Ya da karşımızda bulunan resmin bize ne anlatmak istediğinin farkına varmak istemeyiz. Ama gün gelir sandık açılır ve resim de bir daha dışarıya çıkmamak üzere içine girerse o zaman sandığa da resme de değer vermeye başlarız.

karamsar

Yüreğimdeki Eylül Yolculukları

Ne çok “sonbahar” esiyor haziran güneşlerimde… Sokaklarımdan sonbahar kokuları, yüreğimden “eylül” geçiyor…”Poyraz” rüzgarı köpürtüyor anılarımı uykusuz gecelerimde...

düşündürücü

Akışına Bırakmak / Akışına Kapılmak

“ İki şey üzerinde ne kadar sık durup düşünsem, gönlümü hep yeni ve gittikçe artan bir hayranlık ve saygıyla dolduruyorlar. Üstümdeki şu yıldızlı gökyüzü ve içimdeki ahlak yasası.”
I. KANT

karışık

İşte Böyle

ne diyeyim şimdi sen en iyisi bi oku benden seni...

karamsar

Yalan Masallarımız

O kadar yalanmış ki masallarımız, geri dönmeye karar verdiğimizde, arkamızda bıraktığımız ayak izlerini bile bulamadık. Ne yürümeyi becerebildik geleceğe doğru, ne de geri dönmeyi adamakıllı. Meğer masalmış tüm yaşadıklarımız ve yalanmış tüm masallarımız.

karamsar

Kül Tablası

Oysa küllük, içimi yakan kendimleliğimi paylaşım amaçlı yaktığım sigaraların zifiri küllerini dökmek için sunulmuş. Ve sigaramdan her nefes çekişimde, ciğerlerimi dolduran nikotiniyle birlikte, ateşin bir kadının gözleri gibi parlaması silikleşmesini umdu

olumsuz

Güvensizlik Tiradı

İnsanlara karşı duyulan derin güvensizlik yorucu, bir o kadar da yıpratıcıdır...
Sahtekarlığın yorgunluğudur bu. Testlerde kadran kırsa bile, hayatın içinde size hizmet etmekte pek de gönüllü davranmayan zekanızın ihanetini telafi için yaratıp şekillend

üzgün

Yalnızlığa Dair

ya kendi kalabalığımızda ya da kalabalıklardaki tek başınalığımızla, kimi zaman göz önünde kimi zamansa içimizde bir yerlerde hep yalnızız aslında...ben değilim diyen, diyebilen biri var mı...

karamsar

Basın Açıklaması

Belki bu yazıda diğer bir sürü bazı yazılar gibi kişisel mastürbasyondan başka bir şey değildir ki hala komşu toprakta insanların karınları kurşunlarla doldurulurken….

üzgün

Avuçlarında Akdeniz Sıcaklığı

bir sahil kasabasındaydı evimiz.
duvarlaında türkülerin yankılandığı, benim karakalemlerimin, senin teoremlerinin barındığı küçük köhne evimiz.. içinde kitaplarımız vardı. çok kitap... çok sevgi... çok sen.. çok ben... ve en çok biz vardık.

üzgün

Ateş Dansı

Sesini duyuramadan bağırmak zorunda kaldığı yıllara kilitlenen bir yürek söylemi döküldü dudaklarından. Dilinde bir İstanbul düşünün,düşünden düşüşünün bağdaş kurmuş suskunluğu sancıyordu. Bir depremin ucuna astı suskunluğunu..harf harf şiddetlenerek ecel

karamsar

Anılar

Belki de anılarımıza sahip çıkmamız gerektiğini hissettiğimiz için bilinçsiz bir sorumluluk duygusuyla onların elinden tutup, ve hatta onları çekiştirip hüzün topraklarına koşturuyoruz.

Başa Dön